48. Pamukşeker ve Gülümseme

1.3K 60 3
                                    

Multimedia: Utkuşumuz 🌝

(Piercingsiz düşünebilirsiniz)

İyi okumalarr 🌊

~

"Ee?" Dedi Belinay merakla yüzüme bakarken. Oturduğum sandalyede arkama yaslanırken, "Eesi, Eray'a yaptığım bıçaklı şakayı ona da yapacağım," Deyip sinsice sırıttım. "Okyanus, kameraya yakalanırsın ya," Dedi Selen kaşlarını çatarak. Umusamazca omuz silktim. "Dikkat ederim. Hem tuvalette de kamera olacak değil ya." Dememle dudağını sarkıttı yenilgiyle.

Azra'ya küçük bir şaka yapmayı düşünüyordum şimdi. Eray'a ve Kumsal'a yaptığım bıçak şakasını daha eğlenceli bir şekilde yapacaktım ona. Ayy harika!

Oturduğum sandalyeden kalktım ve çantamı omzuma geçirip kızlara asker selamı verdim. "Hadi ben kaçar, bebeksular." 4. Ders'e girecektik birazdan, daha zamanım vardı yani. Büyük ihtimalle tuvalette maymun suratını boyuyordur şimdi Azra'cık. O zaman hakkını vermek gerek değil mi?

Suratına sürdüğü boyalarla Picasso tablo çıkarırdı herhalde.

Ben onun suratını çıkaracağım şimdi :)

Kapıyı açıp yavaşça içeri süzüldüm. Tuvallette görünürde sadece Helin vardı ama yalnız olmadığı belliydi. Çantamı yavaşça bir kenara bırakıp elimi suyla hafifçe ıslattım. Ellerimi kuruturken Helin durduk yere konuştu. "Sınıfa gidiyorum, gelirsin." Deyip çıktı tuvaletten. İşte bu!

Helin'in çıkmasıyla sahte bıçağı belime yerleştirirken, "Tamam," Dedi ve birkaç saniye sonra çıktı içeriden Azra. Yüzünü gprür görmez sırıtmamla kaşları çatıldı. "Ne sırıtıyorsun be hayırsız?" Sırıtışım gülümsemeye dönerken sakince mırıldandım. "Dedi, ziyan'dan başka bir işe yaramayan şahıs.."

Göz devirdiği sırada yavaş yavaş yaklaştım ona. Bir anda koluna yapışıp belimden bıçağı çıkarmamla gözleri kocaman oldu ve çığlık attı. Elimle ağzını kapatırken bıçağı yaklaştırdım. Korkarak öyle bir bakıyordu ki zavallı..

Gülümsemeye devam ederken dudaklarını araladım. "Hatırlıyor musun? Bana saçma oyunlarını oynadıktan sonra Eray'ı kışkırtıp üzerime saldığında nasıldım?" Dedim tatlı bir ses tonuyla ama halimin delirmiş gibi göründüğünden emindim. Gözlerini bıçaktan alıp gözlerime çevirdi. Yüzüm yavaş yavaş sabit ifade alırken devam ettim. "Ben de böyle kalmıştım. Ne yapacağımı bilmeden ve ne olduğunu anlayamadan!"

Gözlerimi büyütürken sesimi yükselttim. "Şimdi de sen böyle kal! Benden daha kötü durumdasın şuan, keşke kendini görebilsen," Deyip histerik bir şekilde güldüm. "Noldu? Bizim böceğimiz bir köşeye mi sıkıştı? Hadi çıksana elimin altından! Noldu, korktun mu?!"

Bıçağı karnına yavaşça bastırırken korkudan inledi. Bıçağı çekip hızlıca boynuna getirirken güldüm. "Lan noldu? Altına s*çtın gerginlikten!" Azra beni itekleyip bağırdı. "İmdaat! İmdaat!" Elimdeki bıçağı kenara atıp kahkahalarla gülmeye başladım. Delirmişim gibi bana bakarken içeri hademe Rüstem abi girdi. "Noluyor çocuklar?? Sizin derste olmanız- bu bıçak ne arıyor burada?!"

-

Sıkılarak dinlediğim müdürün sitemli konuşmasından sonra odadan çıktığımda karşımda duvara yaslanmış Eray'ı gördüm. Çıktığımı görür görmez yanıma geldi çabucak. "Noldu, ne dedi?" Omuz silktim umursamazca. "1 hafta uzaklaştırma aldım."

Arkamı dönüp sınıfa ilerlediğimde peşimden geliyordu. "Aptal. Saçma sapan kavgaların yüzünden okuldan atılacaksın. Kızım bıçak şakası ne? Bana yaptığın yetmedi mi?" Yüzüne bile bakmadan ilerliyordum ki birden kolumdan tuttu, duraksadım. "Cevap verecek misin?" Diye sordu sinirle. Ofladım ve ona döndüm.

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin