6. Kankiler

2.1K 104 4
                                    

Bölüm şarkısı;

Dua lipa- İDGAF 🎤

İyi okumalar ❤

~

Ders bitmişti, eşyalarımı çantama topladığım sırada Azra, çantasını havalı -ya da havalı olduğunu düşündüğü bir şekilde- eline alırken bana hitaben, "İlk günden beni tanımadığın için böyle davrandın ama bir dahakine affetmem." Dediğinde şirince gülümsedim ve ona baktım. Kendini böyle önemli bir şey zannedenlerden ama bir bok olmayan insanlardan haz etmemişimdir zaten. "Sen ona 'Senden korktum, bu sefer affet bir daha yapmam' desene." Deyip dudak büzdüm üzgün surat yaparak.

Birkaç kişi bu kapağıma güldüğünde, Eray bana ters bir şekilde bakıp "Sen ne uğraşıyorsun Azra'yla? Onunla böyle konuşamazsın." Dedi sert bir sesle. Göz devirdim ve "Ne o? Sevgilinin avukatı mısın sen?" Dedim sıkılmış bir şekilde. "Gerçekten, Azra'yı görür görmez nasıl değiştin böyle." Diyip yüzümü buruşturdum. Arkamı dönüp sınıftan çıktım. Gerçekten uyumlu sevgililerdi. Gıcık ve itici hareketleri göz kamaştırıyordu!

Sebepsizce uyuz olmuştum bu duruma. Bi Azra'mız eksikti. Zaten ben onunla uğraşırdım da ona da yazık yani benden dayak ya da laf yemesi hoş olmaz şimdi. Bu kızı şimdiden hiç sevmemiştim, bir de kendini bir şey sanıyor, yazık. Her şeyi geçtim, babama yeni okulumda arıza çıkarmayacağımı söylemiştim ve bu durumda sakin kalmam gerekiyordu. Adam benim iyiliğim için uğraşıyordu ve ben şimdi okulda kavga çıkarıp adımın babama gitmesini ve üzülmesini istemiyordum.

Belinay ve Selen de bana yetiştiklerinde yerimde durdum. "Oha Okyanus! Neler dedin öyle? Eray'a şirin gözükmek adına sessiz kalarak alttan alttan yolluyordu sana mesajları ama Azra o lafların altında kalmaz eminim." Dediğinde Selen'e baktım. Tek kaşımı kaldırıp başımı da hafif kaldırıp indirdim. "Bi bok yapamaz." Dedim özgüvenle dik bir şekilde.

Belinay gülerek, "Sevdim bu lafı bak." Dediğinde Selen'le ben de güldük. "O değil de, Eray'la aranız bozuldu şimdi. Kesin o çiyan düşündü bunları ama sen yinede kendine dikkat et." Dedi Selen bana endişeyle bakarken. Gülümseyip güven verircesine elimi omzuna koydum. Kendi başımın çaresine bakardım, zaten hep öyle yaptım. Şimdi de yaparım.

-

Koltukta oturmuş telefonumla uğraşırken kapı çaldı ve ben başımı telefonumdan kaldırma zahmetine girerek kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda Eray yüzüme dik dik bakmayı eksik etmeden içeri geçti. Umursamadan telefonuma tekrar dönerek koltuğa ilerleyip yerime oturdum. Belinay ve Selen'le grup açmıştık ve eve geldiğimizden beri konuşuyorduk. Yani Eray'ın suratından daha ilgi çekici şeyler vardı bdnim için.

Eray çatık kaşlarıyla geçip yanıma oturduğunda gözlerimi telefondan çekmeden, "Hala triplisin bakıyorum," diye mırıldandım sakinlikle. Yüzünü bana çevirdiğini hiasediyorum, "Bakmadın daha nerden anladın?" Dediğinde omuz silktim. Buzdolabı hallerini görmeden de hissetmek mümkündü nasılsa.

"Hem, senin de bana tripli olman gerekmiyor muydu?" Deyince kaşlarımı çatıp telefondan ayrıldım. Bak bu mantıklıydı, neden normal davranıyorum ki? Eray'a bakarken sakinlikle, "Haklısın," diyerek koltuktan kalkıp merdivenlere yöneldim. Şuan arkamdan merakla baktığına eminim. "Yuh, gerçekten mi?" Vee sesindeki şaşkınlık! Sırıtarak odama girdim ve kapıyı kapattım. Eray için sırıtmıyordum tabii ki de, haklı olmama sırıtıyordum, tabiki de haklıydım!

Telefonum çalınca ekrana baktım.
BABAM arıyor... Şu ev ve ev arkadaşı meselesini babamla konuşmuştuk daha önce. Babam biraz tepki verse de onu sakinleştirmiştim, EV ARKADAŞIMIN iyi biri olduğunu, hatta sınıf arkadaşım olduğunu da anlatmıştım ve babam biraz mırın kırın etse de kabul etmişti.

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin