24.Bölüm

5.6K 333 100
                                    

Ömer 'in boynuna bir süre başımı gömüp ağlamaya devam ettim . Sonra göz yaşlarım durdu . Sakinleşmeye başladım .

Özür dilemişti benden . Ömer William İplikçi benden özür dilemişti . Eğer en son beni Hakan 'ın yanına göndermeseydi , beni öptükten sonra böyle bir takas yapmasaydı onun gibi inatçı , soğuk , duygusuz ve bencil birinin benden özür dilemesi çok değerli ve belki de yeterdi .

Ama hayır .

Benden şimdi dilediği özür , yaptığı hiçbir şeyi geri alamazdı . Kalbimi nasıl kırdığını değiştirmezdi . Özürü artık o kadar da önemli değildi . Yaptığı hiçbir davranışı bir özürle telafi edemezdi .

Yavaşça uzaklaştım ondan . ''Özür mü diliyorsun sen şimdi ?'' dedim sakin bir sesle . Fırtına önce sessizlik gibiydi sakinliğim .

İfadesiz gözlerle bana baktı , tepkimi , ne yapmak istediğimi tartıyor gibiydi . ''Diledim .'' dedi yine duygu barındırmayan bir sesle . ''Dilemese miydim ?'' Hala dik başlılığından ödün vermemesi beni öfkelendirdi .

''Ah ,'' dedim yapmacık bir mutlulukla . ''Benden özür dilemenden çok onur duydum ! Çünkü zaten sen bir özür dilesen her şey düzelecek !'' Son cümlede sesim yükselmişti . Bu hamleme karşı sıkıntıyla nefesini bıraktı . Bense bağırarak konuşmama devam ettim .

''Bak yüzüme ! Sen özür diledin diye bu yaralar geçecek mi ? Sen özür diledin diye o adamın beni ne kadar korkuttuğu gerçeği değişecek mi ? Sen özür diledin diye benim hayal kırıklığım düzelecek mi Ömer ?''

Yüzünde ki ifade kararırken , onun da benim kadar öfkelendiğini hissedebiliyordum . ''Sikeyim Defne tamam mı ! Biliyorum hiçbir boku değiştirmeyecek benim özrüm ! Sende sakın bu inadından ödün verme !'' O da fazlasıyla bağırıyordu ve ikimizde birbirimize delici bir öfkeyle bakıyorduk . Bana konuşma fırsatı vermeden, bağırarak sözlerine devam etti .

''Özür dilemek zaten benim sınırımı zorlayan bir şey ama sen yine de hiçbir şeyinden ödün verme ! İnadına devam et ! Zaten kendimi zorlayan bir şeyi tüm içtenliğimle sana söylüyorum gerizekalı ve hala bana yüzünde ki yaraları gösteriyorsun ! Önünde diz çökmemi falan mı istiyorsun ? İstediğin bu mu ? ''

Cümlesinin sonlarına doğru iyice sesinin yükselmesiyle ve gözlerinin çok güçlü ve ezici bir öfkeyle bakmasıyla tekrardan gözlerimin dolduğunu hissettim .

''Bağırma .'' Sesimin titremesine engel olamıyordum . Ömer derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı , sakinleşmeye çalışıyor gibiydi . Gerçekten de gözlerini açtığında daha sakindi .

''Defne ,'' dedi soğuk ama normal yükseklikte olan ses tonuyla . ''Uzatma olur mu ? Özür diledim . Kendi sınırlarımı fazlasıyla zorladım , daha fazlasını bekleme . Vereceğin karşılık sana kalmış , artık gerçekten umurumda bile değil şu saniyeden sonra .''

''Ne senin umurunda ?'' diye çıkıştım . ''Hiç bir bok umurunda değil ki senin ! Sadece kendini düşünüyorsun , bunu sende söyledin ! Bencil piç .''

''Defne !'' Adeta kükremesiyle yerimden sıçradım . ''Beni zorlama ! Aptal gibi hala üzerime gelerek hata ediyorsun !''

''Ne yaparsın ? Sende mi vurursun ?''

''Ben sana vurmam !'' diye sözümü kesti yine bağırarak . ''Sana vuramayacak , başkasının da vurmasına elimden geldiği kadar izin vermeyecek kadar koruyorum seni ! Göremiyor musun bunu ? Herifin kardeşini kaçırdım , seni almak için ! Sana zarar vermesin diye ! Sen hala burda bana bağır . Bir boktan haberin yok senin . ''

Cevap vermedim . Söyledikleri beni şaşırtıyordu . Değer mi veriyordu bu adam bana ? Hiç sanmıyordum ama söylediklerini de düşünmeden edemiyordum .

''Yürü arabaya bin .'' dedi tükürür gibi . Ona kötü kötü baksamda , az önceki kadar sinirli değildim . Önünden geçip arabaya binerken , yanağım sızlamasına aldırmamaya çalışıyordum .

Arabaya bindim ve hırsla kapıyı çarparak kapattım . Ömer 'de yavaşça arabaya bindi ve ters ters bana bakarak kapıyı da ekstra yavaş bir şekilde kapattı .

''Eve gideceğim .'' dedim başımı cama yaslarken .

''Hayır , eve götürmüyorum . Benim evime geleceksin .'' Gayet kesin bir şekilde konuşmuştu .

''Gelmeyeceğim !'' diye hiddetle ona dönsem de bana aldırmadan arabayı çalıştırdı ve ''Bal gibi de geleceksin .'' dedi ve gaza basmasıyla , arabanın fırlaması bir oldu .

***

Hafifçe kolumun dürtülmesiyle gözlerimi açtığımda güneş batmak üzereydi . Yavaşça gözlerimi ovuşturduğumda Ömer 'in evinin önünde , Ömer 'in arabasında olduğumu fark ettim . Uyuyakalmıştım .

Yavaşça dikleşip , gerinirken ''Beni evime gideceğimi söylemiştim .'' dedim uykulu bir sesle .

''Bende götürmeyeceğimi söyledim.'' dedi gayet normal bir şey söyler gibi ve arabadan indi . Onunla inatlaşmamın hiçbir işe yaramayacağını bildiğim için söylene söylene arabadan indim .

Eve girince Ömer ''Salonda beni bekle .'' diyerek merdivenlerden çıktı . Bende salonda ki koltuklara geçip onu beklerken ısındığımı fark ettim. Dışarıda üşüdüğümü bile fark etmeye pek fırsatım olmamıştı .

Bir kaç dakika sonra elinde bir ilk yardım kutusuyla aşağıya indi . ''Şu yaraları temizleyelim.''

Ben otururken , o da önüme dizlerinin üzerinde durarak oturdu . Şimdi yüzümüz aynı hizada duruyordu .

''Ben kendim yaparım .'' diye soğuk bir şekilde konuşsam da bana cevap bile vermeden ters ters baktı ve kutudan pamuk çıkarttı . Pamuğa ilacı döktükten sonra yavaşça dudağımın kenarına bastırdı ama canım öyle bir acıdı ki inlememi bastıramadım .

Ömer hiç ifadesini bozmadan yarayı temizlemeye devam ederken , gözlerim dolacak kadar canım acıyordu . ''Ömer , çok acıyor .'' dedim ağlamaklı bir sesle . Bunun üzerine hafifçe güldü . ''Küçük kızıl , '' Ses tonu çok güzel ve şefkatli çıkmıştı . Şaşırsamda belli etmemeye çalıştım .

Dudağımda ki yarayı dikkatlice temizledikten sonra , kaşımda ki yarayı da yine çok dikkatli bir şekilde temizledi . Göz yaşlarımı tutmaya çalıştım ama pek de başarılı sayılmazdım . Canım gerçekten çok yanıyordu .

''Ağlama , kızıl kafa . Bitecek şimdi . '' Kaşıma küçük bir yara bandı yapıştırdıktan sonra ıslak mendille yüzümü , çok ciddi bir iş yapıyormuş gibi kaşlarını çatıp dikkatle sildi .

İlk yardım eşyalarını masaya koyduktan sonra , önümden kalkmadan sıkmaktan morarmış bileğimi tuttu . ''Nasıl oldu bu ?''

Boşta olan elimle dolu gözlerimi sildikten sonra ''Hakan 'ın adamları beni tutarken yaptı , bir de bileğim bağlıyken böyle oldu herhalde .'' dedim sesim titrerken .

Bakışları kararırken ''Hepsinin hayatını sikeceğim .'' diye mırıldandı  .

Tam gözlerimin içine , sonra da bileğime baktı ve dudaklarını bileğime bastırıp , yavaşça öptü .

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin