13. Duygu Karmaşası

1.7K 111 2
                                    


Bölüm şarkısı:

Model: Yalnızlık Senfonisi 🎤

İyi okumalar

~

"Oki, ders bitti. Uyan hadi."
Uykulu bir şekilde kafamı sıradan kaldırıp önümde dikilen Belinay ve yanımda oturan Selen'e baktım. En son yaşananların üzerinden 1 gün geçmişti. Bugün müzik seçmeleri vardı, dün kızlarla beraber şarkı çalışması yapmıştık. Eray'a gelirsek, hala barışmadık. Dün sabah evden erkenden çıkıp kızlarla takılmıştım, akşam geç dönmüştüm. Yani hiç konuşma fırsatımız da olmamıştı.

Elimle yüzümü sıvazladım yorgunlukla. "Seçmeler bu dersten sonra, hoca seçmelere katılanlara bu ders için izin vermiş." Dedi Selen bana gözleriyle 'iyi misin' der gibi bakarken. Kız gözleriyle bile durumumu sorabiliyor yani.

Uykuluydum hala. Dün kızlarla film izleyelim derken uykuyu ihmal ettim, ondan bu hallerim. "Ben kahve alacağım kendime, açılırım biraz." Deyip yerimden kalktım.

Belinay ve Selen bahçeye çıkarlen ben de kantine indim. Kantinci ablaya, "Abla, bana bir sade kahve verir misin?" Dedim parayı uzatırken. Kantinci abla kahveyi hazırlayıp verirken teşekkür ederek aldım.

Tam arkamı döndüğümde Eray'la göz göze geldim. Napıyor bu tam dibimde? Yarabbi, sen aklıma mukaat ol.. Bir şey yapmadan önünden geçtim ve arkadan bir masaya oturdum.

Şimdiden uykum biraz dağılmıştı. Kahveyi içince de tamamen düzelirdim. Ulan ne izliyorum ben film falan ya, gidip uyumuyorum. Bir de bugün seçme günü hem.. Salağım işte. Kendime göz devirip kahveyi bitirdim. Zehir gibi kahveyi bir an önce bitirmek en iyisiydi.

Seçmelere az kaldığı için kantinden çıkıp müzik odasına gittim. Merdivenleri inip salona gelirken karşıma Azra çıktı. Yılanın sevmediği ot dibinde bitermiş. Göz devirdim. Bu güzel günümde onunla hiç uğraşmamayı seçip yanından geçiyordum ki önüme geçti. Dizilerdeki kötü kadınlar gibi sırıtırken çarpılmış gibi ağzını yayarak konuşmaya başladı. "Aa Okyanus'cum, nereye böyle? Konuşmayacak mısın benimle?" Tekrar göz devirip, "Yine ne istiyorsun?" Dedim bıkkınlıkla.

"Diyorum ki, bence sen seçmelere katılma. Yenilirsin, ezilirsin kaldıramazsın tekrar. Hem sen bu sesinle kazanacağını mı sanıyorsun?" İçimden 'Allah'ım sen sabır' diye geçirip yanından geçecekken tekrar önüme geçti. Al işte, kendisi kaşınıyor.

Dişlerimi gıcırdatarak sinirle konuşmaya başladım. "Bana bak, hiç çekemeyeceğim seni. Ayrıca kimin kazanıp kimin kazanmayacağı gayet ortada. Ezilecek olan varsa o da sensin, Cırcır böceği. Çekil şimdi önümden."

Tam gidiyordum ki, "Ya, aslında biz geçen gün iddia'ya girmiştik. Ama malesef yaramazlık yaptın ve iptal oldu." Dedi derin bir nefes alarak. Anlamıştım ben şimdi bunun derdini, salak. Yapmacık bir şekilde gülümseyip arkama döndüm.

"Öyle mi? Haa, sen iddia diyorsun." Dediğimde yanıma geldi. "Aynen öyle. Benim kölem olmanın keyfini çıkaramadım daha." Dediğinde histerik bir şekilde güldüm. Bu gerçekten salak, ama biraz sağlam salak. Süzme salak. Ne bileyim, züppe salak?

"Tamam o zaman, bu yarışmayı ben kazanacağım. Var mısın iddia'ya?" Dediğimde sırıttı. Senin o suratının ortasına nasıl da yumruk geçirilir.. O, "Varım." Deyince, "Ama," deyip duraksadım. Tek kaşını 'devam et' anlamında kaldırınca devam ettim. "Eğer ben kazanırsam, bana ne istersem onu vereceksin." Dedim ciddi bir sesle. Dudağını büzüp biraz düşündükten sonra cevap verdi. "Kabul."

-

"Heyecanlı mısın?" Belinay'ın sorduğu soruya omuz silktim. "Bilemiyorum.." Benden önce bir çocuk çıktı sahneye, bu sene katılmış. O çocuktan sonra ben çıkacaktım ve şuan heyecanlı mıyım değil miyim bilemiyorum bile!

Azra'yla konuştuktan sonra içeri girdim. Daha sonra Belinay ve Selen de geldi ama onlara iddia konusunu anlatmadım. Ve şuanda da seçmeler başladı. Herkes tek tek sahneye çıkıp şarkı söyleyordu.

"Sıradaki, Okyanus Kaya." İsmimi duyunca Selen ve Belinay bana döndüler heyecanla. Güven istercesine baktığımda gülümseyip gözlerini ağır şekilde kapatıp açtılar. Bu onların dilinde 'başarıcaksın, inanıyoruz sana' demekti. Başımı belli belirsiz sallayıp sahneye çıktım.

Derin bi nefes alıp elime mikrofonu aldım. Orkestraya çalmalarını istediğim şarkının ismini söyleyip önümdeki seyircilere döndüm. Herkes bana bakıyordu şuan. Acaba katılmasa mıydım? Şarkı söylemekle ne alakam var benim ya, ne diye katıldım ki zaten?!

"Başlayabilirsin." Hocanın sesiyle telaşla başımı salladım ve tekrar derin bir nefes alıp başladım.

"Anladım, sonu yok yalnızlığın
Her gün çoğalacak..
Her zaman böylemiydi, bilmiyorum
Sanki, dokunulmazdı çocukken ağlamak.."

Seyirciler arasında Belinay ve Selen'i buldu gözlerim. İkisi de içten bir şekilde gülümsüyorlardı. Belinay baş parmağını kaldırmış 'çok iyisin' diyordu dudaklarını oynatarak. Gülümseyerek devam ettim.

"Alışır her insan, alışır zamanla
Kırılıp.. incinmeye.
Çünkü, olağan yıkılıp, yıkılıp
Yeniden ayağa kalkmak.."

Gözlerim bu sefer bir çift kahve gözlerle karşılaştı. Kaşlarını hafif çatmış, ciddiyetle beni izliyordu. Gözleri sanki bir şey anlatıyordu, sanki bir şeyler söylüyordu. Ama bilmiyordum, anlamıyordum. Bu kızgınlık mıydı? Kırgınlık mı? Bana mıydı bu duygu karmaşası?

"Yalnızlığım yollarıma, pusu kurmuş
Beklemekte. Acılar gözlerini dikmiş
Üstüme, nöbette..
Bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum
Hadi gelin üstüme korkmuyorum!"

Bu şarkı hayatımı, beni anlatıyordu sanki. Başıma ne gelirse gelsin dik durmaya çalışıyordum, yıkılmıyordum, yenilmiyordum. Evet, canım yanıyordu. Yıpranıyordum, ağlıyordum.

Buna rağmen kale gibi olmaya çalışıyordum, yıkılmaz bir kale.. Annem de bunu istemez miydi zaten? 'Mavi gözlüm' diye sevdiği kızının onun gibi cesur ve güçlü olmasını..

Gözlerim dolarken kendimi şarkıya verdim. Şarkıyı hakkını vererek söylemeye çalışıyordum, sanırım oluyordu.

"Bulutlar yüklü, ha yağdı, ha yağacak
Üstümüze hasret ,yokluğunla
Ben başbaşayız nihayet.."

Şarkı bitince tüm salon alkışlamaya başladı. Belinay ve Selen adeta zıplayıp kalktılar yerlerinden. Utku sırıtarak ıslık çalıyordu. Gözlerimde buğuya rağmen güldüm alkışlayanları izlerken.

Evet, belki kaybetmiştim. Belki acılıyım, belki yaralıyım, belki çaresizim. Ama buna rağmen dik durmaya çalışıyorum. Hayat'ta ne olursa olsun bunu yapmak gerekir. Hayat ne kadar yıksa da seni, sen yinede dik duracaksın. Hayat ne kadar acıtsa da seni, sen güçlü olacaksın.

Çünkü canın acımasa, mutluluk nedir bilmezsin. Ezilmezsen, güçlü olmak ne bilmezsin. Ağlamasan, gülmek ne bilmezsin. Savaşacağız, direneceğiz, başaracağız.

Çünkü biz buyuz, biz güçlüyüz!

Pes etmek yok!

~

Bölüm sonu..

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin