46. Bir Annem Varmış

1.2K 60 15
                                    


Keyifli okumalar 💕

~

"Okyanus? Güzelim, iyi misin?"
Tıklanan kapının sesiyle irkildim ve yaslandığım kapıdan ayrılıp toparlanmaya çalıştım. Hemen musluğu açtım ve sesimin titrememesine özen gösterek seslendim. "İyiyim, geliyorum!"

"Utku'lar gidiyor, çabuk ol," Dedi o da kapının ötesinden. Ellerimi açık suyun altına tuttum ve soğuk suyu mümkünmüş gibi ellerimi daha da soğutmasından etkilenmeden elimi yüzümü yıkadım. Titrek bir nefes alarak gözlerimi kapatıp sakinleşmemi bekledim. Hemen toparlanıp elimi yüzümü kuruladım ve banyodan çıktım.

-

Nerede olduğumu bilmiyordum. Her yer karanlıktı ama dikkat edince eski bir yerde olduğumu anlamıştım. Oturduğum zemin soğuktu ve bu soğuk uyuşmuş bedenime yavaş yavaş işliyordu. Bedenimde ağır bir yorgunluk vardı.

Titreyerek gözlerimi kırpıştırdım. Gerçekten de neredeydim?

Ayağa kalkmaya çalıştığımda el ve ayak bileklerimin bağlı olduğunu gördüm. Bir duvara yaslıydım ve bulunduğum oda resmen enkazdı. Hava gece olduğunu gösteriyordu ama içeri sızan ay ışığıyla odanın ortamı loş gibiydi. Havada uçuşan tozlar bile ay ışığıyla gözüküyordu.

Etrafa göz gezdirip yanıt beklercesine seslendim. "Kimse yok mu?" Titreyen sesimle cevap gelmemesine inat bir isim daha mırıldandım. "Eray?" Kısılmıştı bu sefer sesim. Kimse yok muydu bu harabe yerde? Endişeyle ellerime baktım. Kim bağlamıştı beni ve ben buraya nasıl gelmiştim?

Avuçlarımı sıkıp bileklerimi bir anda sertçe iki tarafa çekmemle ipler dört parçaya bölünerek kollarımdan süzüldü. Ayaklarıma yönelip onları da açtım. Tuhaf olan bileklerimde bir acı hissetmiyordum. Zorla ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Ama tabii ki açılmadı. Ayaklarım öyle bir titriyordu ki her an yerle bir olabilirdim.

Kapıyı yumrukladım. "Kimse yok mu?? Açın kapıyı!" Derin derin nefes alıp vermekle beraberinde kapıyı yumrukluyordum ama kimse yoktu! Yapayalnızdım burada. Nefesim kesilmeye başlıyordu ve ayaklarım korktuğum gibi beni fazla ayakta tutamadan dizlerimin üzerine düştüm.

"Yardım edin!"

"Yardım edin!"
İrkilerek gözlerimi açtım. Yatağımda oturur pozisyona geçerken elim hemen komidindeki lambaya gitti ve bu rahatsız edici karanlığı hafifçe aydınlattım. Titreyen ellerimle gözyaşlarımı silip nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Geçti Okyanus, geçti.. Sadece bir kabus..

Birkaç dakika öylece oturup sakinleşmeyi bekledim. Odamda yalnızdım ve birine sarılma isteğim vardı. Eray muhtemelen uyuyordur şimdi. Yastığımı alıp sıkıca ona sarıldım ama bu bana yetmedi. Üstümdeki yorganı ayağımla itikledim ve paylak adımlarla odamdan çıktım. Eray'ın odasının kapısını hafifçe araladım ve aralıktan yavaşça içeri sızdım.

Yatağına sessiz adımlarla yaklaştım ve durup onu izledim. Yine yatağın sağ tarafında yüzü bana dönük yatıyordu. Kahverengi saçları ifadesiz yüzüne dökülmüş bir şekilde uyuyordu. Gülümsedim. Uyandırmaya kıyamazdım ki şimdi..

Sessiz adımlarla arkama döndüm ve odanın kapısına ilerledim. Tam kapıyı açacaktım ki uykulu sesini duyuo duraksadın  "Okyanus?" Omzumun üzerinden dönüp ona baktım. "Bir şey mi oldu?" Derken oturur pozisyona geçti. Dudağımı ısırıp vücudumu da tamamile ona çevirdim. "Şey.. Kabus gördüm de.." diye çekinerek mırıldanmamla bunu bekliyormuş gibi kollarını açtı. "Gel buraya.."

Bunu demesini bekliyormuşum gibi hızla ilerledim ve kolları arasına girdim. Beni kendine çekerken az önce yattığı yerde şimdi ben duruyordum. Dudaklarını saçlarımda hissederek iyice sindim yerime. "Neden uyandırmadın beni?" Diye sordu hala sarılıyken. Sesimin boğuk çıkmasına aldırmadan konuştum. "Uyandırmak istemedim.."

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin