26. Kimsesiz

1.5K 90 5
                                    


Bölüm şarkısı;

Halsey- Sorry 🎤

İyi okumalar

~

"Çok iyiydik," Diyen Eray'a bakıp gülümsedim. "Aynen, çok güzel söyledik," Dediğimde arabanın yanına gelmiştik bile. İkimiz de arabaya oturup kemerlerimizi bağlarken aklıma yine merak ettiğim bir soru düştü Eray'a sormak istediğim.

Bir süredir aklımda dönen soruyu merakımdan dayanamayıp sordum. "Eray ya," diye ismini andığımda arabayı çalıştırarak bana döndü. "Sen araba kullanmayı nereden öğrendin? 16 yaşında değil misin?" Diye sordum yüz ifadem muhtemelen meraklı bir şekil alırken. Gözlerini kısıp dudağını ıslattı. "15 yaşındayken öğrenmiştim. 16 yaşımda, doğum günümde babam araba almıştı. Tabi parayla ehliyet de aldığına göre.." deyip ellerini havaya kaldırıp omuz silkince kıkırdadım. "Tamam, anladım," Dediğimde sırıtıp arabayı çalıştırdı.

Ona olan kızgınlığım anında gitmişti, zaten bir ara tekrar sinirlenebilirdim yani sorun yok..

Eray aslında hem yetenekli, hem de tembel biriydi. Çok güzel gitar çalıyordu, araba kullanmayı, resim yapmayı falan biliyordu. Ama yemek konusunda.. Değişiyorum, yemek gömmek konusunda üstüne yoktu, hatta aç kalsa beni bile yerdi.

Tembeldi, odasını toplamaya üşenirdi ama toplarsa dağıtmazdı da. Neşelidir, birisini üzmek istemez. Üzse çok fena üzerdi ama.. Sinirlense konuşmuyorum, öyle bir bağırır ki dilinizin var olduğunu unutursunuz. Ve en az kendi dediği kadar da tatlıydı..

Geldiğimizi farkedince düşüncelerimden ayrıldım, kemerimi açıp arabadan indim. Eray'ın inmesiyle beraber eve girdik.

-

"Ve?" Dedim şaşkınca Selen'in cevabını beklerken. Omuz silkti. "Ve.. bir şey yok, takmadım. Zaten artık umrumda değil," Dediğinde hayretler içinde kaldım. Masada arkama yaslanıp alt dudağımı sarkıttım. Selen'se umursamaz tavırlarıyla telefonuyla uğraşarak milkshake'ini içiyordu.

Berk, uzun bir süre sonra sınıfa tekrar dönmüştü. İlk derse geç kaldığım için girmemiştim ve tüm ekşını kaçırmıştım. Son dakika haberlerini Selen'den alıyordum. En azından, onu görürken azıcık da olsa şaşırmış olması gerekmez miydi? Belki de şaşırmıştır da geçmişti..

Bir ara gelmişti de Berk, sadece o gün Selen okulda değildi.

Takmadığını söylüyordu, belliydi de. Umru bile değildi artık. Bu duruma sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Ne de olsa tanışalı kısa sürede bile olsa değer verdiğim bir insan benim yüzümden sevdiğinden vazgeçmişti. Ama bir yandan, iyi yapmış Selo aşkım, helal sana kuzum, o zaten 5 para etmez şeronun teki! Deyip geçiyordum içimden.

Üstüne basıyorum içimden, çünkü dışımdan ne diyeceğimi bilemez bir haldeydim.

Bence ikinci seçenek daha mantıklıydı. Belki de benim sayemde onun gerçek yüzünü görmüştü. Bu biraz canını acıtmıştı belki ama olsun, arkadaşımın geleceği daha önemliydi. Boşu boşuna onu sevmeye, kendisini üzmeye devam edemezdi böyle.

Kendi milkshake'imi bitirdiğimde zil çalmıştı. Selen'le birbirimize aynı anda bakıp bıkkınca göz devirerek ayağa kalktık. 5 dakikacık tenefüste ne yapabiliriz lan, en azından yarım saat falan yapsanız nolurdu?

Sanki okul bakanlığı benim bu küçük isteğimi duyup yerine getirecekti de ben burada kendi kendime isyan ediyordum.

-

"Şşt, yanıma gelsene," Diyen Eray'a 'ne diyorsun' der gibi bakıp kaşlarımı çattım. "Yok ya, is your mother beautiful? Azra dövme mod'unda değilim, yarına alalım randevumuzu lütfen," Deyip önüme döndüm. Mazallah kudurur falan, yanımda aşısı da yok şuan.

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin