Gülümse Yeter

12. Kırılmış Kalbim İçin

Bölüm şarkısı:

Billie Eilish- Lovely .ft Khalid

İyi okumalar🌙

~

Kendi kendime şarkı mırıldanırken sınıfa girdim. Gülümseyip bizimkilerin, yani Belinay, Selen, Utku, Berk ve Kaan'ın yanına ilerledim. Kaan ve Selen kendi yerlerinde oturmuş -Selen benim önümde, Kaan yanımda oturuyordu- Utku, Beloş ve Berk ayakta, onların yanında bir şey konuşuyorlardı.

Kaşlarımı çatarak, "Noluyor?" Dedim yanlarında duraksarken. Belinay çantasını omzuna takarken, "Oki ya, ben Utku'yla oturacağım da.." deyip imalı imalı gülümsedi. Aha, anlamıştım şimdi dertlerini.

Selen yüzünü asıp, "Sevgilisi için kankasını satıyor, yapılır mı bu bana Beli?" Dedi sahte üzüntüyle. Sırıtmaya başlarken, "Bu işler böyle artık Selo. Hem ben varım kız, kay kenara!" Deyip yanına oturdum ve devam ettim. "Ben otururum senle ya, bırakalım bizim aşıklar da birlikte otursunlar." Diyerek Utku ve Belinay'a manalı manalı baktım.

"Olur mu öyle şey Selo? Kaç zamanlık kankamsın kız!" Diyerek dudak büzdü Belinay alınmış gibi. Utku, ben ve Kaan gülerken Berk çantasını alıp benim -eski- yerime geçti.

Tek kaşımı havalandırarak, "Sen hayırdır?" Dedim ona dönüp. Oysa sırıtıp, "Yerim sıkıcıydı, size daha yakın olurum." Dediğinde başımı 'anladım' anlamında sallayıp önüme döndüm bir şey demeden. Bunda da bir haller vardı ya, neyse..

Aslında tuhaf bir çocuktu. Ne bileyim, böyle soğuk gibi ve bad boy tavırları var ama yeni kankimin platonik olduğu çocuk olduğu için bir şey demiyordum.

Eniştemiz sonuşta, kankamızın hatrına susacağız..

-

Beden dersine giriyorduk ve voleybol oynayacakmışız. Hoca bizim sınıfı iki takıma bölmüştü. Spor salonunda, kenardaki tribünde oturmuş ayakkabılarımın bağcıklarını bağlıyordum, ki Azra yanıma geldi. Şeytan diyor geçir suratının ortasına.. Başımı kaldırıp tek kaşımı kaldırdım 'ne var' der gibi. "Ne istiyorsun?" Dudakları şeytansı bir şekilde iki yana kıvrıldı. Bir insana tebessüm bu kadar mı yakışmaz?

"Uyarayım dedim kuşum. Karşı takımdakilere hiçbir zaman acımam ve her şeyde başarılı olduğum gibi, bu konuda da müthiş bir başarım vardır." Dedi sanki alçak dağları bu yaratmış gibi. Şuan hoca yanımızdaydı ve beni aklı sıra kışkırtmaya çalışıyordu şırfıntı.

İğrenç sırıtışına karşı yapmacık -hatta aşırı yapmacık- bir gülümsemeyle karşılık verdim. Yellozlara yaptığım sırıtıştı bu, IQ 'sü bunu anlamaya yeter mi bilmiyorum doğrusu.

"Her şeyde başarılıyım dediğin şeyde or*spuluğu da kasdetmişsindir, haklısın, bu konuda üstüne yok." Deyip zafer sırıtışımı yüzüme yerleştirdim. Bayılıyorum laf sokup bu sırıtışı yapmaya!

Dişlerini sıkarak, "Kaybedersin canım, sonra üzülmeyesin," Dediğinde kollarımı göğsümde birleştirdim kendimden emin. "Var mısın iddia'ya?" Dediğimde yine iğrenç gülüşünü sergiledi. Yapma şunu be kızım, kusasım geliyor!

"Varım. Kaybeden 2 günlüğüne kazananın kölesi olacak," Dediğinde Azra'nın kafasına kusma hayallerimden ayrılıp başımla onayladım. "Tamam." Hadi ama, kim şu paçozun kendisine köle olmasını istemez ki? Ben çok isterim!!

Yerlerimize geçtik yavaş yavaş. Hocanın başlamamız işin verdiği işaretle topu havaya attım. Azra topa vurunca top geri benim olduğum tarafa geldi. Topu yakalamak için gerileyince ayaklarımı yerden çekemeyip yere düştüm. Ve sayıyı karşı taraf aldı! Burnundan gelsin. Tıslar gibi oflayıp yerime geçtim. İyice hırslanmıştım şimdi.