56. Masalın Prensesi

1.2K 67 2
                                    

Bölüm şarkısı;

Yüzyüzüyken Konuşuruz- Sandal 🎶

(Ero ve Oki'nin dinlediği şarkı)

İyi okumalarr ♡

~

Gözlerimi daha fazla onda tutmayıp önüme çevirdim. Zira, utanınca kızarma gibi durumum olsa şuan domatese dönmüştüm bile. Yüzümün yandığını da yalanlayamam zaten.

Bakışlarım ileride bir ağacın altındaki küçük haraketliliğe takılırken kaşlarımı çattım. Ayağa kalktım ve kapının önündeki terlikleri giyinip basamaklara ilerledim. "Okyanus?" Eray'a cevap vermeden basamakları inip seri adımlarla ağacın yanına ilerledim ve oradaki minik kendiyi görüp adımlarımı yavaşlattım.

Sessiz adımlarla yaklaşıp yanında diz çöktüm. "Gel buraya, gel.." Diye fısıldadım sevecen bir sesle. Kedi yaklaşıp uzattığım ellerimi koklayınca uzanıp onu kucağıma aldım. "Yaa, üşüdün mü sen?" Kucağıma sinen küçük bedenle gülümsedim. Yağmurdan kaçmak için ağaca sığınmıştı belli ki.

Eray'ın yanıma geldiğini farkedince yerimde doğruldum. Ona döndüğümde yüzüme yolladığı sorgulayıcı bakışları kucağımdaki kediye kaydı. Bakışlarımı Eray'dan alıp kucağımdaki yavruya çevirip tüylerini okşadım. Siyah- beyaz tüyleri yumuşacık ve hafif nemliydi. "Kim bilir ne kadar zamandır burada?" Diye mırıldandım üzgün bir sesle.

"Çok küçükmüş, acıkmıştır belki de.." Diye mırıldandı Eray kediyi izlerken. Başımı salladım ona katıldığımı belli edercesine. Eve doğru ilerleyip balkona çıktık. Eray kediye süt koyarken ben de balkonda oturduğumuz yere geldim. Eray elinde küçük bir kase süt getirince minik kediyi yere bıraktım.

İştahla sütünü içerken biz de onu izliyorduk. "Kıyamam sana ya.." Diye mırıldandım tüylerini okşarken. Nasıl da içiyordu hızlı hızlı, kim bilir ne kadar zamandır açtı? Bu durumdan nefret ediyordum işte! Bu dünyada aç ve evsiz o kadar insanlar, hayvanlar var ki, elimde olsa hepsine yardım ederdim. Yediği yemeği bile umursamazca çöpe atanlar varken böyle aç olan canlılar yemek bile bulamıyorlardı..

İç geçirdiğim sırada bakışlarım Eray'a kaydı. Beni izliyordu, hayranlıkla. "Merhametlisin," Diye hayranlıkla kobuşmasıyla gülümsedim. Kedi sütün hepsini içmişti. Tüylerini okşadığım elime başını yasladı ve mayıştığını belli eder sesler çıkardı. Kıkırdadım ve onu kucağıma aldım. "Uykun mu geldi senin minnoş? Eh, güzel tabii. Ye, iç, uyu dimi ama?" Başını koluma yaslayıp miyavladı. "Onaylıyorsun yani? Eray, bu senin kedi versiyonun olmalı." Dedim ona dönerek. Sırıttı ve kediyi okşadı. "İşte benim kızım."

Gözlerimi kıstım anlamayarak. "Ya erkekse? Hem senin kedi versiyonun dedim, sen kız mısın?" Dediklerimden sonra gözlerim büyüdü. "Ohaa yoksa sen-" Gözlerini büyütüp sözümü kesti. "Sakın o cümlenin devamını kurma! Ve evet, ama kız olsa daha iyi. Erkek olsa seni ondan kıskanamam sonuçta." Göz devirdim alayla. "Saçmalama, kediden mi kıskanacaksın beni?" Beni kıskanıyorsun yani.

Omuz silkti umursamazca. "Hem kedi deyip durma, isim koy. Kedinin sinirleri bozuldu resmen. Değil mi kedi?" Sırıtarak tüylerini okşarken kedi tuhaf bir ses çıkarınca güldüm. "Cidden sinir olmuş, tamam şey olsun ismi, hmm.. Doritos?" Memnuniyetle başını salladı. "Oo, güzelmiş." Tabii güzel olacak, ben koydum ismini.

Ve isim yiyecek olan bir şeyin ismi. Tam olarak Boğa burcu birine göre.

Hem Doritos severdim. Stalk yaparken çok güzel gidiyordu mesela. Ha, bir de dedikoduda.

"Evet kedicik, senin ismin Doritos. Beğenip beğenmemen umrumuzda değil, çünkü biz beğendik. İçtiğin sütün hatrına kabulleneceksin artık," Dedi Eray tatlı tatlınDoritos'u kucağına alırken. Gözlerimi büyüttüm şaşkınlıkla. "E ama çıkarcılık olmadı mı bu?" Dediğimde rahat rahat omuz silkti. "Beni ilgilendirmez. Sütü o kaseye dökmek bile emek ister, onun için kılımı kıpırdattım, sevinsin bence."

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin