Gülümse Yeter

64. Gözlerimde Kaybolmuş

Multi: Kumsal 🌊

Birazcık (!) uzun bir bölüm oldu ama olsun. İyi okumalar ♡

~

Birkaç dakika içinde toparlanmayı başarmış, uzanıp gökyüzündeki yıldızları izliyorduk sakince. Parmağımla bir yıldızı gösterdim. "Bence bu Utku olsun, çok şebek duruyor," Dediğimde boğuk bir sesle güldü. "Yıldızlar şebek olur mu Okyanus?" Dedi gülmesinin ardından. Sırıtarak omuz silktim. "Banane, olurlar işte."

"Hmm, ben dediysem olacak diyorsun yani?" Dedi düşünceli bir sesle. "Hı hı," Diye mırıldnadım usulca başımı sallayarak. Düşünürmüş gibi sesler çıkardı ve parmağıyla başka bir yıldızı işaret etti. "Bu da Selen olsun, çok mızmız duruyor," Dediğinde kıkırdadım. "Selen mızmız mı şimdi?" Dediğimde sırıttı. "O senin yengen yengen, ayıp değil mi he?" Deyip kıkırdayarak gülmeye devam ettim. "Napayım ya? Yengem olması mızmız olduğunu değiştirmez," Dediğinde bu sefer kahkaha attım.

Karnıma giren sancıyla kahkahalarımı acı inlemelerim kesti. Yüzümü buruşturup ellerimi karnıma sardım. Endişeyle, "Noldu?" Deyip bana döndü hemen. "Yok bir şey." Dediğimde inanmamışa benziyordu. Yerde uzanmam ve üşüyor olmam yetmiyormuş gibi kahkaha atmam da iyi olmadı şimdi..

Yerimde doğruldum ve acımı belli etmemeye çalıştım. "İçeri geçelim mi?" Dediğimde yüzümü inceleyip başını salladı ve ayağa kalktık. Başım dönünce koluna yapıştım yine. Kahretsin, bu niye bu kadar kötü oldu ki bu sefer? Hormonlarım coşmuş belli ki.

İçeri geçince sıkkın bir nefes verdim. "İyi olduğuna emin misin? Rengin solmuş. Üşüttün mü yoksa?" Diye sordu düşünce ve endişeyle. "Yok ya yorgunum biraz, üşüdüm biraz, ondan solmuşumdur," Dedim kafamı 'boşver' der gibi hafifçe kaldırıp indirerek. Merdivenlere yöneldim ve arkama bakmadan mırıldandım zorlukla. "Uyuyacağım ben, sana iyi geceler.."

Kafama estiği zaman uyuduğum için bunu normal olarak görmüş olacak ki bir şey demeden "İyi geceler," Dedi o da. Burada ölüyorum ben çocuk, insan hiç mi sormaz ya?? Tamam sordu ama en azından üstelese olmaz mıydı?

Ha yani şey olduğumu söyleyecektim ben de hemen..

Kendime zihni bir tokat atıp yatağıma girdim. Kendimi battaniyeye dolma gibi büktüm ve yerime iyice sinerek gözlerimi kapattım. Ağrılarım artmadan hemen uykuya dalsam iyi olurdu.

-

"Güzelim, uyan hadi." Saçımda gezinen eller ve fısıltı gibi gelen sesle gözlerimi aralayıp kıstım. Eray yatağımın her zamanki 'ona ait' köşesine uzanmış, bir dirseğini yatağa yaslamış ve diğer eliyle saçlarımla oynuyordu. Gözlerimi kırpıştırdım ve ağzımı örtmekle uğraşmadan ayı gibi esnedim. "Gönöydön."

"Sono do," Dedi beni taklit ederek. Esnemeyi kesip güldüm. "Sen daha odunca yapıyorsun," Dedim yüzünü izlerken. Dudakları yukarı kıvrıldı. "Ben her şeyde başarılıyımdır bebeğim." Bir daha desene.

Kıkırdarken yerimde doğruldum ve oturur pozisyona geçtim. Elimle saçlarımı karıştırırken, "Kalk hazırlan, bir yere götüreceğim seni," Dedi çokbilmiş bir tavırla ve ayağa kalktı. Adamın derdi varmış demek. "Nereye?" Ayaklarımı yataktan sarkıttım. "Sürpriz, gidince görürsün." Deyip kapıya yöneldiğinde yastığı alıp ona fırlattım. "Sürprizlerden nefret ediyorum! Meraktan ölürüm ben, ne olur söylesen sanki?" Diye bağırdım ama o çoktan yok olmuştu bile. Gitmek istemesem bile böyle yaparak mutlaka kendi isteğimle gitmemi sağlıyordu. Çakal işte, ne olacak.

Homurdanarak sinirle ayağa kalktım. Dolaptan üstüme yüksek bel kot pantolon ve siyah, göbeği açık bırakan üstümü aldım. Banyoya girip işlerimi hallettim ve üstümü giyindim. Pek makyajla uğraşmadan kuyruksuz eyeliner, bir fıs parfüm ve nemlendirici sürdüm sadece. Şuan durumum iyiydi ama her ihtimale karşı cebime ağrıkesiciden bir tablet attım ve telefonumu alarak odamdan çıktım.