98.Bölüm

4.5K 295 202
                                    

(Multi alıntı.)

"Yüzünü bile göremiyorum, iyi misin ?" Güçsüz fısıltıma karşı bir süre sessiz kalsa da sonra duygusuz bir tonla cevap verdi . "Fena değil ."

Bizi kapkaranlık bir odaya kapatmışlardı . Sorun , odanın camının olmaması ve saat kaç olursa olsun içeriye asla ışık girmesine izin vermemesiydi . İçerideki havalandırma olmasa gerçekten boğulabilirdik .

"Bileklerin acıyor mu ? diye sorduğunda böyle bir anda bile beni düşünmesi içimi sımsıcacık etti . Bende onu taklit eder gibi "Fena değil," diyerek cevap verdim. "Ah, ayrıca vücuduna elektrik yiyen de sensin , canın çok yandı değil mi ?" Bir anda endişeyle titreyen ses tonum gülmesini sağladı ama bu sefer sorumu cevapsız bırakmıştı . Canının yandığını biliyordum.

"Onlar kim ?" diye sorduğumda , bu sorumu da cevapsız bıraktı. "Benimle bir ilgisi var mı ?"

"Soru sormayı kes artık." Hırlamayı andıran sesine karşı onu daha da zorlamamak için "Tamam," diye mırıldandım .

Bileklerim acıyordu . O kadar sıkı bağlanmıştık ki zar zor elimi oynatabiliyordum ve her oynattığımda da inanılmaz bir acı kendini gösteriyordu.

Ömer sesli bir şekilde nefesini bırakırken başını arkasındaki duvara yasladı . "Bazen ne düşünüyorum biliyor musun Defne ?"

"Nasıl bilebilirim ?" diye alaylı bir tonda sataştığımda "Söylemiyorum ," diye homurdandı . Ah, gerçekten inat mı edecekti ?

"Ömer," derken masum bir şekilde başımı yana eğdim. "Söyle hadi ."

Karanlıkta zar zor omuz silktiğini fark ederken , hemen ardından "Artık siksen bile söylemem ," diye sert ses tonu kulaklarıma geldi .

"Düzgün konuş !" Azarlamam onu gram etkilemezken , uzun süreli bir sessizliğe büründü . Bir ara uyuduğunu bile düşündüm ama bu çok düşük bi ihtimalidi . Böyle bir durumda asla kendini savunmasız bırakmazdı .

"Lütfen söyler misin , merak ediyorum ." diye fısıldadığımda , araya yine kısa bir sessizlik koysa da bu sefer beni yanıtladı.

"Bazen , keşke sana hiç ulaşmasaydım diye düşünüyorum." Kaşlarımı çattım ve huzursuzca kıpırdandım. Bileklerim halata sürtünmüş ve canımı yakmıştı ama bunu belli ederek Ömer'i daha da germek istemiyordum .

"Neden ?"

"Sen o evde , doğru bildiğin şeyi yaşıyorken çok daha güvendeydin . En azından.."

"Kim olduğumu bildiğimi sanıyordum." diye boş bir sesle tamamladım . Ardından "Sen her şeyi yok ettin Ömer . Seninle hiç karşılaşmamış olmayı sayamayacağım kadar çok diledim." diye eklediğimde , onu göremesemde söylediklerimin ona dokunduğunu anlamıştım . Çünkü bunları söylerken etim kopuyormuş gibi hissediyordum .

"Buna söyleyecek hiçbir şeyim yok." dediğinde sesinde ki umursamazlığın altında yatan hayal kırıklığı gözlerimi sımsıkı yummama sebep oldu . "Olmamalı zaten."

Kapının açılması konuşmamızı bölerken gözlerimi açtım ama bir anda içeri dolan ışık görüşümü kamaştırdı .

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin