Ömer 'in boynuna bir süre başımı gömüp ağlamaya devam ettim . Sonra göz yaşlarım durdu . Sakinleşmeye başladım .
Özür dilemişti benden . Ömer William İplikçi benden özür dilemişti . Eğer en son beni Hakan 'ın yanına göndermeseydi , beni öptükten sonra böyle bir takas yapmasaydı onun gibi inatçı , soğuk , duygusuz ve bencil birinin benden özür dilemesi çok değerli ve belki de yeterdi .
Ama hayır .
Benden şimdi dilediği özür , yaptığı hiçbir şeyi geri alamazdı . Kalbimi nasıl kırdığını değiştirmezdi . Özürü artık o kadar da önemli değildi . Yaptığı hiçbir davranışı bir özürle telafi edemezdi .
Yavaşça uzaklaştım ondan . ''Özür mü diliyorsun sen şimdi ?'' dedim sakin bir sesle . Fırtına önce sessizlik gibiydi sakinliğim .
İfadesiz gözlerle bana baktı , tepkimi , ne yapmak istediğimi tartıyor gibiydi . ''Diledim .'' dedi yine duygu barındırmayan bir sesle . ''Dilemese miydim ?'' Hala dik başlılığından ödün vermemesi beni öfkelendirdi .
''Ah ,'' dedim yapmacık bir mutlulukla . ''Benden özür dilemenden çok onur duydum ! Çünkü zaten sen bir özür dilesen her şey düzelecek !'' Son cümlede sesim yükselmişti . Bu hamleme karşı sıkıntıyla nefesini bıraktı . Bense bağırarak konuşmama devam ettim .
''Bak yüzüme ! Sen özür diledin diye bu yaralar geçecek mi ? Sen özür diledin diye o adamın beni ne kadar korkuttuğu gerçeği değişecek mi ? Sen özür diledin diye benim hayal kırıklığım düzelecek mi Ömer ?''
Yüzünde ki ifade kararırken , onun da benim kadar öfkelendiğini hissedebiliyordum . ''Sikeyim Defne tamam mı ! Biliyorum hiçbir boku değiştirmeyecek benim özrüm ! Sende sakın bu inadından ödün verme !'' O da fazlasıyla bağırıyordu ve ikimizde birbirimize delici bir öfkeyle bakıyorduk . Bana konuşma fırsatı vermeden, bağırarak sözlerine devam etti .
''Özür dilemek zaten benim sınırımı zorlayan bir şey ama sen yine de hiçbir şeyinden ödün verme ! İnadına devam et ! Zaten kendimi zorlayan bir şeyi tüm içtenliğimle sana söylüyorum gerizekalı ve hala bana yüzünde ki yaraları gösteriyorsun ! Önünde diz çökmemi falan mı istiyorsun ? İstediğin bu mu ? ''
Cümlesinin sonlarına doğru iyice sesinin yükselmesiyle ve gözlerinin çok güçlü ve ezici bir öfkeyle bakmasıyla tekrardan gözlerimin dolduğunu hissettim .
''Bağırma .'' Sesimin titremesine engel olamıyordum . Ömer derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı , sakinleşmeye çalışıyor gibiydi . Gerçekten de gözlerini açtığında daha sakindi .
''Defne ,'' dedi soğuk ama normal yükseklikte olan ses tonuyla . ''Uzatma olur mu ? Özür diledim . Kendi sınırlarımı fazlasıyla zorladım , daha fazlasını bekleme . Vereceğin karşılık sana kalmış , artık gerçekten umurumda bile değil şu saniyeden sonra .''
''Ne senin umurunda ?'' diye çıkıştım . ''Hiç bir bok umurunda değil ki senin ! Sadece kendini düşünüyorsun , bunu sende söyledin ! Bencil piç .''
''Defne !'' Adeta kükremesiyle yerimden sıçradım . ''Beni zorlama ! Aptal gibi hala üzerime gelerek hata ediyorsun !''
''Ne yaparsın ? Sende mi vurursun ?''
''Ben sana vurmam !'' diye sözümü kesti yine bağırarak . ''Sana vuramayacak , başkasının da vurmasına elimden geldiği kadar izin vermeyecek kadar koruyorum seni ! Göremiyor musun bunu ? Herifin kardeşini kaçırdım , seni almak için ! Sana zarar vermesin diye ! Sen hala burda bana bağır . Bir boktan haberin yok senin . ''
Cevap vermedim . Söyledikleri beni şaşırtıyordu . Değer mi veriyordu bu adam bana ? Hiç sanmıyordum ama söylediklerini de düşünmeden edemiyordum .
''Yürü arabaya bin .'' dedi tükürür gibi . Ona kötü kötü baksamda , az önceki kadar sinirli değildim . Önünden geçip arabaya binerken , yanağım sızlamasına aldırmamaya çalışıyordum .
Arabaya bindim ve hırsla kapıyı çarparak kapattım . Ömer 'de yavaşça arabaya bindi ve ters ters bana bakarak kapıyı da ekstra yavaş bir şekilde kapattı .
''Eve gideceğim .'' dedim başımı cama yaslarken .
''Hayır , eve götürmüyorum . Benim evime geleceksin .'' Gayet kesin bir şekilde konuşmuştu .
''Gelmeyeceğim !'' diye hiddetle ona dönsem de bana aldırmadan arabayı çalıştırdı ve ''Bal gibi de geleceksin .'' dedi ve gaza basmasıyla , arabanın fırlaması bir oldu .
***
Hafifçe kolumun dürtülmesiyle gözlerimi açtığımda güneş batmak üzereydi . Yavaşça gözlerimi ovuşturduğumda Ömer 'in evinin önünde , Ömer 'in arabasında olduğumu fark ettim . Uyuyakalmıştım .
Yavaşça dikleşip , gerinirken ''Beni evime gideceğimi söylemiştim .'' dedim uykulu bir sesle .
''Bende götürmeyeceğimi söyledim.'' dedi gayet normal bir şey söyler gibi ve arabadan indi . Onunla inatlaşmamın hiçbir işe yaramayacağını bildiğim için söylene söylene arabadan indim .
Eve girince Ömer ''Salonda beni bekle .'' diyerek merdivenlerden çıktı . Bende salonda ki koltuklara geçip onu beklerken ısındığımı fark ettim. Dışarıda üşüdüğümü bile fark etmeye pek fırsatım olmamıştı .
Bir kaç dakika sonra elinde bir ilk yardım kutusuyla aşağıya indi . ''Şu yaraları temizleyelim.''
Ben otururken , o da önüme dizlerinin üzerinde durarak oturdu . Şimdi yüzümüz aynı hizada duruyordu .
''Ben kendim yaparım .'' diye soğuk bir şekilde konuşsam da bana cevap bile vermeden ters ters baktı ve kutudan pamuk çıkarttı . Pamuğa ilacı döktükten sonra yavaşça dudağımın kenarına bastırdı ama canım öyle bir acıdı ki inlememi bastıramadım .
Ömer hiç ifadesini bozmadan yarayı temizlemeye devam ederken , gözlerim dolacak kadar canım acıyordu . ''Ömer , çok acıyor .'' dedim ağlamaklı bir sesle . Bunun üzerine hafifçe güldü . ''Küçük kızıl , '' Ses tonu çok güzel ve şefkatli çıkmıştı . Şaşırsamda belli etmemeye çalıştım .
Dudağımda ki yarayı dikkatlice temizledikten sonra , kaşımda ki yarayı da yine çok dikkatli bir şekilde temizledi . Göz yaşlarımı tutmaya çalıştım ama pek de başarılı sayılmazdım . Canım gerçekten çok yanıyordu .
''Ağlama , kızıl kafa . Bitecek şimdi . '' Kaşıma küçük bir yara bandı yapıştırdıktan sonra ıslak mendille yüzümü , çok ciddi bir iş yapıyormuş gibi kaşlarını çatıp dikkatle sildi .
İlk yardım eşyalarını masaya koyduktan sonra , önümden kalkmadan sıkmaktan morarmış bileğimi tuttu . ''Nasıl oldu bu ?''
Boşta olan elimle dolu gözlerimi sildikten sonra ''Hakan 'ın adamları beni tutarken yaptı , bir de bileğim bağlıyken böyle oldu herhalde .'' dedim sesim titrerken .
Bakışları kararırken ''Hepsinin hayatını sikeceğim .'' diye mırıldandı .
Tam gözlerimin içine , sonra da bileğime baktı ve dudaklarını bileğime bastırıp , yavaşça öptü .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
Fiksi Penggemar''Oturduğum apartmandan telaşla işe yetişmek için çıkarken , rastladığım buz gibi bakan kömür gözlerin sahibinin fırtınam olacağını nereden bilebilirdim ki ? ...