77. Ev Sayesinde

811 41 4
                                    

ERAY'DAN

Elinde bir tabak kurabiyeyle geri dönen Okyanus, deminden beri oturmuş kucağındaki kediye kurabiye yediriyordu. Selen de onunla beraber 'kedi sevme mod'una geçmişti ya, dünya dağılsa umurlarında olmazdı. Hayır yani bir kediyi kıskanmıyorum da, o tüy yumağına gösterdiği ilgiyi bana gösterse hiç fena olmazdı falan..

"Şu kediye gösterdiğin sevgiyi bana göstersen var ya.." diye homurdandım kucağındaki küçük zebaniye bakarken. Hayvansever biriyimdir ama bu kediye karşı beslediğim iyi duygular, Okyanus'un onunla ilgilenmeye başlamasıyla yok oluyordu. "Yuh oğlum, kediyi mi kıskanıyorsun??" Dedi Utku şokla bana bakarak. "Ne alakası var?" Diyerek göz devirdim.

Kaan da elinde bir tabak bisküviyle tekrar geldi yanımıza. "Masaları süpürüp buraya getirdik biz de," Diyerek tabağı ortaya bıraktı. Okyanus tabaktan bisküvi alıp onu da kediye yedirdi. "Zavallıcık, ne kadar da açmış.." dedi Selen sevecen sesle dudağını sarkıtarak. Okyanus başını sallayarak, "Eray'la bulduğumuzda daha çok küçüktü, şimdi biraz da olsa kilo aldı," Dedi derin bir nefes alırken. "Minnoşumuz şişman mı olmuş? Şişko mu olmuş?" Diyerek Doritos'u okşayarak sevdi.

Yüzünü saran mutluluk, dudaklarında duran eşsiz gülümsemesiyle o kadar güzel görünüyordu ki..

"Kanki bişey sorabilir miyim?" Dedi Utku bir bisküvi alarak. Okyanus başını kaldırdı ve mavilerini ona çevirdi. "Sor tabii," diyerek gülümsedi. "Neden bu kadar merhametli ve iyi birisiyken, insanların seni kötü biri sanmasına olanak veriyorsun?" Diye sordu o da anlamazca kaşlarını çatarak. Derin bir nefes alarak bir dizini kırıp kendine çekti. "Yani neden böyle biri olmadığını kanıtlamıyorsun?" Diye eklediğinde Okyanus, kucağındaki kediyi Selen'in kucağına bıraktı ve usulca bağdaş kurdu.

"İnsanların hakkımda ne düşündüğünü önemsediğim söylenmez. Ki, bu zaten belli. İnsanlar genel olarak güvenilmez ve merhametsizlerdir. Taş kalplidirler. Eğer senin bir açığını, bir hassas noktanı ya da bir iyi niyetini bilirlerse kullanmaktan çekinmezler. İnsanoğlu böyle işte, kendilerinden küçük gördüklerini ezmeyi sever. Bu yüzden kendini onlardan yüksekmiş gibi göstereceksin, acımasız görüneceksin," Dedi sır verircesine ve ardından derin bir nefes aldı. Bisküvi alıp ısırırken gözlerini kıstı.

"Ayrıca, onların hakkımda ne düşündüklerinin de pek önemi yok dedim. Çünkü biri seni nasıl görüyorsa ya da nasıl görmek istiyorsa öyle görür. Kendini o kişiye nasıl tanıtmaya, nasıl anlatmaya çalışırsan çalış, o kişi seni kendi istediği gibi görecektir." Ellerini birbirine çırptı. "O yüzden, takma. Hayatı kendi istediğin gibi yaşa ve insanların ne söylediklerini boşver!" Dedi göz kırparak.

"Kızım bi gelir misin?!" Diye seslenen anneme, "Geliyorum!" Diyerek ayaklandı. Okyanus yanımızdan uzaklaşırken Kaan, "Ben zaten tahmin etmiştim," diye mırıldandı arkasından bakarak. "Zaten öyleydi de, bir tahmin ne değiştirecek?" Dedi Cenk önüne dönerek. "Aslında bir yandan çok haklı, sonuçta kimseye kulak vermemesi ve kendi halinde mutlu olması daha iyi değil mi?" Dedi Selen ona hak verircesine. 'Hı hı' diye homurdanarak başımızla onayladık onu.

"Tosunum, iyi misin?" Annemin sesiyle ona bakıp gülümsedim. "İyiyim anne, her şey yolunda." Şevkatle saçımı okşayıp gülümsedi. "İyi olacak tabii, baksana Aysun teyze önüne. Yemek varsa Eray'ın keyfi nirvana," Dedi Okyanus yanımıza gelip sırıtırken. Bu dediğine herkes gülerken ben de sırıtarak göz kırptım ona. Elini uzattı bana. "Madem keyifler yerinde, benimle bir düete ne dersiniz beyefendi?" Kahkaha atarak elini tuttum. "Tabii ki de güzel bayan, sizin gibi bir güzelliği geri çevirmem hata olur!"

Koluma girip sahneye ilerlerken, "Ha yani benden başka güzellik olsa çevirmezsin?" Dedi tek kaşını kaldırarak. Cıkladım gevşekçe. "Benim gözüm senden başkasını görmüyor, dolayısıyla gördüğüm tek güzellik de sensin." Hemen bakışları değişip genişçe gülümsedi. İşimi iyi biliyorum abi, ben bir harikayım :))

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin