Gülümse Yeter

11. Ölümlü Şeyler

Multimedia: Eray🌙

Bölüm şarkısı;

The Vamps- Somebody to you ft. Demi Lovato 🎤

İyi okumalar ❤

~

Mutfaktan çıkıp ikimiz de büyük koltuğa kendimizi bırakırken bi 'oh be' dedik rahatlayarak. Sanki ağır bir görevi başarıyla halletmiştik. Telefona gelen bildirimle ikimiz de telefonumuza baktık. 'Kankiler' grubumuzdan gelen bildirimle telefonlara daldık.

-

Kuşların ötme sesiyle güne uyandım. Esneyip gözlerimi açtım uykulu bir şekilde. Görüntüm netleşirken önümde gördüğüm şeyle çığlık atıp yatağımın üzerinde ayağa zıpladım. Yılan bu Allah'ım, sen koru beni!

Tekme atmamla yılan yere düştü ve tekrar çığlık attım. "Eraay! Yardım et, yılan var! " Diye çığlık attım. Allah'ım, ciddi ciddi nasıl girmiş buraya? Antalya'da yılan olur muydu ya! Yatağımda ayakta gerileyip resmen duvara yapıştırdım kendimi. Euzubillahimineşşeytanirracim..

Kapımın önündeki gülme sesini duyunca afallayarak kaşlarımı çattım, ardından Eray odaya dalınca beni görmesiyle kahkaha patlattı. Bu işin ciddiyetini çakmamış galiba. Karnını tutarak kahkaha atmaya devam ederken cırladım. "Ne gülüyorsun sen be?! Yılan var burada YILAN VAR!" dememle gülmesi daha da şiddetlendi. Bi dakika ya? Neye gülüyor?

Yatağımın yanına gelip elini yılanı alınca çığlık attım. Daha da çığlık atarsam sesim kısılacak lan, boğazım ağrıdı. Gülmesini yavaş yavaş durdururken elindeki yılanı havada salladı. "Nasıl? Sevdin mi?"

Hee çok sevdim, aynı sevgilin.

Şimdi her şeyi tam anlamışken tekrar bağırmaya başladım ve elime yastık alıp ona fırlattım. "SEN GERİZEKALI MISIN?! KALPTEN GİDİYORDUM AZ DAHA LAN!" Elimi kalbimin üzerine koyup kalp atışlarımı dinledim. Aha, vallahi gidiyorum galiba, disko keyfi var sanki bu nasıl kalp atışı?

Eray gülerek yılanı bana doğru getirince korkuyla geriledim. "İn şimdi oradan, bak yoksa geliyor arkadaşın." Ne tatlı arkadaşmış, varya Azra'dan bile bu kadar korkmuyorum be, ne de olsa o da yılan ya hani. Şimdi bu arkadaşa hakaret etmiş oldum sanırım..

Eray, Azra'nın türünden olan oyuncakla dışarı çıkınca nefesimi dışa verdim. Resmen korkudan elim ayağım titriyordu. Sakin ol Okyanus, sakin ol kızım, Eray'ın ağzına edersin sen merak etme. Ama ben ona yapacağımı biliyorum ya..

Yeri kontrol edip yataktan indim, ne de olsa piç bu, birini daha koymuş olabilirdi. Kalp ve beden sağlığımın güvende olmasını istiyordum. Üstüme giyecek bir şeyler alıp banyoya girdim. İşlerimi halledip üstümü giydim ve banyodan çıktım. Aşağı indim hızlı sakince. Eray salonda koltukta oturmuş, telefonuyla ilgileniyordu normal olarak.

Bu mutfakta değilse kesin yemeği erken yemiş ve bitirmiştir. Mutfağa girerken arkamdan, "Bana bi kahve yapsana!" Diye bağırmayı da ihmal etmedi tabii. Gözlerimi tavana çıkarıp 'Yarabbi sen sabır' diye geçirdim içimden.

Sonra aklıma gelen düşünceyle kendimi sevesim geldi, cidden çok zekiyim yerim kendimi :3

Ego: on.

Dolaptan mayonezi çıkarıp tezgaha koydum. Eray hep sütlü kahve içerdi, ee, değişiklik olsun azıcık değil mi?

Sinsi bir şekilde onun için yaptığım kahveye biraz mayonez koyup karıştırdım. Mayonezi aldığım yere geri koydum ve hiçbir şey olmamış gibi bir yüz ifadesiyle içeri girdim. Kahveyi ona uzatırken teşekkür etti hatta. Pişman olacaksın oğluşum, niye vicdanımla oynuyorsun?