18.Bölüm

5.8K 315 66
                                    

Öğlen olmasına rağmen ıssız olan sokakta yavaş adımlara yürüyordum . Neredeyse aralıksız yağan kar , yürümemi yavaşlatsa da pek zorlamıyordu beni .

Bugün annemlere haber vermeden marketten izin almıştım . Onlara söyleyerek bütün günümü bulaşık yıkayıp , ev temizleyerek geçirmek gibi bir hata yapmamıştım tabii ki . Onlar şu anda beni markette zannediyorlardı .

Pelin eve gerçekten çok geç gelmişti ve ben bütün gece Ömer 'in dediklerini düşünmüştüm.

Bana "Kendine durması için yalvarmalısın Defne , gözlerinde etkimi görebiliyorum .'' demişti . Bu da ne demekti ? Bende ne etkisi olacaktı ki ? O psikopat herifin benim üzerimde etkisi falan olamazdı . Hayır , etkisi falan yoktu .

Montuma biraz daha sarınırken , Ömer'in bu kadar kendinden emin olmasına lanet ettim . Böyle zamanlarda daha da ilgi çekici ve güzel oluyordu . Erkeksi güzelliği bir çok kızın kafasını karıştırabilirdi ve anlaşılan kız kardeşiminde fazlasıyla kafasını karıştırmıştı .

"Bencil herif !" diye söylendim . "Bencil , kendini beğenmiş züppe!"

Bir süre daha yürüdükten sonra bacaklarımın ağrıdığını hissederek durdum ve kaldırıma oturdum.

Ömer bu apartmanda oturmaya başladığından beri bir şeylerin değiştiğinin farkındaydım . Başıma bir sürü şey gelmişti onun yüzünden . Belayı mıknatısla çekiyor gibiydi . Ah , ya da belanın ta kendisiydi Ömer William İplikçi . Bunu kendi söylemişti .

Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden kurtuldum . Ömer arıyordu , şu an tamda onu düşündüğümü anlamış gibi . Aslında cevap vermeyi düşünmüyordum ama dün Pelin 'le konuşma fırsatı bulamamıştım . Belki Ömer 'in bana Pelin 'le ilgili söylemek istediği bir şey vardır diye açtım .

''Alo ?'' sesim istediğim kadar güçlü ve ifadesiz çıkamamıştı . Sıkıntıyla nefesimi bıraktım .

''Neredesin ?'' Oldukça net ve kendinden emin bir şekilde sormuştu . Sesi çok soğuktu ve pürüzlü sesi soğukluğun ağırlığını çok güzel taşıyordu .

Dik başlılığımdan ödün vermeyip ''Sanane .'' dedim .

''Pelin iyi mi ? Dün çok sarhoştu . '' Sesinde , Pelin 'e verdiği önemden o kadar büyük parça vardı ki , bir an şaşkınlığa uğradım . Bu kadar önemsenecek ne vardı Pelin 'de ? Bunu düşünmemle , kendimi kızmam öyle hızlı oldu ki ,Ömer 'in telefonda olduğunu unutup sinirle inledim . Cidden Pelin 'de önemsenecek bir şey yok diyemezdim , Pelin benim kardeşimdi ve kardeşimin önemsenmesi benim hoşuma gitmeliydi .

''Defne , cevap verecek misin ?''

''Bilmiyorum ! Neden ona sormuyorsun ?'' diye bağırdım en sonunda . Biraz olsun beni rahat bıraksa olmaz mıydı ?

''Defne ,'' diye hırladı Ömer . Sesinin keskinliği , telefonla konuşsam bile beni ürpertirken , o konuşmasına devam etti .

''Bana bağırma . Cidden yeter . Canın istediğinde bana posta koyup , bağıramazsın .''

Bu söylediğinin üzerine ne kadar korksam da , sinirle güldüm . ''Beni sana yardım ederken gayette sana posta koymama izin veriyordun . Duruma göre şart mı koşuyorsun ?''

Bu söylediğim alayla gülmesine sebep oldu . ''Duruma göre nasıl şart koşulur biliyor musun Defne ? '' Ses tonu öyle tehditkardı ki , kaşlarımı çattım . O da güzel sesiyle , konuşmaya devam etti .

''Yatağıma girene kadar sana dünyanın en özel kadınıymış gibi davranır , işim bittikten sonra da yüzüne bakmam . İşte bu benim için , duruma göre şart koşmaktır kızıl kafa .''

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin