74. Değerli Parçam

889 39 2
                                    

Bölüm şarkısı;

Son feci bisiklet- Elektrot 🎶

(Sondaki şarkı)

İyi okumalar ❤

~

Olayların üzerinden tam olarak 15 gün geçmişti. Eray'ın yaralanmasının üzerinden yani.. Bu günler içerisinde Eray neredeyse eski sağlığına yavaş yavaş kavuşuyordu, kızlar Utku'yla atlattığımız ekşından sonraki gün gelmişler ve şoke olmuşlardı duyunca. Eray, beni silahın önünden alanın Cenk olduğunu öğrenince de ona karşı bayağı bi samimileşmişti. Okulu da daha fazla aksatmamamız gerektiğini düşünerek okula gitmeye başlamıştık. Yaşadığımız şu 15 gün içerisinde kesinlikle delirmememize şaşırıyordum çünkü bence bunlar hiç de normal değildi. Hatta ben bile 'acaba gerçekten normal miyim' diye düşünmüyor değilim..

"Ve kosinüs de 30 olunca..?" Sağ gözümü ovuşturarak anlamazca Kaan'a baktım. "Ee?" Dedim pek umrumda değilmişcesine. Ofladı. "Okyanus, konulardan geri kalmışsın, farkında mısın?" Diye sorduğunda elimi yanağımda kaydırıp sıraya slime gibi yapıştım. "Evet," Dedim başımı sallayarak. Derin bir nefes aldı. "Bak, biliyorum şu son zamanlar yaşananlara kafayı takıyorsun ama derslere odaklanman gerek. Sınavlar yaklaşıyor," Deyip dudaklarını birbirine bastırdı. Elimi ağzıma bastırarak ayı gibi esnedim.

"Yaşananlarla pek alakası yok, sadece uykuluyum. Açılmadan hiçbir şey kafama girmez benim.," Deyip doğruldum. "Ben bi kahve alayım, hemen geliyorum," Diyerek yerimden kalktığımda kötü kötü baktı bana. "Hemen geliyorum ve dersinizi dinleyeceğim hocam, kızmayın." Dedim elimi 'dur yolcu' der gibi kaldırarak. Gülerek başını 'tamam' der gibi sallayınca sınıftan çıktım.

Kahve alıp sınıfa dönerken koridorda baştan aşağı beni süzen Azra'ya diktim gözlerimi. "Ne süzüyorsun arsız arsız?" Dedim çirkef bir tavırla. Gözlerini devirdiği sırada Helin elinde kitaplarla onun yanına geldi. "Aha, pakize de buradaymış.." diyerek kendi kendime sırıtıp sınıfa girdim. Ardımdan onlar da sınıfa girince Helin bana sadece bir bakış attı ve yerine geçti. Azra'ysa gözleriyle kendisinin sübyancı olduğundan şüphelendirecek şekilde bakıyordu. Helin'in bir şey dememesine birazcık şaşırsam da ders çalıştığını farketmemle benden daha önemli bir işi olduğuna sevindim. En azından yanındaki şırfıntıya kulak vermiyordu. Ya da belki de şu günlerde onları bile özleyecek kadar tuhaflaşmıştım.

Azra'nın hala üzerimde olan bakışlarını umursamazlıktan gelerek bir elimdeki kahveyi Kaan'a uzattım. Teşekkür edip kahveyi içerken ben de kendiminkini bitirdim. Zihnimin açıldığını hissederken ona döndüm. "Tamamdır, benim motor çalışıyor. Hadi çalışalım da şu konuları bitsin.." diyerek kitabı açtım. Bundan sonraki ders boştu ve bizimkilerle ders çalışmayı düşünüyorduk. Zaten şu günlerde köpek gibi çalışıyorduk ya..

Dersin bittiğini belirten zil çalınca 'şükür' duası ederek elimi yüzüme çektim. Allah'ım, senden gelen bela.. Bari neden ders çilesi de çekiyoruz ki? Çantamı topladım ve yanımda kendi çantasını toplayan Eray'ın çantasından ağır olan birkaç kitabı da alarak kendi çantama koydum. Anlamazca bana bakarken, "Sana ağırlık olmasın," Diyerek açıklama yaptım ve çantamın fermuarını çekerek ayağa kalktım. O da ayağa kalkarken, "Gerek yoktu," Dese de inat ederek, "Gerek vardı." Deyip 'uslu dur' bakışları attım. Anladığı için de bir şey demeden sınıftan çıktık.

"Dersleri yetiştiremiyorum ya," Diye sitem etti Selen. "Sen asıl bana sor, beynim yanıyor beynim," Dedi Cenk parmağını şakağına bastırırken. "Yapacak bir şey yok, sürüneceğiz artık.." dedi Kaan yenilgi dolu sesiyle. Dudak büzdüm. Bakışlarım yerdeyken farkettiğim bir şeyle bir anda duraksayıp Eray'ı da durdurdum ve eğildim. Bağcıklarını sıkıca bağlayıp doğruldum ve şaşkınca bakan yüzüne gülümsedim. "Ayağın takılabilirdi," Diyerek ilerledim. "Sen bile böyle sevemedin beni!" Diye söylendi Utku beni işaret ederek Beli'ye. "Geri zekalı," Deyip kafasına vurdu Belinay. "Sevgilin olduğuna şükret oğlum, bizde o bile yok," Diyerek sohbetimize aday oldu Cenk. Herkeste de bir serzeniş..

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin