(Multi alıntı.)
Ömer depodan çıktıktan sonra , gözlerimi kapattım . Şu an Hakan denen herifin karşısında duruyordum .
"Ne oldu çok mu üzüldün kızıl ?" dedi iğrenç bir tonda .
Gözlerimi açtım ve boş gözlerle ona baktım . Ömer 'in yanında her zaman bunu başaramasamda istediğimde duygularımı gizleyebilirdim.
Hakan 'ın yüzünde ki sırıtış yavaş yavaş sönerken , gözlerine çok belli bir öfke yerleşti. "Telefonumu alıp , Ömer denen herife verirken , beni bırakırken de bu kadar cesur görünüyordun . Ah , çok etkileyicisin gerçekten ."
Söyledikleri üzerine yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tutarken , sessiz kalmayı tercih ettim .
Hakan iki adamına da bakıp kafasını salladı , adamları iki kolumdan da tutup beni yere fırlatınca acıyla inlememek için zor tuttum kendimi . Dudaklarımı sıkarken , dolu gözlerimle hıçkırarak ağlamamak için kendimi gerçekten çok zor tutuyordum.
Hakan çenemden tutarak başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı . "Sen beni öyle bırakabileceğini mi sandın aptal kızıl ?" diye bağırdı ve ne olduğunu anlayamadan yüzüm aldığım darbeyle yana döndü .
Kırbaç gibi , boş depoda yankılanan tokatın sesine acıyla dolu çığlığım karıştı .
Yanağım o kadar acıyordu ki , göz yaşlarımı tutamıyordum . Elimi , deli gibi sızlayan yanağıma değdirdim yavaşça sanki acısını alacakmış gibi .
Daha önce babam bana tokat atmıştı , anneminde bir kaç kere vurduğu vardı ama şimdi ki yediğim bu tokat öyle sertti ki babamın attıklarının , bu tokatın yanında tüy kadar hafif kaldığını hissettim .
Göz yaşlarımı silmeye çalışırken , Hakan saçlarımdan tutup başımı kaldırarak tekrar ona bakmamı sağladı. Saçımı o kadar sert çekiyordu ki yanağımın acısıyla birlikte , acı dayanılmaz bir hal almıştı ve hıçkırıklarıma engel olamıyordum . "Nasıl kandırdın beni kızıl ? O Ömere nasıl verirsin telefonumu ?" Alayla gülerek söylemişti bunları . Saçımı biraz daha sert çekmesiyle acıyla inledim . "Canımı acıtıyorsun , bırak saçımı !"
Yüzünde ki gülüş solarken , yine fazlasıyla öfkeli bir ifade aldı gülüşünün yerini . "O telefonumu verdiğin zeki piç aldığı bilgilerle şirketimi batma noktasına getirdi !" diye öyle bir bağırdı ki , sesi boş depoda yankılanırken bile camları titreten cinstendi .
"İtibarım yerle bir oldu ! Şirketimi toplayamayacak kadar batırdım , iflasın eşiğindeyim ! Ne yüzünden? Piç herifin gönderdiği aptal bir kızıl yüzünden !"
Saçımı hızla bırakırken hırsla itti beni . "Sen , " diye tısladı . "Seni çok pişman edeceğim ! Pişman olacaksın !" deyip bir tokat daha atmasıyla dünyam döndü sanki . Zaten oturur konumdayken yere düştüm . Yanağımın sızısı hissedemediğim kadar fazlaydı . Dudaklarımı ısırmam , yumruklarımı sıkmamın hiçbir anlamı yoktu. Hıçkırarak ağlamama engel olamıyordum . Canım çok yanıyordu .
Canımı yakan tek şey yüzüme yediğim tokat , tokatın yanağımda oluşturduğu dayanılmaz sızı değildi . Ömer'in bana vermediği değer benim canımı yakıyordu . Babamın bana hiçbir şekilde sevgi beslememesi canımı yakıyordu. Annemin bir kez olsun beni savunmamış olması , biraz olsun sevgisi varsa da bir kez bile bunu göstermemesi canımı yakıyordu. Benden özenle sakınılan sevginin , Pelin'e aynı özende fazlasıyla sunulması benim çok canımı yakıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/90984512-288-k568341.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
Fanfiction''Oturduğum apartmandan telaşla işe yetişmek için çıkarken , rastladığım buz gibi bakan kömür gözlerin sahibinin fırtınam olacağını nereden bilebilirdim ki ? ...