Hayatımda hiçbir şeye olmadığım kadar sana ihtiyacım var . Bana izin ver.
Ömer 'in sözlerine , bu sözleri onun söylediğine inanmak o kadar zordu ki , bir kaç saniye söylediklerini hazmetmem gerekti . O bana böyle bakıyorken , isteğini dile getiriyorken ve bana ihtiyacı olduğunu söylemişken , ona izin vermezsem sanki bir parçam kopacakmış gibi hissediyordum .
Parmak uçlarımda yükseldim ve dudaklarımızın birbirine değmesini sağladım . Öpmüyordum , o da öpmüyordu . İnleyerek gözlerini kapatırken "Çok özledim ," dedi pürüzlü ses tonuyla . "Böyle işi sikeyim , çok özledim."
Yine birbirimizin dudaklarına konuşuyorduk , kalbim deli gibi atıyordu . İçimden geçenlere rağmen , resmen somut bir acı çekerek , tamamen zıttı şeyleri söyledim . "Birbirimiz için artık yokuz ," Sesim fısıldar gibi çıkmıştı . "İzin veremem." Ardından linçle çekilmiş gibi bir adım geriledim . Gözlerinde beliren ifade nefes kesiciydi , nefesimi kesti .
Bir adamın gözlerine her duygu yakışırken , aynı zamanda bu kadar nasıl can acıtabilirdi ? Acı. Gözlerinde acı vardı . Hayal kırıklığı vardı. Aylar öncesinden kalmasına rağmen taze olan özlemi gidermenin hevesi vardı . İstediğini elde edememenin sebep olduğu çöküntüyü an be an görebilmiştim.
"Defne ," Pürüzlü sesi öyle güzeldi ki , gözlerimden bir damla yaş daha düştü . " Defne ." diye ismimi tekrarladı .
Herkesin gözü üstümüzdeydi , hissedebiliyordum . Aldırmamaya çalışırken , dolu gözlerimle ona bakmaya devam ettim . "İzin veremem," diye bende tekrarladığımda kafasını olumsuz anlamda salladı . "Yapma ."
Ömer'i şu an böyle gördüğüme inanamıyordum . O soğuk , ifadesiz , öfkeyle kavrulan adamın şu an bana böyle yaklaşması o kadar beklenmedikti ki , bütün duygularım karmaşanın içinde yuvarlanıyordu .
Gözlerinin içine bakarak bir adım gerilediğimde , gözlerimin içine bakarak bir adım bana yaklaştı .
Önüme dönüp koşmaya başladığımda , "Defne !" diye seslendi arkamdan . Koşmaya devam ederken , yaptığım hareketin ne kadar çocukça olduğunun farkındaydım ama biraz daha onunla karşı karşıya olursam üç ayda değişen her şeyi , hiç düşünmeden geri getirebileceğimi fark ettiğim anda kaçmak istemiştim.
Arkama baktığımda kimsenin beni takip etmediğini fark ettim . Bu beni biraz şaşırtsa da , hem biraz huzur vermiş , hemde biraz daha Ömer 'i görme isteğinin verdiği acıyla doldurmuştu .
Yavaşça otoparkında dışına çıktığımda dalgınca adımlarımı izliyordum ki önümde siyah , lüks bir arabanın durmasıyla kafamı kaldırdım .
Ömer William İplikçi.
Camı açmıştı ve gözlerinde kararlı bir ifadeyle bana bakarken "Arabaya bin , konuşalım." dedi . Az önce ki hali azalsa da , gözlerinde dakikalar öncesinde hissettiklerinden izler vardı .
Kafamı sallarken , bana yürüyecek bir alan bırakamamasına karşı içimden küfrettim .
"Defne ," dedi biraz sesini yükselterek . "Arabaya bin ."
Arkadan arabanın kornaya basmasıyla içimi çektim ve hızlıca arabaya bindim .
Sessizce kemerimi takarken , gazı köklemesiyle araba hızla yerinden kalktı .
Sessizce yolu izliyordum . Onu , yanımda olmasını o kadar özlemiştim ki sanki konuşsam kelimeleri yettiremeyecekmiş gibi hissediyordum .
O da sessizdi . Ara sıra bile bakışlarını bana çevirmiyordu . En sonunda araba orman yoluna giripte , çok nadir araç geçen bir yerde durduğunda derin bir nefes aldım . İşte şimdi başlıyorduk ...
![](https://img.wattpad.com/cover/90984512-288-k568341.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
Fanfiction''Oturduğum apartmandan telaşla işe yetişmek için çıkarken , rastladığım buz gibi bakan kömür gözlerin sahibinin fırtınam olacağını nereden bilebilirdim ki ? ...