"İnatçı manyak ," diye söylenirken , dayanamayıp kıkırdadım . "Her zaman Ömer William İplikçi. Bir dakika olsun kendinden ödün vermez ."
Mert hafif bir tebessümle bana baktı . "Ömer 'i uzun yıllardır tanıyorum . Ne durumda olursa olsun her zaman kendi olan manyak piçin teki ." Cümlesinin sonuna doğru tebessümü gülüşe döndü .
"Ömer 'le çok mu yakın arkadaşsınız ?"
Kafasını 'Evet' anlamında salladı . "Kardeşim gibidir Ömer . Güvendiğim nadir insanlardan biri."
Elimin tersiyle gözümde ki yaşları sildim ve burnumu çektim . Yavaşça ayağa kalktığımda Mert "Nereye ?" diye sordu.
"İçeri girip , Ömer 'in operasyonunun bitmesini bekleyeceğim."
"Daha var çıkmasına ." dediğinde kaşlarımı çattım . "Ne kadar var ?"
"1.5 saat daha sen Ömer 'in yüzünü görmeyi unut . Öyle söyleyeyim." Sıkıntıyla nefesimi bıraktım ve yanına geri oturdum.
Bir süre sessizce durduktan sonra , merak ettiğim soruları Mert 'e sormaya karar verdim. Belki Ömer yanıtlamazdı ama Mert bu konuda daha toleranslı birine benziyordu .
Meraklı bir ifadeyle "Mert ," dedim sessizce.
"Efendim ?" deyip bana döndüğünde derin bir nefes aldım . "Ömer 'in neden bir adı yabancı ?"
Bu soruyu sormamla gözlerini kıstı ve beni izledi. "Ömer 'e soramadığın soruları bana sorup , cevap almaya mı karar verdin ?" Söyledikleri sinirlendirmişti beni. Alt tarafı basit bir soru sormuş ve cevabını istemiştim .
"Sana soranda kabahat. Sormadım say ." diye homurdanınca cevap vermedi . Bir kaç saniye daha sessizlikten sonra "Ömer 'in bir tarafı İngiliz ." dedi . "Annesi."
Kaşlarım şaşkınlıkla kalktı . "O yüzden bir adı William yani ?"
"Evet ."
İlk sorumun cevabını almıştım . Memnuniyetle gülümsedim . Sıra kafamı karıştıran başka bir konuya gelmişti. "Peki Ömer bu kadar zengin olmasına rağmen neden bizim apartmanda oturuyor ve Elif denen kız kim ?"
Mert sıkıntıyla içini çekti ve şakaklarını ovuşturdu. "Bunu sana ben söyleyemem . Anlatmak isterse Ömer anlatır ."
Küçük bir çocuk gibi dudağımı büzerken , "Elif kim onu söyle bari ." diye mırıldandım .
Soğuk bir tonda "Ömer 'in değer verdiği sayılı insanlardan biri . Bu kadarını bilsen yeter ." dedi ve ayağa kalktı . "Hava soğuk , sende fazla dışarıda durma içeri gir ."
Sessizce "Birazdan gelirim ." dedim . O da üstelemeyip gitti zaten .
Mert yavaş adımlarla eve girerken , gözlerimi kapattım.İçim çok yabancısı olduğum , kavurucu bir hisle dolmuştu ve bu his insanı yiyip bitirecekmiş gibi güçlüydü . Hem öfke , hem de biraz hayal kırıklığı vardı . Neydi bu duygunun adı ? Ayrıca Elif denen kız Ömer 'in değer verdiği sayılı insanlardan biri de ne demekti ?
"Bana değer verdiği bile belli değil !" diye homurdanıp gözlerimi açtım ve öfkeyle ayağa kalktım .
Yavaş adımlarla eve doğru yürürken , soğuk hava tenime bir bir işliyor gibiydi . Kollarımı birbirine dolayıp biraz daha hızlandırdım adımlarımı . En sonunda evin kapısına geldiğimde iki izbandut gibi korumada düz bir ifadeyle bana bakıyordu .
"Kapıyı açar mısınız ?" Sesim soğuk ve sert çıkmıştı .
Bir tane korumanın yüzüne çapkın bir sırıtış yayıldığında midemin bulandığını hissettim . "Ne karşılığında ?" dedi gülerek .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
Fanfiction''Oturduğum apartmandan telaşla işe yetişmek için çıkarken , rastladığım buz gibi bakan kömür gözlerin sahibinin fırtınam olacağını nereden bilebilirdim ki ? ...