31. Buradayım

1.3K 84 0
                                    


İyi okumalar 🌜

~

ERAY'DAN

Arkadaşımla vedalaşıp arabadan indim. Saat gecenin 1'i oluyordu, geç kalacağımı bilerek Okyanus'un endişelenmemesi için mesaj atmıştım.

Anahtarla kapı kilidini açıp eve girdim. Işıkların kapalı olduğuna göre Okyanus uyuyordu. Merdivenleri çıkıp odama girdim ve üstümü değiştirdim. Yatağıma uzanıp yorganın altına girdim.

-

"Eray? Eray.." Uykumdan uyanarak gözlerimi aralayıp karşımda duran Okyanus'a baktım. Rüya mıydı bu? "Efendim?" Diye mırıldandım uykulu bir şekilde. "İlaç kutusu nerede?" Diye sordu elini alnına koyarken. "Sanırım ateşim var."

Bunu demesiyle uykuyu unutup yerimden fırladım. "Ne? Nasıl? İyi misin?" Diye soruları art arda dizmeme kısık gözlerini kırpıştırarak baktı. "Bilmiyorum, sen gelmeden önce de üşüyordum ama şimdi daha kötüyüm sanki. Termometre de ilaç kutusundaydı, bakamadım ateşime," Diye anlattığında yatağımdan kalkıp onu kalktığım yere oturttum.

"Ben ilaç kutusunu getireyim," Deyip masamın yanına ilerledim. Kitaplığımın alt rafından kutuyu alıp Okyanus'un yanına geldim. Yanakları kıpkırmızıydı ve üstündeki cekete sıkıca sarılmıştı. Karanlıkta pek göremiyordum ama sanırım titriyordu da.

"Uzan, ateşine bakacağım," Deyip uzandırdım, termometreyi yerleştirip beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra termometreyi alıp gözlerimi kısarak baktım. "Ateşin varmış.." Diye mırıldandım düşünceli bir sesle.

Ateşinin düşmesi için bir ilaç içirdim ve yorganı üstüne çektim. Yanına otururken dudağımı ıslattım. "Canın acıyor mu?" Diye sorduğumda gözlerini yavaşça kapattı ve başını yavaşça iki yana salladı.

Acıyordu işte, neden inkar ediyorsun?

İlacın etkisi için birkaç dakika bekledim, o zamana kadar Okyanus uyumuştu sanırım. Termometreyle tekrar ateşini ölçtüğemde biraz daha yükselmiş olduğunu gördüm. Korkuyla alt dudağımı ısırıp telefonumu alarak odadan çıktım.

Bu durumda ne yapmalıydım, ne etmeliydim bilmiyordum. Annem bilirdi ama. Telefon kilidini açtım, numaralardan annemi bulup aradım. Birkaç çalıştan sonra sesini duydum. "Oğlum? Gece gece ne oldu?" Diye sordu annem. Mutfak duvarındaki saate baktığımda saatin 02:30 olduğunu farkettim.

Elimi saçlarıma daldırdım. "Anne hani sana bahsetmiştim ya, ev arkadaşım Okyanus.." diye başladığımda annem endişelendi. "Kötü bir şey yok, değil mi?" Dedi korku dolu sesle. "Hayır anne, sakin ol. Sadece.. biraz ateşi var, ne yapacağımı bilmiyorum."

"Tamam oğlum. Okyanus'un eline, alnına, ayağına alkol vur. Ateşini düşürür bu," Dediğinde kaşlarımı çattım. "Anne alkol ne arasın evde?" Dememle annem hemen konuştu. "İçki içtiğini bilmiyorum mu sanıyorsun Eray?" Dedi bıkkın bir sesle.

Diyorum ben size, annem'le Okyanus birbirlerinin aynısıydı resmen.

"Peki, çay yapsam, nane limon kaynatsam ya da alnına ıslak havlu falan koysam?" Diye sordum. "İyi olur oğlum. Geçen sana almamı söylediğim ilaç var ya, onu aldıysan ondan ver. Hemen düşürür ateşini. Üstünde çok kalın şeyler varsa çıkar, ateşi daha da yükselir yoksa!"

"Tamam anne," Dedim başımı sallayarak. "Oğlum, çok mu yüksek ateşi? Gelmem gerekiyorsa geleyim istersen," Dedi annem endişeli bir ses tonuyla. "Yok, merak etme, ateşi düşmezse hastaneye götürürüm," Dedim derin bir nefes alarak.

"Bir şey olursa haberdar et." Elimi yasladığım tezgahtan çektim. "İyi geceler," Deyip kapattım telefonu. Gerçi merak etmişti artık, nasıl iyi olsun? Sesli bir şekilde oflayıp nane, limon ve bitki çayı çıkardım.

Çay yapıp tekrar yukarı çıktım. Odama geçip çayı komidinin üzerine bırakıp Okyanus'un yanına eğildim. Yavaşça koluna dokunup seslendim. "Okyanus.."

