75.Bölüm

5.8K 375 292
                                    

Hayatımda hiçbir şeye olmadığım kadar sana ihtiyacım var . Bana izin ver.

Ömer 'in sözlerine , bu sözleri onun söylediğine inanmak o kadar zordu ki , bir kaç saniye söylediklerini hazmetmem gerekti . O bana böyle bakıyorken , isteğini dile getiriyorken ve bana ihtiyacı olduğunu söylemişken , ona izin vermezsem sanki bir parçam kopacakmış gibi hissediyordum .

Parmak uçlarımda yükseldim ve dudaklarımızın birbirine değmesini sağladım . Öpmüyordum , o da öpmüyordu . İnleyerek gözlerini kapatırken "Çok özledim ," dedi pürüzlü ses tonuyla . "Böyle işi sikeyim , çok özledim."

Yine birbirimizin dudaklarına konuşuyorduk , kalbim deli gibi atıyordu . İçimden geçenlere rağmen , resmen somut bir acı çekerek , tamamen zıttı şeyleri söyledim . "Birbirimiz için artık yokuz ," Sesim fısıldar gibi çıkmıştı . "İzin veremem." Ardından linçle çekilmiş gibi bir adım geriledim . Gözlerinde beliren ifade nefes kesiciydi , nefesimi kesti .

Bir adamın gözlerine her duygu yakışırken , aynı zamanda bu kadar nasıl can acıtabilirdi ? Acı. Gözlerinde acı vardı . Hayal kırıklığı vardı. Aylar öncesinden kalmasına rağmen taze olan özlemi gidermenin hevesi vardı . İstediğini elde edememenin sebep olduğu çöküntüyü an be an görebilmiştim.

"Defne ," Pürüzlü sesi öyle güzeldi ki , gözlerimden bir damla yaş daha düştü . " Defne ." diye ismimi tekrarladı .

Herkesin gözü üstümüzdeydi , hissedebiliyordum . Aldırmamaya çalışırken , dolu gözlerimle ona bakmaya devam ettim . "İzin veremem," diye bende tekrarladığımda kafasını olumsuz anlamda salladı . "Yapma ."

Ömer'i şu an böyle gördüğüme inanamıyordum . O soğuk , ifadesiz , öfkeyle kavrulan adamın şu an bana böyle yaklaşması o kadar beklenmedikti ki , bütün duygularım karmaşanın içinde yuvarlanıyordu .

Gözlerinin içine bakarak bir adım gerilediğimde , gözlerimin içine bakarak bir adım bana yaklaştı .

Önüme dönüp koşmaya başladığımda , "Defne !" diye seslendi arkamdan . Koşmaya devam ederken , yaptığım hareketin ne kadar çocukça olduğunun farkındaydım ama biraz daha onunla karşı karşıya olursam üç ayda değişen her şeyi , hiç düşünmeden geri getirebileceğimi fark ettiğim anda kaçmak istemiştim.

Arkama baktığımda kimsenin beni takip etmediğini fark ettim . Bu beni biraz şaşırtsa da , hem biraz huzur vermiş , hemde biraz daha Ömer 'i görme isteğinin verdiği acıyla doldurmuştu .

Yavaşça otoparkında dışına çıktığımda dalgınca adımlarımı izliyordum ki önümde siyah , lüks bir arabanın durmasıyla kafamı kaldırdım .

Ömer William İplikçi.

Camı açmıştı ve gözlerinde kararlı bir ifadeyle bana bakarken "Arabaya bin , konuşalım." dedi . Az önce ki hali azalsa da , gözlerinde dakikalar öncesinde hissettiklerinden izler vardı .

Kafamı sallarken , bana yürüyecek bir alan bırakamamasına karşı içimden küfrettim .

"Defne ," dedi biraz sesini yükselterek . "Arabaya bin ."

Arkadan arabanın kornaya basmasıyla içimi çektim ve hızlıca arabaya bindim .

Sessizce kemerimi takarken , gazı köklemesiyle araba hızla yerinden kalktı .

Sessizce yolu izliyordum . Onu , yanımda olmasını o kadar özlemiştim ki sanki konuşsam kelimeleri yettiremeyecekmiş gibi hissediyordum .

O da sessizdi . Ara sıra bile bakışlarını bana çevirmiyordu . En sonunda araba orman yoluna giripte , çok nadir araç geçen bir yerde durduğunda derin bir nefes aldım . İşte şimdi başlıyorduk ...

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin