89. Buna Değer

599 31 4
                                    

Multi: Oki ve yeni hali (saçları)

İyi okumalar ❤

~

Evin önünde sallana sallana beklediğim sıra Kaan, sokağın başında belirince ona 'geliyorum' der gibi el salladım ve seri adımlarla ona doğru yürüdüm. Her adım atışımda beni gördüğü için daha da şaşırıyordu ve bu yüzünden kolaylıkla okunuyordu. Afallamıştı. Saçlarım, yüzüm, kıyafetlerimle bambaşka bir Okyanus olduğum için bunu normal buldum.

Yanında durduğumda yutkunarak baştan aşağı süzdü beni. Bense sırıttım. "Naber Ajan K? Beğendin mi bakalım Ajan O'yu?" Dedim poz vererek eğlenircesine. Elini saçlarından geçirip sırıttı. "Valla bir an tanıyamadım, çok şey olmuşsun Okyanus.." diyerek duraksadı ve doğru kelimeyi ararken ben, "Canlı?" Dedim tamamlamak istercesine. Onayladı memnun olmuş gibi başıyla. "Kesinlikle," deyince onu incedim ben de. Simsiyah olmuştu. Kot pantolonu, baskılı tişörtü ve deri ceketiyle beraber zaten siyah olan saçlarını havalı bir şekilde sol yanına yatırmıştı. İkimiz de bu akşam azıcık dolandırıcılık yapacağımız için daha olgun görünmeye çalışmıştık anlaşılan.

Gerçi benim bunun için çalışmama gerek yoktu. Üstümdeki yorgunluk ve yaşadıklarım bana zaten olgun hissettiriyordu.

"Ee, gidelim mi?" Dedim sabırsızlanarak. Nefesini dışa üfleyip başıyla onayladı. "Düş önüme inatçı ajan, seni mekanına götürelim." Dediğinde sevinçle el çırptım ve yanağını sıktım. "Bir tanesin sen ulan! Bak gör, sen de eğleneceksin! Ayrıca ne varmış? Azıcık ekşından ve adrenalinden ölmeyiz, merak etme," Dediğimde yenilgiyle baktı yüzüme. Elini uzatınca itiraz etmeden tuttum. Mekana girmek için de role ihtiyacımız olacaktı zaten ve beni yalnızca reşitlerin girebildiği bir disko mekanına sokacağı için onun tek bir sözünden çıkmamam gerekiyordu. Kaan'ın yanında uslu bir kız olacaktık bugünlük artık..

-

Mekanın önüne gelince Kaan, evde kendisinin hack yoluyla hazırladığı sahte kimliklerimizi güvenliklere gösterdi ve Hulk kadar olan ama kafaları bir o kadar küçük olan adamların numaramızı yemeleriyle kolaylıkla içeri girebilmiştik. Girdiğimiz an yüksek müzik sesi ve tüm karışık kokular saldırdı üstüme.

Pekala, kenardan bakıldığında biraz geri çekilesi gibi duruyordu ama ben artık bir şeyleri içime atarak, acı çekerek yaşamak istemiyordum. Ben bir genç kızdım. Ben yaramazlık yapıp eğlenmek istiyordum artık. Hayatımda ilk defa aşık olduğum çocuktan yediğim kazıkla hayata küsemezdim. Benim bunu unutmam ve sanki hiç yaşanmamış gibi davranmam lazımdı. Diğer yaşıtlarım öyleyken ben neden acı çekmek zorundaydım ki?

Kaan'ın tuttuğum elini sıkarak sırıttım ve onu kalabalığın içine sürükledim. "Bence kalabalığa çok karışmayalım, birbirimizi kaybetmeyelim!" Diye bağırdı sesini duyurmak için. Başımı iki yana sallayıp, "Bunun ne eğlencesi kalır o zaman? Bir şey olmaz!" Diye bağırdım ben de duraksamadan.

İnsanların sık olduğu yerde durdum ve yeni gelmiş olmama rağmen aldırmadan zıplamaya başladım. Şarkı ritmine göre hem zıplıyor, hem de saçma sapan dans hareketleri yapıyordum ama bu umrumda değildi. Dans etmeyi sadece bilenler etmiyordu ve ben buraya mutlu olmak için gelmiştim! Kaan da güldüğümü görünce yumuşadı ve bana katıldı. Delirmiş gibi zıplıyor ve bağırarak şarkı söylüyorduk. Şarkılar değişti, insanlar ve dans hareketleri de değişti. Ama bizim neşemiz daha da arttı.

Birden biri elimden tutarak beni insan akınının içine çekti. Şokla gözlerimi büyüterek etrafa bakmaya çalışırken beni kafamdan tutarak eğdi ve kulağıma fısıldadı. "Mekanın sahibi gelmiş, yakalanırsak kayarız," Dedi Kaan dikkatle ileri bakarak. Gözlerim büyüdü, "Napacağız?" Dedim şaşkınlıkla bir ona, bir ileri bakarak. Elimi sıktı sakinleştirmek istercesine. "Saklanacağız şimdilik, birazdan gidecek gibi duruyor. Yoklama falan yok, sadece oradan bakınıyor," Diyerek doğruldu ve bana döndü. "Normal davranalım, bir şey olmayacak." Dediğinde nefesimi üfleyip duruşumu düzelttim. Niye böyle ani ama saçma şeyler oluyorsa artık..

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin