Yıldız Canavar Dağı 3

6K 597 12
                                    

Savaşın 2. Günü gelmişti. Bu gün diğer günlerden farklıydı çünkü ormanın üzerinde milyonlarca akbaba ve karga, bulduğu yemekleri yemek için heyecanla daireler çiziyordu.

4 Milyon Yıldız Canavarı onlar için bulunmaz bir fırsattı.

Şafağın sökmesine 1 saat vardı. Karargahtaki askerler toparlanmaya başlamıştı. Rudi askerlerin hızla hazırlanmalarını emredeli sadece 10 dakika olmuştu ve dün yaşananlardan sonra kimse Rudi'i kızdırma hatasına düşmek istemiyordu.

3 dakika sonra ordu toparlanmıştı ve ormanın girişinde düzen almışlardı.

Rudi'nin işaretiyle ordu hızla ormana daldı.

Ormanın 10 km derinliklerine ilerlediklerine 20 dakika geçmişti bile.

İlk Taş Askeri grubuna Rudi birlikte gelme emri verdi ve Taş Askerler ordunun en önüne geçerek ilerlemeye başladı.

20KM geldiklerinde yine karşılarına bir tek canlı Yıldız Canavarı çıkmamıştı.

2.Taş Askeri ordusunu aldılar ve 30KM doğru devam ettiler.

1 Saat içinde Taş askerlerin bulunduğu son konta da bütün ordu bir arada duruyordu.

Dün gece Taş Askerlerin öldürdüğü bir kaç bin Yıldız Canavarı yerlerde param parça halde yatıyordu.

Rudi en önde durdu ve cesetlerden Çekirdeklerin çıkarılabilmesi için Taş Askerlere ilerleme emri verdi.

Taş Askerlerinin arkasında kalan cesetlerin üzerinde askerler hummalı bir çalışmaya başlamıştı bile.

Çekirdekler dakikalar içinde çıkartılıyor ve grupların başında bekleyen subaylara veriliyordu.

Subaylar toplanan çekirdekleri hızla Kurmaylara götürüyordu ve Kurmaylarda yanlarındaki çuvalların içinde atıyordu.

Bu görev paylaşımı sayesinde herkes görevlerine tam anlamıyla odaklanabiliyordu.

Rudi elini kaldırdı ve Taş Askerlere durma emri verdi.

Önündeki ormanlık alandan anlayamadığı uğursuz bir şey hissediyordu.

Taş Askerlerin savunmaya geçmesini ve saldırıyı karşılamasını emretti.

Kısa süre ormanın içinde tam anlamıyla bir sessizlik oldu. Rudi gözlerini tek bir noktaya odaklamıştı ve bir şeyin onları izlediğini hissediyordu.

Beklemek düşmanı ona getirmeyecekti bu yüzden düşmanı kendi elleriyle tutup çıkartmalıydı.

'Cennetin Şifası'

Büyüsünü bütün bedenine uyguladıktan sonra yayını eline aldı.

İzlendiği hissettiği yöne döndü ve aynı anda yayın kirişini çekip Rüzgar Okunu bıraktı.

Ok havayı yayarak saniyeler içinde Rudi'nin izlendiği hissettiği noktaya ulaştı.

Ormanın o bölgesinde bir hışırtı duyuldu ve Rudi izleyenin oktan kaçtığını anladı.

Taş Askerlere savunmada ilerleme emri verdi .

Taş Askerler tam savunmada dakikada on adım atarak yavaş yavaş ilerliyordu.

Rudi ormanın içinde ki uğursuz aurayı hissettiğinde yüksek sesle askerlere bağırdı.

'HEMEN SAVUNMAYA GEÇİN FARELER GELİYOR.!'

Askerler Rudi'nin bağırmasıyla irkildi ses ormanın içinde kilometrelerce yayıldı ve gökyüzünde uçan akbaba ve kargalar bile sesin yükseliğiyle çığlıklar atmaya başladı.

MephistoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin