54. Bizimkiler İşte

1.3K 61 9
                                    

Bölüm şarkısı;

Rixton- Me and my broken heart 🎶
Iyi okumalar 💕

~

"Oo, bakın burada kimler var? Ceza seni kendine getirmiş bakıyorum!" Sınıfa girip sırama doğru ilerlerken Azra'nın suratındaki sinsi sırıtışıyla bana sataşmasıyla duraksadım ve gözlerimi kıstım. "Kim kimi kendine getiriyor bakalım istersen?" Dedim sert bir sesle ve ardından yüzüme uzun aradan sonra kişisel 'şeker şey' sırıtışımı yerleştirdim. Ona doğru ilerleyecekken Eray'ın sesiyle ona döndüm. "Otur oturduğun yerde, yeni bitti zaten cezan."

Ah, evet. Psikolojimin bozuk olmasına rağmen cezam bittiği ve daha fazla devamsızlık yapmamak için okula gelmiştim. Aslında gelmek istememiştim ama işte, bizimkiler..

Göz devirip çantamı yanıma bıraktım ve sırama oturdum. "Devirme gözlerini," Diye homurdandı Eray. "Emredersiniz efendim! Nefes alabilir miyim peki?" Dedim alayla. Gözlerimi de devirip devirmeyeceğimi ondan soracak değilim yani. Hem, birazcık Azra'yı eşelemek hiç fena olmazdı. Ceza yememe ve ceza sonrasında belki de yaşadığım o şeylere bu çuval suratlı neden olmuş olabilirdi ve tüm sinirlerimi ondan çıkarabilirdim.

Neden olmasın?

Kendi kendime sırıtırken Eray kaşlarını çattı. "Aklından yine ne şeytanlıklar geçiriyorsun da sırıtıyorsun?" Dedi Sharlock Holmes mod'una girerek. Yine göz devirdim. "İyice mood'umu düşürüyorsun Eray, Allah aşkına mimiklerime de mi karışacaksın?" Dedim masum bir ses tonuyla.

Yemin ederim, Oscar oyunculuğum mükemmel.

Sınıfa öğretmen girince daha fazla üstelemedi, önüne döndü ve derse başladık.

-

"Selam." Başımı sıradan kaldırıp başımda dikilen bulanık şahısa baktım. Gözlerimi kırpıştırıp görüntümü netleştirdim ve yerimde doğruldum. "Selam," Diye mırıldandım belli belirsiz gülümseyerek. O da gülümseyip yanıma oturdu. Tenefüs olmuş galiba, ders boyu uyumuşum ve canım (!) arkadaşlarımdan hiç biri beni uyandırma zahmetine de girmemiş. Amaan, uyandırmamaları ayrı iyi olmuş.

Kendi kendime omuz silktim ve Cenk'e döndüm. "Nasılsın? Açıkçası başına gelenleri duydum ve.." devamını getiremediğinde başımı salladım öylesine. "İyiyim işte, iyi olmaya çalışıyorum," Diye mırıldandım nefesimi vererek. "Ve şey, Cenk, şey için.. teşekkür ederim." Dediğimde anlamış olacak ki başını salladı. "Lafı mı olur? Elimden geleni yaptım, sen iyi ol da.." Tebessüm edip arkama yaslandım.

Eray durumdan bahsetmişti, babamın haberinin olmasını istemediği için gizli bir isimle soruşturma açılmıştı. Bu cidden iyi olmuştu, zaten bu kaçırılma olayının babamın kulağına gitmesini hiç istemezdim. Adam deliye dönerdi.. ve elbet Antalya'daki son zamanlarım olurdu bunlar.

Zil çaldığında sınıfa giren birkaç kişiyle Cenk'le olan sohbetimiz de bitti. Anlattığı bir anısıyla beni güldürmeyi başarabilmişti. Eray sınıfa girip bizi görünce gözlerini kıstı. Yavaş adımlarla yanımıza yaklaşırken Cenk onu görüp bir şey demeden yerinden kalktı ve bana döndü. "Bir şeye ihtiyacın olursa söyleyebilirsin," Dediğinde gülümseyip başımla onayladım. Cenk yerine otururken Eray ona dik dik bakmayı da ihmal etmiyordu. "Bir şeye ihtiyacı olacakmış.." diye homurdandı ağzının içinde. Dudaklarımı birbirine bastırdım.

Bu durumda Eray'ın Cenk'e sataşmasını ya da kızmasını falan bekliyordum ve açıkçası birazcık şaşırdım. İlla aralarının iyi olması için benim başımın belaya girmesi gerekiyormuş demek. Cenk iyi biriydi, komik ve neşeli çocuktu. Eray'ın aksine kavgalara pek karışan tip değildi ama durum gereği o da sakinliğini yitiriyordu bazen.

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin