43. Korkuyorum

1.3K 72 38
                                    

Bölüm şarkısı;

Teoman- Kupa kızı ve sinek valesi 🎤

Keyifli okumalar 🌝

~

ERAY'DAN

"Ekin hocaya neden haber vermiyorsun peki?" Demesiyle bıkkınca göz devirdim. "Haber versem gitmeme izin vermeyecek çünkü," Dedim nefesimi üflerken. "Tamam o zaman, dikkat et, kaybolmayasın," diyen Kaan'ı onaylayıp bizimkilerin yanlarından ayrıldım.

Kızlar Okyanus'un gelmeyeceğini, başı ağrıdığı için uyuyacağını söylemişlerdi. Eminim ki düşünmekten başı ağrıyordur ve uyuyayım deyip daha çok düşünecekti. Aptaldım ben! Saçmalayıp kızı üzdüm, bir de yalnız bıraktım orada. Konuşmam gerekiyordu onunla..

Belinay'ın verdiği anahtarla kapıyı açıp içeri geçtim. Şimdi hangi odaydı bu kaldığı acaba? Rastgele birisine yaklaştım ve yavaşça kapıyı açtım. Sağ köşedeki yatağın alt kısmındaydı. Ve uyumuş gibi görünüyordu. Sessiz adımlarla yaklaştım ve onun karşısındaki yatağa oturdum ağır ağır.

Gerçekten de uyuyordu. Kaşlarını hafifçe çatmış uyuyordu. Başı gerçekten ağrıyor olmalıydı.. Sağ eli yüzünün yanında yastığın üzerinde, sol eli hafifçe yataktan sarkıyordu. Bana dönük yüzü çok masum ve sevilesi duruyordu.

Hafifçe boğazımı temizledim ama bunu yaptığıma pişman oldum, duymuş gibi kaşları biraz daha çatıldı. Kendi kendime konuşur gibi, "Üstünü örtmeden uyumuşsun, üşürsün böyle," Diye mırıldanarak kalkıp battaniyeyi üzerine çektim. O yerinde biraz kımıldanırken doğruldum. Gözleri kapalı bir şekilde, "Belinay? Sen gitmedin mi ya?" Diye mırıldandı boğuk sesiyle.

Karşısındaki yatağa geri geri giderek oturacakken sol gözünü hafifçe aralayıp üstüme bakış attı, uykusu ağır basmış olacak ki geri kapattı ve kendi kendine sayıklar gibi mırıldanmaya başladı. "Hmm.. koyu yeşil- siyah çizgili gömlek.. siyah pantolon.. beyaz.. tişört.. ne kadar da.. Eray'ın kombini.." Seesi o kadar boğuk ve uykulu çıkıyordu ki tam olarak ne dediğini zar zor anlamıştım.

Tam sözlerini bitirdiği an duraksadı. "Eray'ın kombini.." diye tekrarladı aynı sesle. Uykusu dağılmış gibi, "Eray'ın kombini?" Diye soru sorar gibi fısıldadı ve bir anda hızla gözlerini açıp bana baktı. "Eray?"

Gözlerini kırpıştırıp yüzünü buruştururken gözlerini kapattı. "Ne arıyorsun sen burada?" Dedi eliyle başını ovuştururken. Duraksayıp derin bir nefes aldı ve ağır ağır yatyığı yerden doğruldu. "Hem de kızlar kulübesinde? Nasıl girdin buraya be?" Dedi mahmur ifadeyle homurdanırken ama halleri o kadar tatlıydı ki yanaklarınl sıkasım gelmişti. Elini saçlarından çekip gözlerini gözlerime dikti. Tamam, şimdi sırıtabilirdim ama bu sinirlerini daha çok bozardı ve tekrar kıyamet kopabilirdi. Ve buraya kıyamet koparmak için değil, beyaz bayrak sallayıp barış ilan etmek için gelmiştim.

"Ben.." deyip duraksadım tam olarak ne diyeceğimi bilemezken. "Sen?" Diye sordu tek kaşını kaldırarak. Keyifsiz ve yorgun gözüküyordu. "Özür dilerim," Dedim bir anda kendim bile ne dediğime anlam veremezken. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Saçma şeyler yüzünden üstüne geldim ve.. ve haklısın. Sana bu kadar karışamam. Beni ne alakadar eder yani, senin özel hayatın.." deyip duraksadım omuz silkerken.

Battaniyeyi kaldırıp bacaklarını yataktan sarkıttı ve başını önüne eğdi, derin bir nefes aldı. "Hayır, asıl ben özür dilerim. Yani haklısın.. anlatmam gerekirdi.. ve saçmaladım ben de, sinirden ne dediğimi bilemedim," Deyip elini savurdu öylesine. Gülümsedim elimde olmadan. "Unutup barışalım mı o zaman?" Diye sordum küçük çocuklar gibi bir saflıkla. Başını kaldırıp yüzüme baktı ve gülümsedi, sonra başını olumlu anlamda salladı.

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin