78. Kırık Küçük Çocuk

838 36 22
                                    

Multimedia: Selen Altun ☉

Azıcık farklılık yaptım yine, okuyunca görürsünüz ;)

İyi okumalar 💕

~

OKYANUS'DAN

"Evi satıp başka bir eve geçebileceğimizi, artık aynı evde kalmak zorunda olmadığımızı söyledi.."

Yarım saattir odamın tavanını izleyerek bunu düşünüyordum. Sahi, ne kadardır bu evde yaşıyordum ki? 8 ay falan olmuştu galiba. O kadar alıştım ki buraya, Eray'la yaşamaya, hatta bu olaylara.. Kendimi bir hikayenin başrol karakteri gibi hissediyordum ve aylar sonra bu hikayenin biteceğini bilmek beni üzüyordu. O kadar şey olmuştu oysa..

İçimdeki hisler birbirine karışıp dolanmış, kördüğüm oluşturmuştu sanki. Öyle bir karışıklık vardı içimde. Boğazıma da bir şey oturmuş, yutkundukça ağırlaşıyormuş gibi geliyordu. Korku.. düğümlerin içinde yer alan bir halat da korkunundu. Aklımdan geçen saçma bir ihtimal mi, ne bilmiyorum ama nedense bu işin sonunda Eray ve ben'den bir şey kalmayacakmış gibime geliyordi. Biz olmayacakmış, o ve ben olacakmış gibi..

Gözümden süzülen bir yaşla gözlerimi kapattım. Belki de saçmalıyorumdur. Saçmalamak genellikle yaptığım bir şeydi ama şimdiki sanki saçmalık değil, olası bir şeydi sanki. O kadar karışık durumdayım ki.. Ve farkediyorum ki, bu saçmalık değil, sadece karamsar bir fikirdi. Evet, son zamanlardır bende değişen en büyük şey düşüncelerimin karamsarlaşmasıydı. Oysa ben umut doluydum, zihnimde kötü ihtimallere yer vermez, gelse dahi kovardım. Neler oluyor bana böyle?!

Sinirle yerimde doğrulup yüzümü sıvazladım. Allah'ım.. düşündükçe düşünüyorum, düşündükçe deliriyorum.. Elimi komidine uzatıp telefonumu elime aldım ve saate baktım. 1 buçuk saat, 1 buçuk saattir aralıksız düşünüyordum. Sinir bozukluğuyla telefonu yerine bırakıp yeniden uzandım. Ne kadar saçma, arkadaşlar şu olaya bakar mısınız? 1 buçuk saat önce uykum var diyerek yerime girdim, 1 buçuk saattir durmadan düşünüyorum ve şu 1 buçuk saatte uyumadım ben! Evet, ben Okyanus, Okyanus Kaya. Hani arkadaşların uykucu dedikleri o kız..

Bazı kelimeleri ne kadar çok kullanıyorum.. Ve böyle düşündükçe kendimi Karantina'daki Zeynep gibi hissediyordum. O kız onca şeye rağmen kafayı yemediyse bana bir şey olmaz o halde. Böyle durmadan da düşünüyorum yine, uykum iyice kaçtı zaten.

Oflayarak arkamı kapı tarafa döndürdüm. Yok bu böyle olmaz, uyuyamıyorum bari düşünmekten sıyırmayayım! Doğruldum ve bacaklarımı yataktan sarkıttım. Odamı ilk defa görmüş gibi süzerken ne yapacağımı düşündüm. Ne yapsam acaba?

Ayağa kalkıp ağır ağır çalışma masama yaklaştım ve raftan bir kitap alıp masaya oturdum. Işığı yaktım ve yarım kalmış kitabı okumaya koyuldum. Fırsat bulamamıştım ders çalışmaktan, en iyisi okuyayım. Hatta daha da iyisi okuduktan sonra ders çalışayım.. Sayfalar sayfaları takip ederken birden kitabı bitirdiğimi farkettim. "Haydaa, sen ne ara bittin şimdi?" Diye mırıldandım kendi kendime. Hay.. niye sesli söyleniyorsam!

Kitabı yerine bırakıp test kitabımı çıkardım ve açıklarımdan çalışmaya başladım. Normalde olsa 2 dakikaya çözebileceğim soruyla 5 dakika boyunca bakıştım. En sonunda oflayıp diğerine geçtim. Bunu da yapamayıp bir diğerine geçtim. Evet, buna da mal mal bakıp geçtim. Oflayıp kitabı kenara itekledim ve arkama yaslandım. Zihnim o kadar karışık ve meşguldü ki test çözmeye odaklanamıyordum bile, kazık gibi kalıyordum!

Bu sefer de defterimi çıkardım. Biraz çizim yapsam daha iyi olurdu, en azından aklımdakileri atmış olurdum. Kalemleri çıkarıp aklımdan ne geçiyorsa çizmeye koyuldum. Çizdikçe çiziyor, aklıma geldikçe çiziyor ve rahatlıyordum. Ne kadar süre çizdim bilmiyorum bile, yarım bıraktığım resmi bile tamamladım o sürede. Telefonumu elime aldığımda saati görüp gözlerim şokla açıldı. Saat gecenin 03:30'uydu!

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin