Umarım bölümü beğenirsiniz. Bir de sizden bir ricam olucak; lütfen yorum yapın. Görüşlerinizi bilmem hikayenin daha çok sizin istediğiniz gibi gitmesi için önemli. Her neyse iyi okumalar.
NOT: Multimedia da Finn var...
---------------------------------------------
Tek düşünebildiğim ona olan aşkımken hızla ayağa kalktım. Aşk beni cesaretlendirmiş ve gözümü kör etmişti. Hızlı adımlarla ormandan çıkarken göz yaşlarımı sildim ve güçlü görünmeye çabaladım.Tanrım onu seviyordum.
Adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Her adımda kalbimin atışları hızlanıyordu. Yakında yerinden fırlayacak gibiydi. Dudaklarım yağan yağmurun altında ıslanmasına rağmen o kadar kuruydu ki.Kampa vardığımda bir kez daha tekrarladım içimden. 'Onu çok seviyorum.' Adımlarımı Mikaelsonların çadırına yönelttim. Niklaus hala dışarıda oturuyordu ama yanında hiç bir kardeşi yoktu.
Ona doğru gittiğimi görünce ayaklandı. Tam ağzını açıcaktı ki işaret parmağımı ona doğru sallayıp susmasını sağladım. Bir an cümle kuracak gücü kendimde bulamadım. Dudaklarım o kadar kuruydu ki. Dudaklarımı yalayıp bir kez daha parmağımı ona doğru salladım ve "Sen ne nasıl aşşağlık bir adamsın!" Dedim soğuk çıkmasına özen gösterdiğim bir sesle.
"Neden aşşağlık bir adam oldum ben şimdi?" Dedi benim gibi soğuk bir sesle. Ama benim aksine gülümseyerek. "Sence?" Dedim sorarcasına.
Muzip e gülümsemeyle ellerini iki yana açıp "Bilmiyorum." Dedi. Onun bu sakin hali beni iyice öfkelendiriyordu. Bu sinire rağmen sabırlı davranıp açıklama yaptım "Bir gün bir kıza onu sevdiğini söyleyip de ertesi gün başka bir kızla ortaya çıkmak da ne oluyor." Dedim bağırarak.
Klaus aynı rahatlıkla "Kız, erkeğe karşı hiç bir şey hissetmediğini açıkça belli ederse erkek fikrini değiştirmekte özgür." Dedi. Söylediklerini idrak ettiğimde sanki kalbime bir hançer girmiş be içerde 5 kez çevrilip sertçe çekişmiş gibi hissettim ve nefesim kesildi.
Şimdi az önceki cesaretimden hiç eser yoktu. Titrek ve boğuk sesimle "Yani artık bei sevmiyorsun? Fikrin değişti öyle mi?" Dedim sorar bi şekilde.
"Sen sanki beni seviyor musun?" Dedi az öncekine göre daha ciddi çıkan sesiyle.
İçimde yeniden yeşeren bir cesaretle "Seviyorum." Diye bağırdım ve onun gözlerindeki ışığı gördüm. "Ben de seni seviyorum." Dedi hiç düşünmeden.
"Peki ya Tatia?" Dedim sorar bir şekilde. "Tanrı'm Caroline.." Dedi. Kahkaha atmaktan zar zor konuşuyordu. "O abime aşık ben de sana. Biz Tatita'yla sadece birbirimize yardım ettik." Sonra göz kırptı ve "Anlarsın ya kıskandırmak." Dedi. O anki mutluluğum hiç bir şeyle ölçülemezdi.
"Tanrım, Klaus seni çok seviyorum." Dedim "Bem de seni çok seviyorum." Dedi ve sonrasinda dudaklarımız buluştu. Yağmur tenimize hızla vururken biz birbirimize sarıldık. Ve öylece birbirimize baktık. Artık biliyordum. Biz birbirimize aittik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE (Klaroline)
FanfictionAsırlar boyu süren, dur durak bilmeyen, kanlı bir aşk hikayesi... KLAROLİNE