17. Tanımamışız

1.7K 102 0
                                    


Bölüm şarkısı:

Ariana Grande- Breathin 🎤

Bölüm biraz uzun oldu, iyi okumalar ❄

~

Akşam olanlardan sonra her ne kadar okula gitmek istemesem de Eray bir şekilde ikna etmişti. Kaçmanın bir faydası olmayacağını, aksine yüzleşmem gerektiğini söylemişti.. Açıkçası hiç çekemeyecektim.

Derin bir nefes alıp sınıfa girdim ve Eray'la ayrılıp yerlerimize geçtik. Selen sınıfta değildi şuan ve doğrusu ona nasıl davransam bilmiyordum. Konuşmaya çekiniyordum. Sınıfa giren Berk'le göz göze geldik, gözlerimi kaçırdım. Şerefsiz, onun yüzünden vicdan azabı çekiyorum, hala bana bakıyor!

Zil çaldı ve sınıfın geri kalanıyla beraber yan yana Selen ve Kaan girdi sınıfa. Titrek bir nefes aldığım sıra Selen yanıma oturup bana baktı. Çekinerek yüzüne baktım. "Selam." Dedim utangaç şekilde. Benim aksime gülümsedi. "Selam." Sanki dün bir şey olmamış gibi davranıyordu. Belki de gerçekten atlatmıştı.. Bilemiyorum..

Sınıfa yine Sibel öğretmen girince göz devirdim. Eray kesinlikle haklıydı, bu kadın çekilmezdi. Eyeliner kadar çekilmezdi diyebilirim sanırım..

-

"Ocean, geliyor musun?" Dedi Selen'in koluna giren Belinay. Kitaplarımı çantama yerleştirirken, "Yok, siz gidin." Dediğimde Selen iç çekti. "Okyanus, yapma böyle, kendini suçlama. Ben bile seni suçlu görmüyorken sen yapma.." Dedi kaşlarını çatarak. Omuz silktim ve, "Yok Selen, sadece uykum var, ondan. Size iyi eğlenceler," Dedim gülümsemeye çalışarak.

Kızlar gülümseyip sınıftan çıktıklarında titrsk bir nefes aldım ve başımı sırama koydum dşünmeye başlarken. Belki de Selen haklıdır. Benim ne suçum var ki? Ben ister miydim böyle olmasını? Tabii ki de hayır! Neden bu vicdan azabı peki?

Başımı sıramdan kaldırıp arkama yaslandım ve elimle gözlerimi ovuşturdum. Toparlan Okyanus, toparlan.. Arkamdan gelen sesle hışımla arkama döndüm. Sınıfta biri var mıydı ki? Yok sanıyordum. Varmış işte aq ne uzatıyorsun?

"Eray?" Kaşlarımı çattım. Ne kadar zaman buradaydı? "Neden burada oturuyorsun?" Diye sordum şaşkınca. Eray'dı bu, her tenefüs sınıfta bulunmayan, mutkaka bir yerlerde takılan Eray.

Sakince omuz silkip, "Seni izliyordum." Dedi gözleri hala bendeyken. Ne? Kaşlarımı çatıp, "Beni mi izliyordun?" Dediğimde başını 'evet' anlamında salladı. Amacı neydi bunun? "Sen ne yapıyorsun? Neden kızlarla gitmedin?" Dediğinde 'bilmem' der gibi mimik yapıp önüme döndüm.

Tekrar arkama yaslanırken kalkıp yanıma geldi. Tepemde dikilip, "Hadi kalk." Dediğinde anlamazca baktım. "Ne?" Göz devirdi, "Kalk diyorum, bir yere götüreceğim." Dedi ellerini ceplerine sokarken. Hala yüzüne mal gibi bakmaya devam ederken derin bir nefes verdi. "Geliyor musun, gelmiyor musun?" Dediğinde hemen kalktım. "Tamam, gidelim."

Sınıftan çıktık. Daha önce hiç bilmediğim bir koridora girdik. Yangın merdivenleriyle en üst kata çıktığımızda kimsenin olmadığı, büyük bir koridora girdik.

Kaşlarımı çatarak, "Eray? Beni kimseden habersiz öldürmeyi planlamıyorsun, değil mi?" Dedim tedirgince etrafa bakarken, ses tonum da biraz tedirgin çıkmıştı zaten.

Yalnız, kimseciklerin olmadığı koridor diyorum da, burası terkedilmiş tımarane koridoruna benziyordu. Bu okulda böyle yerler de varmış demek..

Güldü dediğime. "Seni öldürerek başıma dert alacağıma seninle uğraşarak alırım daha iyi, ama buraya kimse gelmez. İçin rahat olsun yani, ölsen kimsenin ruhu duymaz." Dediğinde göz devirdim. "Ayy, ne komik şeysin sen öyle yaa!" Dedim alayla, ama sırıtmayı ihmal etmedim. Ben de anlam veremedim arkadaşlarım, sormayın.

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin