(Gif alıntı.)
"Daha ne kadar kalmayı düşünüyorsun , sıkıldım artık." Diş macunu olan ağzımı çalkalarken "Bekle biraz be!" diye anlaşılması zor bir şekilde homurdandım . "Ohoo," dedi kapının arkasından . "Hanımefendi daha dişini fırçalıyor." Gözlerimi devirerek havluyu aldıktan sonra dudaklarıma hafifçe bastırıp sildim.
Kapının kilidini zorladığımda açılmayınca , "Ömer ," diye mırıldandım . "Açılmıyor bu."
"Ne ?" Kaşlarını çattığını hissedebiliyordum , "Nasıl açılmıyor ?"
"Bildiğin,"Kapıyı biraz daha zorladığımda yine açılmadı . "Hay amına ," diye küfredeceği sırada , kapının arkasından "Sus!" diye hiddetli bir şekilde fısıldamamla durdu . Hafifçe gülerek "Bozma o efendi imajını," dedim ama huysuzluğuna huysuzluk eklenen Ömer Bey "Kapıyı kıracağım o olacak şimdi," dedi aksi bir şekilde . "Nasıl kilitlenebilir ki ? Bu insanlar her tuvalete girdiklerinden sonra bunu mu yaşıyorlar ?"
"Açamadın mı kızım ?" Tam o sırada kapının arkasından yaşlı amcanın sesinin gelmesiyle Ömer , "Açamadı ," diye homurdandı . "Kitli kaldı içerde , kapıyı da kırmak istemiyorum ama -"
"Ne kapıyı kırması yahu !" Adamın şaşkınlık dolu sesi kulağıma geldiğinde gülümsedim. Ömer'i garipsemesi hiçte anormal değildi . "Kapıyı kendine çekip , kilidi güçlü bir şekilde çevir."
Adamın dediğini yaptığımda ilk seferde olmadı , sonra daha güçlü çevirdiğimde kapının açılmasıyla derin bir nefes aldım .
Ömer aksi bir şekilde bana bakarken , bir şey söylemedi ama aslında çok şey söylediğini biliyordum.
Adamın oğlu merkezdeki bir markette çalışıyordu ve hafta içleri ulaşım zor olduğu için evde kalmıyordu . Biz geldikten kısa bir süre sonra gitmişti .
Bir süre yaşlı adam ve kadınla sohbet ettim, Ömer'de kendisine bir soru sorulduğunda beklemediğim bir saygıyla soruları cevaplıyordu . Nasıl tanıştığımızı sorduklarında aslında hikayemizi kendini beğenmiş bir sırıtışla doğru bir şekilde anlattı . Yani en azından birbirimizi ilk gördüğümüz an doğruydu .
Tek bir cümle , yaşlı teyzenin kurduğu tek bir cümle her şeyi ters çevirmişti . "Bu kızın gözlerine baktığımda bile belli nasıl aşık olduğu , sen bu kızı sakın üzme oğlum . "
Ömer kafasını dalgın bir şekilde sallarken , alaylı bir gülüşle , sessizce "Oğlum," diye tekrarlamıştı.
Arabanın lastiğine bakması gerektiğini söyleyip evden çıktı ve gece olana kadar gelmedi . Meraktan çatlamıştım , teyze ve amca da Ömer için endişelenselerde pes edip uyumuşlardı .
En sonunda sarhoş bir şekilde eve geldiğinde , her şey çok daha zorlaşmıştı . Eğer Ömer'i böyle görürlerse çok ayıp olurdu . Ona kızmayı planlamıştım ama dağılmış halini gördüğümde her şeyi kenara bıraktım . Her anlamda dağılmış gözüküyordu.
Sarsak sarsak yürüyordu ve alçak sesle İngilizce şarkı mırıldanıyordu . Kolundan tutup onu koltuğa zorlukla oturturken "İçkiyi nerden buldun be ?" diye homurdandım . "Arabadan." derken sebepsiz bir şekilde güldü . "Ner varsa hepsini içtim," Kendiyle gurur duyan bir çocuk edasıyla söylediklerine karşı "İyi bok yedin," diye azarladım . "Aferin ."
Bir süre ikimizde sessizce oturduk ve sıvası dökülen tavanı izledik . ''Oğlum dedi ,'' Sessizce mırıldandığında dikleşerek ona baktım . Bakışlarını bana çevirdi . Duygularını anlayamıyordum .
"Babam babanı öldürdü ," Ağzından yuvarlayarak aksanlı çıkan kelimelere karşı kaşlarımı çattım . Sarhoş olduğunda iyice aksanı belirginleşiyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
Fanfiction''Oturduğum apartmandan telaşla işe yetişmek için çıkarken , rastladığım buz gibi bakan kömür gözlerin sahibinin fırtınam olacağını nereden bilebilirdim ki ? ...