97.Bölüm

4K 310 210
                                    

(Multi alıntı.)

Yavaş adımlarla ; daha önce hiç gelmediğim bir şehrin , korkutucu derecede ıssız sokaklarına yürürken dalgınca ışığı yanmayan evlere göz gezdiriyordum . Korktuğum falan yoktu . Korkmayacak kadar yorgun ve boşvermiş haldeydim .

O kadar çok yürümüştüm ki bacaklarım artık ağrımaya başlamıştı . Kenardaki kaldırıma otururken derin bir nefes aldım ve arkama bakabilme cesareti gösterdim .

Ordaydı . Hala beni bırakmamıştı ve boş bakan gözlerini gözlerime dikmişti .

Evet , korkmamamın bir diğer sebebiyse arkamda onun olmasıydı .

Ömer yol boyunca arkamdan o kadar sessiz bir şekilde beni takip etmişti ki , bazen hala orda olup olmadığını anlayamıyordum . Hiçbir söylemiyordu , yabancı gibiydi ama hala arkamdaydı .

Yanıma oturmadan , aramızda hatrı sayılır bi mesafe bırakarak duvara yaslandı. Cebinden sigara paketini çıkartırken içinden bir tane aldı ve çakmağıyla yakıp paketi tekrar cebine koydu . Dalgınca onu izlerken , o beni tanımıyormuş gibi davranmaya devam ediyordu.

Başını geriye yaslayıp gözlerini kapattı ve sigarayı dudaklarına götürdü. Bu görüntünün güzelliğinin bana hiçte yardımcı olmayacağını fark edip kafamı başka tarafa çevirdim .

Bir yol bulmam gerekiyordu. Onun ailesinin yanında bekleyip , nefret ettiğim ve benden nefret eden insanların ağzının içine bakarak durmayacaktım . Bir şeyleri artık yoluna koymam gerekiyordu . Kim olduğumu bilmeden nefes almak çok ağırdı ve ben artık rahat bir nefes almak istiyordum .

Tekrar ayağa kalkıp , kararlı adımlarla Ömer'in karşısına geçtim . Gözlerini kısarken , sigaranın dumanını yüzüme üfledi ve soğuk bakışlarını gözlerime dikti . Bir süre karşılıklı birbirimize baktık . O sessizce sigarasını içmeye devam etti .

"Bana rotayı göster," diye konuya girdiğimde kaşlarını kaldırdı ve sigarasını tekrar dudaklarına götürdü . "Tek başıma hiçbir şey öğrenemem ama o eve de geri dönmem ."

"O kadar emin olma," dedi dumanı tekrar yüzüme üflerken . "Dönersin." Bu seferki dumana dayanamayıp öksürürken elimle dumanı savmaya çalıştım . Öksürüklerimin arasında "Dönmeyeceğim." diye tekrar ettim .

İyice küçülen sigarayı yere atarken , spor ayakkabısıyla üzerine bastı ve söndürdü . Sonra da hiçbir şey söylemeden beni geçip yürümeye başladı . Heybetli vücudu ve kendinden emin yürüyüşüne bakakalırken "Ne yapıyorsun ?" diye sordum ama bir cevap alamadım . Sadece yürümeye devam etti .

İçimi çekerek onu takip ederken bir kez daha "Ömer !" diye sızlandım . "Ne yaptığını söylesen ?"

"Vakit geçiriyorum," dedi umursamaz bir tavırla. "Birazdan tepemizde biterler ."

İki yanımızda  iki sokak vardı . Söylediğinin üzerine her sokaktan ve önümüzdeki binadan 3'er adam çıkması bir oldu . Toplam dokuz kişilerdi .

Ömer'in yüzüne alay dolu bir tebessüm yerleşirken birkaç geri adım atıp arkasında ki duvara yaslandı ve "Selam," diye tatlı bir ifadeyle konuştu .

"William İplikçi, bizi mi bekliyordun ? " Karşımızda ki adamların başının Türkçe konuşması beni şaşırtırken Ömer'se gayet sakindi .

Grubun lideri olduğu belli olan adamın arkasındaki iri cüsseli adamlardan biri ileri doğru atılarken , diğer adam onu durdurdu . "Mark, calm my dude..."

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin