51. Güvendeyim

1.2K 63 2
                                    


İyi okumalar ❤

~

ERAY'DAN

"Bu numarada konum açık!" Kaan'ın sesiyle yerimizden fırlayıp yanına koştuk. "Nerede??" Parmağıyla ekrandaki haritadan bir yeri gösterdi. "Buralarda." Yumruklarımı sıktığım sırada, "Hah! Buldum." Dedi Kaan klavyede hızla bir şeyler yazarken, biz de sessizce onu izliyorduk. "Tamamdır, yeri bulduk!"

"Tamam o zaman. Utku ara adamları, çıkıyoruz!" Hemen masadan telefonu ve anahtarları aldım. Utku peşimden gelirken diğerleri seslendi. "Eray, bu kadar kolay değil! Polisi falan arayalım, olmaz böyle," Dedi Belinay telaşla bize bakarken. "Kimse kimseyi aramayacak, başımız o zaman derde girer. Kaan, kızlar sana emanet."

Arabaya atlayıp çalıştırdım ve gaza yüklendim. Utku, konumdaki yolu telefondan açarken direksiyonu sıktım. Bekle güzelim.. bekle, geliyorum..

OKYANUS'DAN

"Okyanus? Okyanus.."
Gözlerimi zorla araladım. Göremiyordum, her taraf bulanıktı. Tir tir titriyordum, bedenim yanıyordu. Yorgundum ve artık.. dayanamıyordum. Gözlerimi kıstım yorgunlukla. "E-eray?" Sesim çıktı mı çıkmadı mı bilmiyordum bile. "Geliyorum Okyanus'um.. geliyorum.." Gözümden bir yaş süzüldü. "Hemen g-gel.. lütfen.."

Gözlerim bir kapanıyordu, bir açılıyordu. Kapanıp açıldı.. Eray yok oldu. Bir yaş daha düştü pınarlarımdan. Sanırım burada, soğuktan, hastalık ve yorgunluktan ölüyordum.. Titreyen ve kurumuş dudaklarımı aralayıp fısıldadım. "Lütfen.. gel.." Ve tekrar karanlık..

ERAY'DAN

Mekana girer girmez bizim adamlarımız, içerdeki korumaları etkisiz hale getirdi. Hemen depodan içeri girip koşmaya başladım. Anlaşmıştık. Utku, adamları hallederken Okyanus'u bulmak bana kalmıştı. Hemen tek tek odaları kontrol ettim ama yoktu. Elimi saçlarıma daldırdım. "Neredesin be Ay yüzlüm?"

Diğer odalara kısmen daha uzakta bir kapı ilişti gözüme. Koşarak kapıyı açmaya çalıştım, kilitliydi. Cebime attığım bıçağı çıkarıp açmaya çalıştım. En sonunda kilit boşalınca aceleyke açtım kapıyı. Oradaydı işte.. Bembeyaz olmuş yüzüyle..

Koşarak yanına ilerleyip yaslandığı duvardan çektim onu. Pezevenk herif, vurmuştu ona. Yanakları kıpkırmızıydı.. Yanan yanaklarını okşadım. "Okyanus! Okyanus, uyan güzelim. Geldim, götüreceğim seni!" Gözlerini zar zor araladı ve kırpıştırdı. Bitkin görünüyordu.

"Geldin.."

"Geldim.."

"G-gitmek istiyorum.."

"Gidelim."

Bileklerindeki ipleri çözüp ayağa kaldırdım ve sendelemesiyle sıkıca tutum zayıflamış bedenini. "İyiyim. Ben, yürürüm." Pek iyi gözükmüyordu ama neyse. Elinden tutup onu dışarı çıkardım. Utku çoktan adamların ellerini bağlamıştı. Çıkışa doğru ilerliyorduk ki Berk, elinde silahla belirdi önümüzde. Bana silah doğrultmuştu. Okyanus çığlık attı korkuyla, onu arkama aldım.

Arkamdan çıkmaya çalışınca elini sımsıkı tutup orada durmasını sağladım, durmayıp omzumun üzerinden bakmaya başladı. "Napıyorsun lan sen?" Diye tısladım sinirle. Bu herif kafayı yemişti, psikopat gibi kahkaha attı. "Ben de seni bekliyordum! Demek bana ait olanı benden almaya çalışıyorsun." Kaşlarımı çattım nefretle. "Kimmiş sana ait olan? Benimkinden mi bahsediyorsun, lavuk?" Sırıttım ardından onu sinirlendirmek için.

"Yanılıyorsun. Asıl sen, BENİM OLANI BENDEN ALMAYA çalıştın!" Okyanus'un elini bırakıp tuttuğu silahı bir elimle kavrarken diğer elimle sağlam bir yumruğu geçirdim suratına. Silah yere düşerken Berk inleyerek yüzünü tuttu. Hiç durmadan üstüne atladım. Karnına attığım tekmeyle yeri boylamasıyla vakit kaybetmeden üstüne oturup yumruk yağdırdım. "Böyle mi vurmuştun ona ha? Yoksa böyle mi? Böyle mi yakmıştın canını lan!"

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin