Yıldızlar hiç olmadığı kadar açık şekilde görülüyor ve gökyüzü artık bütün evrenmiş gibi seçilebiliyordu. Gece gökyüzünde parlayan minik ışıklardan ibaret olan yıldızlar artık Devasa boyutları ile görülebiliyordu. Her biri birbirinden ihtişamlı ve göz alıcı bütün heybetiyle evrenin koruyucuları gibi asılı duruyor ve sanki dünya şuan Rudi'nin olduğu yere bakıyor gibiydi.
İvan daha önce bu sahneyi görmüş gibi sakindi fakat Muallim ve Rudi delicesine heyecanlıydı. Az önce olacak olanları düşünmüyor sadece gözlerinin önünde ki güzelliğe hayran hayran bakıyorlardı. Böylesi bir manzarayı görerek ölmek bir ceza değil kesinlikle hediye gibiydi. Rudi istemsizce gülümsedi fakat kısa süre sonra gülümsemesi yüzünden silindi.
Gökyüzünde asılı duran yıldızlar bir güç tarafından bir araya çekiliyordu. Her birisi birbirine çarpıyor ve daha büyük bir şeyin parçası haline geliyordu. Yıldızlar birleştikçe devasa şey gökyüzünde dünya'a daha da yaklaşıyordu. Az önce hissettikleri mutluluk ve huzur bir anda yerini anlaşılmaz bir korkuya bırakmıştı. Aslında bedenleri korku hissetmiyordu fakar ruhları sanki hiçliği görmüş ve kaybolmaktan korkuyor gibi titriyordu. Böyle bir şey daha önce ne görülmüş ne de duyulmuştu. Rudi kaderine lanet etti. İvan haklıydı bu güç açıkça tanrılara bile meydan okuyacak bir şeydi öyle ki bir Aura kırıntısı bile hissetmiyordu fakat bütün etrafın onunla kaplı olduğunu anlayabiliyordu.
Bir kaç defa hayal görüp görmediğinden emin olmak için gözlerini ovuşturdu ve kırptı fakat her saniye görüntü eskisine göre daha da iç karartıcı bir hal alıyordu.
Muallimin ve Rudi'nin ruhu kafesini tekmeleyen maymunlar gibi içlerinden bedenine saldırıyor ve çıkmak için mücadele ediyordu. Bir çok duygu bir anda kalperinde yeşermişti fakat bunların hiç birisi olumlu değildi. Korku,Keder,Hüzün,Yanlızlık hepsi ruhlarını ele geçirmek için yükseliyor ve kafese kısılmış ruhu parçalara ayırmak için saldırıyordu.
Tam o anda yıldızların hepsi birleşti ve dünya'a en yakın noktasından küçük bir parça koparak yer yüzüne doğru dalışa geçti. Onun ayrılmasıyla arkasında duran devasa küre bir anda içine çökmeye başladı. Sanki o parça ayrılınca bütün enerjisi alınmıştı ve boş kabuk daha fazla tutunamıyor gibiydi. Küre hızla çökerken az önce gökyüzünü kaplayan evren örtüsü parçanın yaklaşmasıyla yavaş yavaş solmaya başladı.
Garip duygular Rudi'nin ve Muallimin bedeninden silinirken Ruhları huzura ermiş gibiydi.
Fakat bu sadece felaketin fragmanı olarak isimlendirile bilirdi. Asıl film o devasa yıldız küresinden kopan ve evrenle birleşen parçaydı. Uzaktan bir kuşa benziyordu fakat kanatları sanki evrenin yıldızlarını üzerinde taşıyormuş gibi görünüyordu. Gövdesi trilyonlarca yıldız tarafından aydınlatılıyor gibiydi. Göz alıcı bir çekicliği fakat korkutucu bir yapısı vardı.
Rudi iliklerine kadar yayılan korkuyu hissetti. Daha önce korkuyu tatmamıştı fakat şimdi korku onu pençeleriyle yakalamıştı.
Ruhu çığlıklar atıyor kaçmak için adeta yalvarıyordu. Rudi'nin ağzından sadece bir kaç kelime döküle bilmişti.
'BÖYLE BİR ŞEY NASIL VAR OLABİLİR.'
Böyle dese de gözleriyle açıkça görüyordu. Bu bir hayal değildi. Kendini güçlü olarak görenler onun karşısında tamamen acizdi. Bu güç tarif edilemez derecede fazlaydı öyle ki Aura gibi şeyler onun gücünü anlatmak için kifayetsiz kalıyordu. Bu şey açıkça ruhları tüketen doğa üstü tanrısal bir varlıktı . Böyle bir şey nasıl Mavi Ejderha Klanı'nın elinde olabilirdi.
Gökyüzü giderek eski halini kazanırken kuş görünümlü yaratık evrenin içinden çıktı ve dünya'a girdi. Hemen ardından geldiği yol kapandı ve bir anda İvan'nın önünde konumunu aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mephisto
FantasyBu kitap bence 16 yaş üzeridir Bu hikaye doğumdan ölüme bir kişinin güç hikayesidir. Bu yolda ölüm,vahşet,katliam,aşk,aile ve daha bir çok şeyle karşılaşacak olan kahramanımızın yolu anlatılıyor. Bir açıklama yazmam için yoğun talep geldi. H...