82. Aileymişiz Gibi

741 42 9
                                    

Sonraki bölümü düzenlemeye gideyim ben..

İyi okumalar 🐣

~

Mutfaktaki işimizi bitirip sırayla hazırlandık. Eray üstünü değiştirirken ben çocukları hazırladım. Arda'nın kıyafetleri iyiydi ama Arya'nınki dışarıda oynayacağı için pek uygun değildi. Eray çocukların yanına gelirken arabadan Arda'nın su şişesini çıkarıp mutfağa girdim. Şişeyi suyla durulayıp içine uygun sıcaklıkta su koyup ağzını kapattım. Şişeyi geri arabaya koyarak, "Eray, çocuklara dikkat et! Geliyorum şimdi," Diyerek odama çıktım. Bir şort ve sarı straplez bir üst alıp çabucak giyindim ve aşağı indim. "Çıkalım mı?" Diye sordum bakışlarımı salona çevirerek. Eray çocukların ikisini de kucağına almış oynuyordu. Geldiğimi farkedip başını bana çevirdi. "Çıkalım."

Arda'yı kucağından alıp arabasına yerleştirdim. Eray, Arya'nın elinden tutarak portmantonun önüne geldi. Ayakkabılarını bile kendisi giydirdi. Sevimli hallerine gülümsemeden edemiyordum. Park çok uzak olmadığı için yürüyerek gitmeyi tercih etmiştik. Arabayı sürmek bana kalmıştı. Yol boyu durmadan sorular sordu Arya, Eray bir ara bıkkınca nefesini verdi. Bana dönüp 'bu çocuk senden' bakışı attı. Sırıtarak göz kırptım. Halasının kuzusu, benim gibi geveze işte. Çocuğum olsa bu kadar benzemez bana ya.

Parka gelince şeker aldık ve biraz yürüdük. Arya ve Eray bayağı anlaşmışlardı. Yanımızdan geçen çiftin 'ne tatlı karı-koca' dediğini bile duymamla şok içinde dudaklarım aralanırken Eray gülerek bana döndü ve imayla göz kırptı. Gözlerim büyürken ona ölümcül bakışlar atıp önüme döndüm. Ablacım, anladık, iyi çiftiz güzel, çiftiz de niye sesli söylüyorsun? Sevgilimiz bunu kullanarak utandırıyor bizi sonra..

"Eray abi, ben orada oynamak istiyorum," Dedi Arya parmağıyla başka çocukların da olduğu kaydırakları göstererek. "Tamam canım, ama çok fazla uzaklaşmak yok. Yabancılarla da konuşma," Diye uyardım. "Tamam hala," Diyerek yanımızdan ayrıldı. Sakince yanımızdaki boş banklardan birine oraya oturduk. Arabayı sağ yanıma çektim ve derin bir nefes aldım. "Çocuklara da iyi halalık yapıyormuşsun," Dedi Eray bana dönerek. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve omuz silktim. "Bilemiyorum, elimden geleni yapıyorum işte," Diye mırıldandım sakin bir sesle.

"Elinden geleni yapmakla kalmıyorsun, çok iyi yapıyorsun." Bakışlarını önümüzdeki alanda eğlenen Arya'ya çevirdi. Arda'nın sesiyle gözlerimi kırpıştırdım ve onu kucağıma alıp arkama yaslandım. Birkaç tel olan incecik saçlarını okşayıp öptüm. "Yakışıklım? Sıkıldın mı yoksa?" Diye sordum dudaklarım saçlarındayken mırıltıyla. Eray bize döndü ve arkaya kaydı. Arda'nın küçük ellerinden tutup oynamaya başladı. Arda elinin birini onun yüzüne savurunca kendimi tutamayıp güldüm. Surat astı. "Ne o? 'Halamın tek yakışıklısı benim' havalarına mı giriyorsun koçum?"

Kucağımdaki ufaklık sanki ona cevap verir gibi sesler çıkarınca kaşlarını çattı. İşaret parmağını ona salladı tehdit eder gibi. "Hiç öyle havalara girme, ikinci sıraya girersin anca," Diyerek bana doğru kaydı. Arda bir bana, bir yanımdaki Eray'a bakıp tuhaf sesler çıkarınca gülüştük. "Seni kıskandı," Dedim kıkırdayarak. Omuz silkti. "Canıma değsin, o kıskançsa ben bin kıskancım. You are mine, babe," Deyip sözünü bitirmesiyle dönüp sol yanağıma öpücük kondurdu. Şaşkınlıktan yanaklarımın kızarmasına aldırmadan kahkaha attım. Ciddi ciddi bir bebekten kıskanıyor muydu beni?

Huysuzlanan Arda'yı kucağımda hoplattım. "Minnoş, susadın mı sen yoksa?" Diye mırıldandım bakışlarımı bebek arabasına çevirip. Arda'yı Eray'ın kucağına bırakıp arabadan su şişesini aldım. Eray sanki az önce kıskançlıkla bakmıyormuş gibi şimdi kollarını sarmış, burnunu çocuğun boynuna gömmüştü. Kaşlarım havalandı. "Eray?" Bana dönüp yüzüme ve elimdeki şişeye baktı. Doğrulup bedenini bana döndürdü. Şişeyi Arda'ya uzatıp su içirmeye koyuldum.

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin