Final

5.3K 318 732
                                    

Multi alıntı.

Kafamı içkimden kaldırarak gülerek Batu 'nun Leyla'ya yaptığı taklitleri izliyordum . Benim taklidimi yapıyordu ve kesinlikle hoş olmasada , gülmeme engel olamıyordum .

Batu'yla Akın sayesinde  2 sene önce tanışmıştık . Beni gördüğü anda peşimden koşmaya başlamış ve her anımda yanımda biter olmuştu . Bitik zamanlarımdı ve onu başımdan savmaya çok çalıştım . En sonunda kalbimi kazandığından bu yana 1 sene geçmişti . Nişanlıydık.

Yaptığı son espiri masadaki herkesin kahkaha atmasına sebep olurken benim dudaklarımdanda gür ve neşeli bir kahkaha çıktı .

Gri'ye hapis değildim.

İyileşmiştim , mutluydum , huzurluydum . Gülümsüyordum . Ruhumda ki yaranın izleri neredeyse yok olmuştu . Kuyunun dibine elini uzatan ve benim elimi sımsıkı tutan Batu , her şeyi değiştirmişti . Artık en dipte de değildim . Kuyunun dışında , gururlu gözlerle dipteki karanlığa bakıyordum .

Kahkahama karşı gülümseyerek bana dönen Batu dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu . "Dünyanın en asi ama en tatlı kızılı olabilirsin."

"Böyle bir kızılla olduğun için şanslısın o zaman." dedim iddialı bir gülüşle dudaklarına yaklaşırken. "Öyleyim." diye mırıldanarak dudaklarımız arasında ki mesafeyi kapattı ve nefessiz kalana kadar geri çekilmedi. Masadan gelen tezahüratları duymazdan gelirken "Lavaboya gidiyorum." diyerek ayağa kalktım . Utanmıştım .

Leyla 'nın "Kızılları masadan aldık," diye bağırmasına karşı gülerken lavaboya yöneldim.

Batu'nun bana çok yakıştırdığı ve sürmem için ayrıca baskı yaptığı rujumu tazeldikten sonra aynada ki canlı ve neşeli görüntümün yüzümde sebep olduğu gülümseme seneler önce hayal bile edemeyeceğim bir şeydi .

Hafif bir allıkta sürdükten sonra açık bıraktığım kızıl saçlarımı tek bir yanımda topladım ve son bir kez daha görüntümü kontrol ettikten sonra lavabodan çıktım .

Hiç kafamı kaldırmadan telefonuma gelen mesajlara bakarak masaya oturduğumda Batu hafifçe bacağımı okşayarak bakışlarımı ona yöneltmeme sebep oldu . "Ne oldu ?" diye sordum kaşlarımı çatarak .

Kocaman bir gülümsemeyle "Seni arkadaşımla tanıştırayım," dedi . Karşıma birinin oturduğunu yeni fark ederken , otomatikman kafamı çevirip o kişinin kim olduğuna baktım .

Hayır ... Hayır . Olamazdı , olmamalıydı . Gerçek değildi , deliriyor muydum ?

Delirmiş miydim ? Sanırım delirmiştim.

Bakışlarım tutuk bir şekilde Leyla'ya dönerken , onun anlamlı ve gergin bakışlarından akıl sağlımın gayet yerinde olduğunu anlarken ; gözlerim tekrar kömür rengi gözlerin sahibiyle buluştu .

Şaşkınlık ... Hayatımda daha önce şaşkınlığı tüm bedenimde hissettiğimi , kıpırdayamayacak kadar şaşırdığımı hatırlamıyordum .

Yüzünde hafif bir gülüş vardı . 4 sene önce gördüğümde içimin aydınlandığı , kalbimin deli gibi çarpmasını sağlayan eski bir aşkın, eski bir anının , eski bir tanıdıklığın gülüşüydü bu .

Art niyetin zerresi olmadan , samimimi bir gülüşle parlayarak bana bakan bu gözler öyle bir dokunmuştu içime , öyle bir sarsmıştı ki beni kitlendim kaldım .

Öldüğünü , yoksa bana mutlaka ulaşacağını düşünmüştüm . Elimde ne yaşadığının ne de öldüğünün bir kanıtı vardı o zaman . O kadar hızlı ve belirsiz bir şekilde hayatımdan çıkmıştı ki yıkıntısını toparlamam çok zor olmuştu . Bu belirsizlik , her an bir kapıyı açıp yanıma gelebilme ihtimali ilk zamanlarda hatta uzun bir süre kafamda öyle yer etmişti ki ölmüş gibi kabul etmem gerekti . Sadece böyle devam edebilirdim. Ama bu kömür rengi gözlerin bakışları ne boştu , ne donuktu ne de göz kapağıyla örtülmüştü . Canlı , insanın içine titreten , manidar bakışlar içimde çok büyük bir fırtınanın başlamasına sebep oldu .

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin