2.Bölüm

11.1K 463 83
                                    

(Gif alıntı)

"İlk günden geç kalmanı bana açıklamayı düşünüyor musun Defne Hanım (!) ?" Masaya yemek için tabakları dizerken , babamın sorusuna sinirlenmemeye çalıştım . Benim geç kaldığımı bizzat kendi görmüş olamazdı . Çünkü çıktığım saatlerde uykusunda horlaması bütün evi inletiyordu . Bu yüzden ya annem ya da Pelin söylemişti geç kaldığımı .

"Açıklanacak bir şey yok . Aylar oldu belli bir saatte kalkıp işe gitmeyeli , ilk gün olduğu için böyle. Bir daha geç kalmam ."

Babam memnuniyetsizce homurdanırken daha fazla üstelemedi . Mutfaktan çatal bıçaklarıda alıp yeniden salona geldiğimde annem hala örgüsünü örüyor , babamda sanki çok kullanabiliyormuş gibi aldığı yeni akıllı telefonuyla uğraşıyordu. Neyse ... Benimle uğraşmasından daha iyiydi . Çünkü gerçekten hiç bir işe yaramadığımı durmadan söylemesinden sıkılmıştım .

Pelin'in odasından gelen müzik sesiyle önce kapalı olan kapısına , sonra da elimdeki masaya dizilmeyi bekleyen çatal bıçaklara baktım . Ben hizmetçi gibi sofrayı dizerken o ise odasında rahatça müzik dinliyor , ders çalışıp kitap okuyor ve bunun için kimseye hesap vermiyordu.

Pelin'le aynı odayı paylaşsakta , o ders çalışırken benim odaya girmem yasaktı . Resmen 23 yaşında ki bir kıza , odasına istediği zaman girebilmesi yasaktı ! Zaten doğal olarak Pelin'le aramız pek de iyi değildi .

"Hadisene kızım !" Annemin oturduğu yerden seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve çatal bıçakları masaya dizdim . "Sofra hazır ." dedim sessizce .

Herkes masanın başına toplanırken , annem odasından Pelin 'i çağırdı .

Sessizce yemeğimi yerken , babam , Pelin ve annem arasındaki sohbeti dinlemiyordum bile . Aklım bugün karşılaştığım adamdaydı . Bu apartmanda , bu mahallede ne işi olduğunu gerçekten merak etmiştim .

Bir de uyuz , egoist çıkmıştı ! Her haraketi kibir saçıyor , yürüyüşü bile kendine ne kadar güvendiğini anlatıyordu sanki .

Kafamı sallayarak düşüncelerimden kurtuldum . Bir an önce yemeğimi yiyip uyuyacaktım . Sabah yeniden geç kalkarsam babamın söylenmelerinden asla kurtulamazdım .

***

Müşterilerin aldığı ürünleri kasadan geçirirken bir yandan da güler yüzlü olmaya çalışıyordum . Ah , gerçekten kollarım ağrımıştı ...

Bugün markette çok kalabalık olduğu için gerçekten çok yorulmuştum ve öğle molasından beri aralıksız çalışıyordum .  Neyse ki marketin kapanmasına 10 dakika kalmıştı .

Nihayet müşteriler azaldığında ayağa kalkıp gerindim . Karşı kasada ki Aslı denilen kız bana bakarak gülümsedi ve  "Yoruldun değil mi ? " diye sordu . Kafamı 'Evet' anlamında sallarken , anlayışlı bir ifadeyle "Her zaman kalabalıktır ama bugün ekstra yoğundu . İnsanın elleri ağrıyor ürün geçirmekten ... Neyse zamanla alışacaksın artık ." dedi .

Hafifçe gülümseyip onu onaylarken , geri yerime oturdum ve etrafta müşteri olmamasının verdiği rahatlıkla telefonumu elime alarak Pelin'i aradım . Bugün arkadaşlarıyla dışarı çıkacaktı . Her ne kadar aramız iyi olmasa da , ben onun ablasıydım ve bu sefer ilk defa gece arkadaşlarıyla dışarı çıktığı için endişelenmeden edemiyordum .

Kasada ki tuşlara bakarken , bir yandan da telefonun açılmasını bekliyordum ama tahmin ettiğim gibi açılmadı . Of Pelin !

Kasaya bir kaç ürünün konulduğunu görünce telefonu cebime tıkıştırıp, kafamı kaldırdım . "Hoşgel-" dün karşılaştığım Ömer denen adamı görünce lafımı tamamlayamadım . Şaşkınlıkla ağzım açılırken ''Yuh artık ...'' diye sessizce mırıldandım . Yine mimiksiz bir şekilde , her zamanki soğukluğuyla bana bakıyordu .

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin