42. Düşünmek İstemiyorum

1.3K 68 7
                                    


Iyi okumalar 🌙

~

Kulübeye döner dönmez odamızdaki banyoya girip üstümü değiştirdim. Sessiz adımlarla yatağıma yaklaştığım sırada birden, "Piişt, nasıl geçti?" Diyen sesle yerimden sıçradım. Dönüp baktığımda Belinay'ın meraklı bakışlarıyla karşılaştım. Üst kattan Selen ve Cansel'in de meraklı kedi duruşlarını farketmemle gözlerimi kırpıştırdım. Beni mi bekliyorlardı yani?

"Napıyorsunuz siz ya? Niye uyumuyorsunuz?" Diye homurdanarak yatağıma oturdum. "Kız ne uyuyacağız ya? Yılda bir kere fırsat geçmiş elimize, gece gıybeti güzel gider," Dedi Belinay fısıldamaya çalışarak ama yüzündeki sinsi gülümseme her an gülecek gibi gösteriyordu onu.

Kıkırdadım ve yatağıma girip arkama yaslandım. "Ya nolacak, çok fazla da konuşmadık zaten. Yıldızları izledik biraz, sonra da geldim işte," Dedim saf saf gülümserken. Yatağın üst katından biraz benim olduğum tarafa kayıp yatak başlığına yaslandı Cansel. "Sen hiç aşık olmadın dimi?" Diye sordu gözlerini hafifçe açarak, başımı iki yana salladım yanıtlar gibi.

Gözlerini kısıp biraz durdu. Sonraysa sakin sakin konuştu. "Bence oldun artık, ya da oluyorsundur. Çok değil ama kısa bir sürede olacaksın olmadıysan da.."

nE?

"Canselişko, sen iyi misin?" Diye sordum şaşkınlıkla. Güldü ve başını aşağı yukarı salladı. Selen lafa atladı. "Kanka ben de Cansel'e katılıyorum. Şipliyorum sizi," Deyip kıkırdadı. Gözlerim kocaman oldu. "Ayy nikah şahidiniz ben olayım, nolur noluur," Dedi Belinay bir anda neşeli neşeli.

Başımı iki yana salladım onlara dehşetle bakarken. "Yok yok, siz cidden iyi değilsiniz. Yatın zıbarın, kendinize gelin bi." Olduğum yerde aşağı kayıp başımı yastığıma koyduğumda hala gülüşüyorlardı. "Kapatın şu ışığı ve uyuyun!" Dememle ışığı kapattılar ve sesleri kesildi.

Yanaklarım yanıyordu sağolsunlar!

-

Gelen sesler yüzünden yüzümü buruşturdum ve homurdanarak gözlerim kapalı bir şekilde oturma pozisyonuna geçtim.

Biliyordum, ben kalkmazsam dünyayı başıma yıkacaklardı sonra.

Gözlerimi araladım ve banyodan çıkan Belinay'a baktım, beni görmesiyle duraksadı. "Aman Allah'ım. Selen! Ben rüya mı görüyorum yoksa Okyanus ilk defa kendisi mi kalkıyor?" Hayret ve şaşkınlık dolu sesine göz devirip yatağımdan çıktln. "Ben kalkmasaydım ağzıma edecektin zaten, bu sefer sana zahmet vermeyeyim dedim.."

Selen'le kıkırdadıklarında onlara takılmadan eşyalarımı ve kıyafetlerimi alıp banyoya girdim. İşlerimi halledip ve üstümü giyindim, çıktığımda kızlarla kol kola girerek yemekhane dedikleri kulübeye doğru yola koyulduk.

Kendimize yiyecek bir şeyler alıp boş masa bularak oraya yerleştik. Dediklerine göre bugün ormanı gezecektik, enerji toplamamız lazım yanisi.

"Günaydın görls." Masaya oturan Utku, Kaan ve Eray'la dedikodumuzdan ayrıldık. "Günaydın Utkuşum," Diye yanıtladım aynı onun gibi samimi bir sesle. "Sabah sabah ne bu dedikodu enerjisi? Anlatın bakalım kimi çekiştiriyorsunuz?" Diye katıldı Utku sohbetimize.

İtiraf etmek gerekirse, Utku'yla çok güzel dedikodu yapılıyordu. Bazen en az benim kadar olabiliyordu hatta.

"Kim olacak, Azra'nın sağ kolu Helin," Diye söylendim ağzıma bir şeyler tıkıştırırken. "Bizim odada kalıyor da," Diye ekledi Beloş benim aksime sakin sakin.

"Bizle de Berk kalıyor, dün akşam ne olay vardı bir bilseniz.." diyen Utku'yla heyecanla ona yaklaştım. "Anlat kanki anlat, neler döndü orada?" Diye merakla soruşumla Kaan da sohbetimize katıldı. "Ne olacak, Eray az daha katliam çıkaracaktı kulübede."

Gülümse YeterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin