Mephisto

Yıldız Canavar Dağı 2

Altın Başlı Kartal sayısız şehrin üzerinden bir şimşek gibi geçti. Bulutları ve havayı yararak ilerliyordu. Rudi onu çağırmıştı ve uzun zamandır ilk defa bir araya geleceklerdi.

Yıllardır görüşmüyorlardı ama birbirlerini görmüyor olmaları birbirlerinden koptukları anlamına gelmiyordu.

Fin ve Rudi'nin kalbi ve Ruhu birbirine bağlıydı. Birbirlerinden trilyonlarca kilometre uzakta bile olsalar birbirleri hakkında her şeyi hissede bilirlerdi. Fin Rudi'e aşırı derecede düşkündü.

Onu bir efendi gibi değil bir baba gibi görüyordu bu yüzden de onu kanından birisiymiş gibi seviyordu.

Son 10 yıl içinde Fin büyüyüp gelişmişti. Milyarlarca Yıldız Canavarı öldürmüştü. Eskisine göre çok ama çok daha güçlüydü ve şuan Cennet Aleminin başlangıcındaydı.

Bu alem o kadar yüksekti ki Gök Alemindeki birisi bile Cennet Alemine ulaşmak için bir ömür boyu çalışırdı ama yinede başaramaya bilirdi.

Fin kanatlarını dahada gerginleştirip hızını bir kat daha arttırdı.

...

Şafak sökerken Rudi ordunun en önünde duruyordu.

Etraf sessizdi. Yıldızların ışığı Güneşin parıltısıyla yavaş yavaş kaybolurken serin bir rüzgar askerlerin yüzünü yaladı ve üzerlerinde ki uyku kalıntılarını bir ürpertiyle attı.

Rudi şafakta saldırmayı seçmişti çünkü Gece Yıldız Canavarlarının en aktif oldukları zamandı ve güneşin doğumuyla yorgun bedenlerini dinlendirmek için uykuya çekilirlerdi. Dinç hallerine göre biraz daha zayıf olacakları için onları öldürmek daha kolay olabilirdi.

Şuan en ufak bir katkının bile bu savaşın gidişatını değiştirmekte büyük katkısı vardı bu yüzden Rudi rüzgarın kuvvetini bile hesaplamış ve bütün doğal şartların kendi lehine olduğu en uygu anı seçmişti.

Rüzgar karşıdan esiyordu bu yüzden de kokuları ormanın derinliklerine gitmiyordu. Gökyüzü açıktı fakat gece biraz soğuk geçmişti. Bunun anlamı ise sabah saat 10 gibi büyük bir sis ormanın içini kaplayacak demekti.

Rudi askerlerine son bir defa baktı ve Yasefe,

'Taş askerlerinin dışında ön safta kimseyi istemiyorum. Emrime uymayan olursa Yıldız Canavarlarından önce ben öldürürüm!'

'Emredersiniz.'

Rudi'nin bundan başka söyleyecek bir şeyi yoktu. Askerleri cesaretlendirmek için konuşma yapmayı aklından hiç geçirmemişti zaten minimum tehlikede olacaklardı .

Rudi kılıcını çekti ve ileriye doğru salladı.

Onun hareketiyle ordu yavaşça hareket etti.

Ormanın içine girmek üzereyken Rudi zihninden taş askerlere Katliam emri verdi ve süraat ile ormanın içine daldılar.

Hızlıca 1 km ilerledikten sonra ilk Yıldız Canavarlarıyla karşılaştılar ve sadece bir kaç saniyede Taş askerler Yıldız Canavarlarını öldürerek ilerledi. 

Katliam hızla gerçekleşiyordu. Taş askerler bir Tsunami gibi önüne çıkan her şeyi devirip geçiyordu.

Zaten ormanın giriş kısmına yakın olan bölgelerde sadece zayıf olan yaratıklar vardı bu yüzden de hareket ve öldürme hızları çok fazlaydı.

Rudi bir kaç Yıldız Canavarını kolaylıkla öldürmüştü. Ordu ilerledikçe hareketleri yavaşlamaya başladı.

Yıldız Canavarlarının sayısı her geçen dakika katlanarak artıyordu.