16. Teşekkürler

1.8K 107 7
                                    

Selamm, nabersiniz?
Öncelikle hepinizin yeni yılı kutlu olsun, dilerim bu yıl hepimiz için iyi geçer 💫

İkinci olarak da yılbaşına özel bölüm atmadım, özür dilerim ❤
Bu arada, bölüm şarkıları multi'de oluyor oradan açıp dinleyebilirsiniz 🎶

Bölüm şarkısı;

Madilyn Bailey- Don't you worry child 🎤

Umarım bölümü beğenirsinizz iyi okumalar🎄

~

Yine derste gizlice defterimin arasında bir şeyler karalıyorken sonunda zil çalmayı başardı. Sonunda sıkıcı bir dersi daha atlatmıştık! Selen'in teklifiyle bahçeye çıktık kol kola. Soğuk havadan derin bir nefes çektim içime. Kış gelmişti neredeyse, havalar iyice soğumuştu.

Daha bankların birine yerleşir yerleşmez Kaan geldi yanımıza. Yer açıp banka sığdırdık kendimizi. Bir şey soracakmış gibi, "Selen?" Dedi bir anda. Selen ona baktı. "Efendim Kaan?" Kaan bakışlarını uzaklardan alıp Selen'e çevirdi. "Berk'le nasıl gidiyor?" Dediğinde Selen bir an afalladı. Beklememişti bir anda bunu.

Kaan'a, son zamanlarda olan bazı şeylerden bahsetmiş ve bir yardım istemiştim. İkimiz de Berk'in benden hoşlanıyor olduğunu düşünüyorduk.

Bu berbat bir şey! Düşünsenize, en yakın arkadaşınızın sevdiği çocuk sizden hoşlanıyor. Bu çok kötü bir his, Selen benim en yakın arkadaşım. Evet, kısa süredir tanışıyoruz. Fakat Selen o kadar iyi ve o kadar kalbi temiz biri ki.. haketmiyor bunları..

"Okyanus?" Gözlerimi kırpıştırıp düşüncelerimden ayrıldım. Selen gözlerimin içine bakarken kalbim sızladı sanki. Kendimi çok kötü hissediyordum, sanki onun hayatını mahvediyormuşum, sevdiğini elinden alıyormuş gibi. Ama ben istemedim ki böyle bir şey olsun..

Bir anda tek kelime etmeden Selen'e sarıldım ve sonra hemen ayrıldım. Selen şaşkınca bana bakarken Kaan durumu anlamış, üzgün üzgün bakıyordu. Bir şey demeden kalktım ve yanlarından ayrılıp okula girdim.

Nemlenen gözlerimi kırpıştırdım ve titrek bir nefes aldım. Bir çıkar yol bulmam gerekiyordu.

-

"Eraay! Kapıya bakar mısın?!"
Odamdan, kendi odasında olan Eray'a son ses bağırdım. Öhm, hala barışmış sayılmayız ama sonuçta aynı evde yaşıyoruz ve konuşmak zorunda kalıyoruz nasılsa. Kendimi evli kadınlar gibi hissediyordum. Hani küsseler bile trip atamıyorlar, aynı evde yaşıyorlar diye illa barışmak zorunda kalıyorlar ya..

Eray'dan bir hayır gelmeyeceğini anladığımda sinirle oflayıp odamdan çıktım. Merdivenleri inip kapıyı açmamla kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Bizim 'Kankiler' gelmişti! Gülümseyip "Hoş geldiniz!" Deyip içeri geçmeleri için kenara çekildim. Allah'tan Berk yoktu.

"Hoş bulduk bebeksu!" Utku bana nefes alamayacağım derece sıkı sıkı sarılınca ben de zorlukla karşılık vermeye çalıştım. "Utku, ciğerimi söktün yavaaş!" Diye çığırmamla sırıtarak minnoş bedenimi rahat bıraktı. "Tamam kanki ya, abartma." Göz devirip gülümsedim ve diğerliyle de selamlaştım.

Eray, havada et kokusu almış köpekler gibi sırıtarak hızlı hızlı merdivenleri indi. Çakaal, deminden duyuyormuş demek. "Vaay, hoşgeldiniz." Dedi ve gelip herkesle selamlaştı. İçeri geçtiğimizde Kaan etrafı süzdü ve, "Eviniz güzelmiş." Dedi gülümseyerek. Ben de gülümsedim ve dili tutulmuş, teşekkür edemeyen Eray'ın yerine iltifata karşılık verdim. "Teşekkürler." Herkese tek tek bakıp, "Ee, ne ikram edeyim size? Çay, kahve?" Diye sordum misafir ağırlayan teyzeler gibi.

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin