(Multi alıntı.)
Semih dudaklarını hafifçe oynatarak bana karşılık verdiğinde gözlerimi kapattım ve bu işkenceye biraz daha dayanmaya çalıştım . Ömer'den başka kimsenin dudaklarını dudaklarımda istemiyordum .
Semih 'in dudakları benden ayrıldığında bu ikimizin isteğiyle de olmamıştı . Çünkü duruma Ömer William İplikçi müdahale etmişti .
Aramıza girip Semih 'i öyle sert itti ki , çocuğun kendini yerde bulması bir oldu ve bu hiçte yavaş bir düşüş değildi .
"Fırsatçı piç kurusu , amına koduğumun pezevenki ." diye hırladıktan sonra "Ben burda gebertmeden al götür şunu ," dedi Mert'e adeta tükürür gibi. "Gelmişini geçmişini siktiğimin yavşağı ," O kadar sinirliydi ki , bunu anlatabilmem bile mümkün değildi . Gözlerinden adeta alev çıkıyordu .
Birkaç adım gerilerken "Ne oldu ?" dedim gülerek . "Sinirlendin mi ?"
Kafasını hızla bana çevirirken , öyle iğrenir gibi bir ifadeyle baktı ki gözlerime , kalbimde ki kırık parçalar da tuzla buz oldu . Kum kadar küçüldü .
Semih yanıma gelmeye çalışıyordu , bir şeyler söylüyordu ama onu görmüyordum , duymuyordum. Ömer 'in o bakışlarında kaybolmuştum .
Bakışmamızı cebinden telefonunu çıkartıp bölerken , hızlıca bir şeyler yaptı ve sonra tekrar kapatıp cebine koydu .
Gözlerim dolu doluydu .
Mert'le Semih çoktan motoruna binmişti ve Mert hafifçe kornaya basarak gideceklerini haber verdi . Ömer hafifçe baş salladıktan sonra arabaya yürüdü ve bagajı açtı . Bu sırada iki motorda hızla yola akıp , gözden kaybolmuşlardı .
Bagajdan yeşil kazağımı çıkartıp özensizce koluna sararken yüzünü buruşturdu , hemen ardından sertçe bagajı kapattı . Kontrolü kaybetmiş gibi duruyordu .
Yorgunlukla yolun kenarına oturup avuçlarımla yüzümü kapattım . Bir gece de o kadar çok şey öğrenmiş , duygusal olarak o kadar yıpranmıştım ki ağlamaya , düşünmeye bile takatim yoktu .
Dakikalar sonra avuçlarımı yüzümden çektiğimde bir taksi önümde durmuştu . Ömer camdan eğilmiş taksiciyle konuşuyordu . Konuşması bittiğinde yüzüme bile bakmadan arabasına yürüdü . Ben şaşkın şaşkın bir taksiye bir ona bakarken , 50'li yaşlarında ki taksici "Buyur kızım ," diyerek babacan bir tavırla konuştu .
Adama dönmeden şaşkınlıkla Ömer'i izlemeye devam ettiğimde , yine yüzüme bile bakmadan arabasına bindi ve hemen sonra direksiyonu kırarak yola çıktı ve inanılmaz hızlı bir şekilde arabayı otobanın ortasından sürdü . Tekerlekler çığlık atmıştı. Gözden kaybolana kadar aynı şaşkınlıkla arkasından bakmaya devam ettim .
Gitmişti .
Beni burda yalnız bırakıp gitmişti .
Ağlamamak için çocuk gibi büzdüğüm dudaklarım titremeye başladığında , ne yapamayacağımı bilemeyerek kirden kararmış ellerime baktım ve boş bir çabayla , öylesine ellerimi silmeye çalıştım . Bu sırada gözümden bir damla yaş damladı ama çokta umursamadım .
Başımı kaldırıp , çekinerek taksici amcaya baktığımda samimi bir üzüntüyle beni izliyordu . "Seni evine bırakmamı söyledi kızım , hava çok soğuk . Bin hadi arabaya ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
Fanfic''Oturduğum apartmandan telaşla işe yetişmek için çıkarken , rastladığım buz gibi bakan kömür gözlerin sahibinin fırtınam olacağını nereden bilebilirdim ki ? ...