87. Gerçek Eray Karahan

637 36 21
                                    

Bölüm şarkısı;

Güntaç Özdemir- Benimle Yan (akustik) 🎶

İyi okumalar..

~

Sonraki günler hem değişik, hem de monoton geçti. Okula gidip geldik, şarkılara çalıştık, birlikte vakit geçirdik ve Cenk'le sık sık çizim yaptık. Bu günlerde beklediğimden farklı şeyler oldu. Utku, Eray'la konuştuğunu söyledi ve Azra'nın daha önce de onunla konuşmaya çalıştığını öğrenmiş oldum. Bu yetmiyormuş gibi onları 1-2 kere konuşurlarken gördüm. Genellikle Eray inanılmaz ciddi ve ya ifadesiz oluyordu ve açıkçası böyle olunca korkmuyor değildim. Benden bir şey sakladığını düşünmek istemiyordum ama son zamanlarda bazı tavırları da hafiften değişmeye başladı ve onunla konuşmaya çalışmak dışında bir şey yapamıyordum. Utku bunu ciddeye almamamı, sadece kafasının karıştığını ama korkacak bir şey olmadığını söylese de emin olamıyordum..

"Yarın akşam geleceksin değil mi?" Diye Cansel elinin birini sırama koyup tebessüm ederek. Omuz silktim ve kalem kutumu çantama koydum. "Seni kıracağımı sanmıyorum." Gülümsemesi yüzünde genişlerken ben de elimden geldiği kadar gülümsemeye çalıştım. Muhtemelen yüzüm ani bir şekilde değişim yapıp eski haline dönmüştür.

"Aranız hala bozuk mu?" Dedi mahcup bir şekilde dudaklarını büzerek. İç geçirdim ve çantamın fermuarını çektim. "Bozuk değil, biraz soğuk gibi sadece.." dedim hayal kırıklığıyla. Elini omzuma koyarak üzgün bir şekilde baktı yüzüme. "Eminim bir açıklaması vardır," dedi, "Hem, şanslıysan eğer yarınki partide seni dansa kaldıracaktır ve o sırada romantik bir bakışmayla aranızdaki buzları eritirsiniz." Dedi sırıtarak. 'Şans' kelimesinin bu aralar 'ş'si bile uğramıyordu bana ama neyse..

"Yarın görüşürüz Oki."

"Görüşürüz Cansel.."

Kurs binasından çıktım ve Cenk'i beklemeye koyuldum bahçede. Belki de Cansel haklıdır, yarın beklediğimden iyi de geçebilir, aramızdaki şu saçma durum biterdi belki. Yarın okuldaki yetenekli öğrenciler için bir parti vardı ve okulun bitmesine az kala bunu neden yaptıklarını anlamlandıramasam da güzel bir şey olacağa benziyordu. Bizim okul zaten yetenek konusunda ilerideydi, böyle bir şeyin düzenlenmesi hem moral verici de olurdu en azından.

Cansel'in kurs sınıfıma kadar gelmesiyse, yan sınıfta kurs alan kuzenini beklemesi ve hazır gelmişken beni de görmek istemesiyle alakalı bir durumdu.

"Geciktim mi?" Hafifçe irkilerek gözlerimi kırpıştırdım. Omuz silkerken, "Yok, dalmışım biraz." Diye mırıldandım durgun durgun. Cenk anladığını belirtercesine başını salladı ve yan yana eve doğru yürümeye koyulduk. Şu sıralardır pek fazla ders işlemiyorduk okulda, sadece resim kursumuz oluyordu ve bu yüzden daha çok kurs için çalışıyorduk Cenk'le. Bizimkilerdense yılsonu için söyleyecekleri şarkı için çalışıyor, geri kalanlar da kendi halinde takılıyordu.

"Bugün de sessizsin," dedi Cenk yandan yandan bakarak. Yandan bir bakış atıp dudaklarımı sarkıttım. "Sanırım ergenlik dönemimi tam olarak atlatmış değilim," Dedim kendi halimle dalga geçer gibi. Bunu geçiştirmek ya da konuyu değiştirmek için yaptığımı pek farketmişe benzemiyordu. Kaşlarını havalandırarak gülümsedi. "Herkesin içinde bazen bi' parça ergenlik oluyor zaten, seninle alakalı olduğunu sanmıyorum."

Çok fazla konuşmamıza gerek kalmadan eve gelmiştik bile. "Yarın geliyorsun değil mi?" Diye sordu duraksayarak. Tek kaşımı havalandırdım. "Bensiz bir partinin iyi olmadığını biliyorum, o yüzden üzülme," Dedim ukala bir tavırla. Göz devirerek güldü. "Sen olmazsan olmaz tabii," dediğinde kıkırdayarak başımı iki yana salladım. Onunla vedalaştım ve eve doğru sakin adımlarla adımlayarak çantamdan anahtarlarımı çıkardım.

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin