86. Huzursuz Bir His

631 31 4
                                    

~

OKYANUS'DAN

Sketchbook'uma odaklanarak çizimime devam ederken bir yandan da Belinay'ın muhteşem sesini dinliyordum. Yılsonu yaklaştığı için şarkı çalışmaları da sıklaşmaya başlıyordu. Gerçi ben en fazla 2 şarkı söyleyeceğim için benim böyle gerginlik ya da sık çalışma derdim yoktu. Bizimkiler, yani şarkı için çalışacak olanlar sahnede çalışırken ben en arkalardaki seyirci koltuklarından birini kapmış, çizim yapıyordum sessizce.

"Naber?" Yanıma oturup öylesine soran Utku'ya omuz silkerek cevap verdim. Kaşlarını havalandırdığını hissettim. "Nedense içimden bir ses pek modunda olmadığını söylüyor." Bu seferki sorusunu sadece alt dudağımı sarkıtarak cevaplandırdım. Başını hafifçe çizimime doğru eğip küçük bir ıslık çaldı. "Yine efsaneler yaratıyorsun be kanki, senin gibisi yok valla," Dedi hayranlıkla. Dudağımın kenarını kıvırıp ona bir bakış attım.

Gözleri bana dönerken, "Ne? Bana şöyle bir elma çiz deseler ben armut çizerim herhalde. Neden mi, sonuçta armutla elma birbirine benziyor. Ne bileyim nasıl ayırayım ikisini?" Dedi yüzünü ekşiterek sanki gerçekten ciddi bir şeyi çözmeye çalışıyor gibi. Bu sefer sırıttım ve güler gibi bir ses çıkardım. Gülüşümü görünce o da gülümsedi ve yanağımdan makas aldı. "Hah şöyle, yüzün gülsün azıcık! Ne bu böyle sirke satar gibi, yakışıyor mu hiç bizim Oki'ye?" Dedi azarlar gibi.

Kaşlarımı havalandırdım. "Ben insanım Utku'cuğum, hani ben de hep aynı mod'da kalamam. Durgun, üzgün, düşünceli falan olabilirim ya hani," Dedim vurgulayarak. Cıkladı. "Yoo, sen hep aynı mutlu Oki'ciğimiz olmak zorundasın. Başka bir mod falan anlamam ben," Dedi ellerini iki yana kaldırarak. Gözlerimi büyütüp omzuna hafifçe vurdum. "Manyaksın, biliyorsun değil mi?" Dedim gülerek. Sırıtarak onayladı ve elini kalbinin üzerine koydu. "Ne demek efendim, benim için zevk bu. Her zaman.."

Gülerek başımı iki yana salladım, başımı önüme eğdim. Sketchbook'umu kapatıp dudaklarımı birbirine bastırdım ve yine gergin halime döndüm. Aslında düşündüğüm bir şey vardı ve bunu ona anlatmak istiyordum. En azından birine anlatırsam belki bir yol bulabilir ya da kendimi rahatlatırdım çünkü böyle sürekli düşünmekten çıldıracaktım!

"Utku, sana bir şey anlatacağım," dedim ve yutkundum, "ama aramızda kalsın şimdilik, olur mu?" Dedim ona doğru tamamile dönerek. Kaşları çatıldı ve ciddi bir ifade aldı yüzünü. "Kötü bir şey yok değil mi?" Diye sordu. İç geçirdim. "Bilmiyorum, iyi mi kötü mü bilmiyorum ama sürekli düşünmekten delirmeme neden oluyorsa nasıl olur?" Dedim gözlerine bakarak. Gözleri hafifçe kısıldı ve biraz düşündü. "Eğer bir şey sana iyi gelmiyorsa, bu sürekli düşünüp sana iyi hissettirmiyorsa bile demek ki o şey iyi değildir," Dedi omuz silkerek.

Omuzlarım çökerken, "Ama sana kötü gelen bir şeyi biriyle paylaşmak sana bir kolaylık sağlayabilir." dedi elini omzuma koyarak. Gözlerim tekrar ona dönerken, "Anlat hadi," Dedi içimi rahatlatırcasına. Başımla onaylayıp ona hafifçe yaklaştım. "Aslında, bunu Eray'a da anlatmadım, kızlar da bilmiyor. Sadece sana anlatıyorum. Hani sen Eray'ı hepimizden uzun zamandır ve daha iyi tanıyorsun ya.." diyerek duraksadığımda ofladı. "E ama niye kasan internet gibi duraksıyorsun sürekli? Devam etsene kızım!" Dedi söylenerek.

Göz devirdim ve ofladım. "İyi be, sen de amma dedikoducu oldun benimle. İki dakika sabretmiyorsun!" Derin bir nefes alıp konuya döndüm. "Neyse, durum şu.." diyerek Azra'nın sınıfta ve parkta bana üstü kapalı ima ettiği şeyleri anlattım. En sonunda derin bir nefes aldım. Onunsa kaşları daha da çatılmış, yüzü baya bi' ciddi ifadeye bürünmüştü. "Yani, ne bileyim, Azra sırf bana ayar olsun diye gidip Erdem amca'yla ya da başka biriyle ev ayırma planı yapmaz herhalde," Dedim alayla. Duraksadım ve şokla baktım. "Yapar mı yoksa?"

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin