(Multi alıntı.)
Öğle molasında yemeğimi yerken bir yandan da Ezgi 'nin bitmek bilmez anılarını dinliyordum . Ve maalesef anlattıkları o kadar sıkıcıydı ki yemeğimi bırakıp , koşarak çalışmaya başlama isteğiyle dolmuştum .
"İnanabiliyor musun Defne ? Teyzem baya güldü bu duruma ." ardından kahkaha attı . "Sence de çok komik değil mi ?"
Kendimi gülümsemeye zorlayarak "Evet," dedim . "Baya komikmiş." Şu sıralar yalan söylemeye alışmış durumdaydım galiba.
En sonunda yemeğimi bitirdikten sonra , "Ben kasaya gidiyorum ." dedim Ezgi 'ye .
"Tamam , görüşürüz canım ."
Molaların yapıldığı geniş odadan çıkarken , sıkıntıyla içimi çektim . Bu işte çalışmanın benim için tek anlamı eve para getirmekti . Müşterilerin aldığı ürünleri bütün gün kasadan geçirmekten kollarım ağrıyordu .
Yerime oturup kasayı açmamla , bir sürü müşteri önümde kuyruk olarak birikti . Bir tanesinin aldığı ürünün barkotu okunmayınca , yeni ürünü koskoca markette bulmaya çalışırken vakit geçti ve müşteriler söylenmeye başladı .
''Hadi ama nerede kaldı şu ürün ? Sırada bekliyoruz.''
Gülümsemeye çalışarak ''Arkadaşa söyledim , hemen getiriyor şimdi . '' dedim .
''Ama nerede ? Kaç dakika oldu !'' Bu sefer de az önce konuşan müşterinin arkasında ki müşteri konuşmuştu . Öğle vakti olduğunu için market fazlasıyla kalabalıktı .
''Ne yapabilirim ki ...'' dedim mahcup bir ifadeyle .
''Ne yapabilirim diyor şuna bak ! Ne biçim kasiyersin sen ! '' Sinir katsayım aniden artarken , kendimi sakinleştirmeye çalıştım . Müşteri o Defne ... Sakin ol . Cevap verme .
''Getiriyor dedi işte . Bunun nesini anlamıyorsunuz ?'' Kulağıma insanın içine işleyen o pürüzlü ses geldiğinde gözlerim şaşkınlıkla büyüdü ve ayağa kalkıp kuyruktakilere baktım . Ömer 'in önünde beş kişi bekliyordu . Ah , neden hep benim kasamın sırasındaydı ki ?
Bakışları bende değil önünde ki müşterilerdeydi ve öfkeli duruyordu .
Huzursuzca müşterilere bakıp, yerime oturdum . Az önce benimle konuşan adam aksi yüz ifadesiyle dönmüş Ömer 'e bakıyordu. Elini kaldırıp beni gösterdi . ''Sen onun avukatı mısın ?''
Ömerin alay dolu gülüşünü işittiğimde , onu görebilmek için biraz daha kasaya yaklaştım . Delici gözleriyle ve alay dolu tebessümüyle adama bakıyordu . ''Ben gelip götüne sokmadan indir o elini .'' dedi sakin bir şekilde ama gözleri sakinliğinin tam tersiydi .
Şaşkınlıkla ona bakarken, ona sataşan müşteri de oldukça öfkeli ve şaşkın duruyordu . Sıradakilerse bir kavga çıkacak olmasının keyfiyle sessizce olanları izliyordu . Adam tam konuşacaktı ki , reyonları düzenleyen Ali müşterinin istediği ürünü getirdi .
''Hah ! İşte geldi ! '' dedim neşeli gözükmeye çalışıp . Müşteri ters bakışlarını bana çevirirken , hızlıca aldıklarının hepsini kasadan geçirdim . Sessizce ücreti söyleyip , ödeme işlemi de tamamlanınca adam poşetleri aldı ve Ömer 'e döndü . Ah , uzatmasa bir yerleri mi kırılırdı ?
''Sen kiminle böyle konuşuyorsun lan ?'' dedi sinirden kıpkırmızı olmuş bir şekilde . Ömer 'se rahat bir tavır ve hafif bir tebessümle ''Seninle konuşuyorum . Anlayamadın mı ?'' dedi.
''Bu cesaret nereden ?''diye bağırdı adam kabadayıvari bir tavırla . Ömer kaşlarını kaldırdı ve güldü . ''Benden . Tamamen kendimden kaynaklanan bir cesaret .''
![](https://img.wattpad.com/cover/90984512-288-k568341.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
أدب الهواة''Oturduğum apartmandan telaşla işe yetişmek için çıkarken , rastladığım buz gibi bakan kömür gözlerin sahibinin fırtınam olacağını nereden bilebilirdim ki ? ...