Gözlerini zorla aralayıp yüzüme baktı. "Hm?" Diye mırıldandı yorgun yorgun. "Üstündeki ceketi çıkarmamız gerek, ve de bunları içmelisin?" Dediğim sıra gözlerini tekrardan kapatmıştı bile. "İstemiyorum," Diye cevapladı kısık sesiyle. "Olmaz, hadi kalk," Dememe rağmen kılını bile kıpırdatmadı.

Üstüne eğilip onu kucakladım ve oturur pozisyona getirdim. Yüzünü buruşturup sızlandı. Üstündeki ceketi çıkarırken zorla konuştu. "Çok üşüyorum," Dedi ağlamaklı ağlamaklı. "Biliyorum, ama iyiliğin için. Ateşin daha da yükselecek yoksa," Dedim mahcupça ceketini kenara bırakırken.

Geri yerine yatırırken kaşlarımı çattım. "Şu durumda bile tişört mü giydin? Üşürsün işte böyle," Dedim sinirli sinirli. Yorganı karnına kadar çekip öylece bıraktım. Dolabımdan küçük bir havlu alıp banyoya girdim, ıslatıp tekrar odaya döndüm.

Yaklaşıp havluyu Okyanus'un başına koyduğumda gözleri kapalı bir şekilde kaşlarını çattı. "Çok soğuk.." diye mırıldandı neredeyse fısıldayarak.

Annemin bahsettiği ilacı ve bir votka şişesi alıp yanına geldim. Şişeyi açıp elimi ıslattım ve ellerine sürdüm. Tekrar ıslatıp yanaklarına vurdum. Yanıyordu resmen, kız yanıyordu.

İlacı çıkarıp elime tam soğumamış, ılıklaşmış çayı aldım. "Okyanus, bu ilacı içmen lazım.." Kalkmayacağını anlayıp yavaşça doğrulttum ve ilacı ağzına koydum. "Yut şunu." Yüzünü ekşitip yuttu ve çayı içti.

Tekrar yerine yatırdım ve alnındaki havluyu aldım, tekrar soğuk suyla ıslatıp alnına koydum. Bu işlemi ve alkol olanı kaç kere yaptım bilmiyorum ama baya zaman geçmişti.

Yavaşça Okyanus'un yanında, yatağın yanında çöküp oturdum ve elini tuttum. Kapalı gözleriyle yüzü bana dönüktü. Çok canı yanıyormuş gibi bir hali vardı, acı çekiyor olsa gerek ki, inliyordu sessizce.

Elini sıkıca, bir o kadar narin narim tuttum. Diğer elimi de alıp elimdeki elinin üstüne koydum. Zarif elleri, ince parmakları vardı. Benim ellerimin yanında küçük kalıyordu fakat.

"Eray.." İsmimi sayıklıyordu. "Eray.." bir kez daha tekrar etti ismimi. Bakışlarımı yüzüne çevirerek tuttuğum elini hafifçe sıktım, 'buradayım' der gibi. "Buradayım Okyanus, iyi olacaksın.. buradayım.." Diye fısıldadım güven verircesine.

Gerilen yüzü yavaş yavaş gevşerken bir daha sayıkladı. "Anne.." Ne yapacağımı bilemeden öylece donakaldım. Annesi onun en hassas noktasıydı, o annesiz büyümüştü.. Bu çok kötü bir şeydi, ben annemin olmadığını düşününce bile.. Kafayı yiyecek gibi oluyordum!

O nasıl dayanmıştı bu acıya? Nasıl katlanmıştı bu yaraya?

"Anne..?" Birkez daha tekrar etti, sorarcasına. Sanki, 'neredesin anne, neden burada değilsin?' Der gibi.. Belki de, 'küçük kızının canı çok yanıyor anne, neredesin?' Demek istiyordur..

Tuttuğum ellerine döndü bakışlarım, elini dudaklarıma götürdüm, küçük bir buse kondurdum. Allah'ım, nolur bir şey olmasın. Nolur iyileşsin, nolur iyi olsun. Keşke onun yerinde ben olsaydım, keşke acılarını kendi üstüme alabilseydim.. O çok masumdu, haketmiyordu ki bunları..

Hatta benim yüzümden bu durumdaydı.

Birkaç dakika öylece durdum, elleri dudaklarımda, bense yerde, yanına çökmüş bir vaziyette. İnlemesi azalmıştı, elime termometreyi alıp ateşini ölçtüm. Ateşinin düştüğünü görerek içimden 'çok şükür' diye geçirdim.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve yatağın diğer tarafına geçip uzandım. Sağ omzumun üzerine çevrilip Okyanus'un sol elini ellerim arasına alıp gözlerimi kapattım. Çok uykum vardı, biraz uyumaya ihtiyacım vardı.

~

Bölüm sonu :)

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin