Karnımı okşarken gülümsedim burukça. "Ben babanı hak etmiyorum biliyor musun? Gerçekten hak etmiyorum. Ama yine de onu bırakmaya niyetim yok. Başta her şey çok güzeldi. Konuşmamıza bile gerek yoktu, ben bir bakışından anlardım içinde kopan fırtınaları... Bana karşı savunmasızdı. Ama artık değil... Gözlerinden okuyamıyorum. Kendi içinde neler atlatıyor ve ben fark etmiyorum bile..." Gözyaşlarım teker teker süzülürken derin bir iç çektim.
"Bebeğinin öldüğünü öğrenmiş. Onun bir bebeği varmış. Tabii o zaman bizi tanımıyordu baban annecim. Yoksa o seni çok seviyor ve bir başka bebiş istemiyor, yani annesi ben olmadığım bir bebiş... Yani kardeşin olacak o konuda sana söz verdik." Gözyaşlarımı kurulayıp gülümsedim. "Kardeş istersin değil mi?" Elimi karnıma koyduğumda minik bir tekme bırakmıştı oraya. "Kaç tane peki?" Karnımda gezinen ayaklarına bakıp gözlerimi büyüttüm.
"Hey bu kadar kardeşin olamaz." Küçük bir kahkaha attığımda hareketleri durmuştu. "İyi misin?" Bir tepki beklerken nefesimi tutmuştum. "Hadi annecim kıpırda bak korkuyorum. Annem." Karnıma minik dokunuşlar bırakırken ondan da bir hareket bekliyordum. Ama gelmedi. Yavaşça koltuğa uzanırken karnımı okşayıp bir şeyler mırıldanmaya başladım. Kapı sesi duyunca derin bir nefes aldım. "Barış gelir misin?" Sesim titrediğinde kendime minik bir küfür etmiştim. Barış hızlıca yanıma gelirken elini tuttum.
"Sakin ol tamam panik yapma." "Gözlerin kızarmış niye ağladın?" Barış'a sıkıca sarıldığımda kokusunu bol bol içime çekmiştim. "İyi misin alacakaranlık?" "İyiyim. Bebeğimizle ilgileniyordum. Sonra bir anda durdu. Kıpırdamıyor, korktum biraz." Bebek gibi çıkan sesime karşılık gözlerime bakmıştı. "Kıpırdamıyor mu?" Onu başımla onaylarken elini karnıma koymuştu. "Ne zamandır?" "Oldu biraz on beş yirmi dakika falan. Ama bir anda durdu. Çok hareketliydi sonra birden durunca korktum." Yanağıma kocaman bir öpücük kondurduktan sonra karnımı okşamaya başlamıştı.
Uzun bir süre öyle kaldığımızda bana bakınca başımı iki yana salladım. Yanıma uzanırken göğsüne yatmıştım ben de. "Ağrın falan yok ama değil mi?" "Yok. Konuşuyordum onunla ayağa falan da kalkmadım ki. Ya bir anda durdu. Uyusa öyle yapmazdı." "Sakin ol sen. Annesi gibi oyuncu olacak belli." "Yaa ben oyuncu değilim." Başımı boynuna gömüp kokusunu içime çektiğimde ikimiz de minik bir tepki bekliyorduk. "Barış niye bir şey yapmıyor?" "Şşt, sakin... Bak şöyle yapalım ben senin istediğin gibi çok güzel tatlılar getirdim. Beraber tatlımızı yiyelim. Sonra bebeğimiz de dinlenmiş olur, korkma yine hareketlenecek."
"Tatlı önemli tabii." Barış uzaklaşırken sıkıntıyla bir nefes verdim. "Hadi oğlum ama babaya aynı üzüntüyü yaşatma lütfen. Ben zaten sen olmazsan yaşayamam. Yapma bize bunu. Bak uzun zaman sonra her şey yoluna girdi zaten. Hadi annesinin birtanesi." Barış tatlılarla gelirken merakla bakıyordu bana. "Barış bir şey yap." "Boşuna panik yapıyorsun. O da gerildi tabii, korkuyor kıpırdamaya. Sakin ol. Hem ben bir şey olacak olsa böyle sakin sakin oturur muyum?" "Oturmazsın değil mi?" "Asla. Bir şey yok. Sadece sakinleş." Tatlıyı görünce burukça gülümsedim.
"Ama iştahım kaçtı benim." Barış elleriyle tatlı yedirirken bir lokma aldığımda karnımda hissetiğim hareketlilikle heyecanlanıp minik bir çığlık kaçmıştı ağzımdan. "Barış hareket etti. O çok iyi." Barış karnıma bakarken gülümsemişti. "Annesi gibi bir oyuncu demiştim." Barış'a dil çıkardığımda gülüp dudağıma minik bir öpücük kondurmuştu. "Her şey yolunda birtanem. Sen yeter ki korkma." Onu başımla onaylarken bana getirdiği tatlıyı alıp iştahla yemeye başlamıştım. "Harikasın babacık. Hemen güçlü ve kaslı kollarınla gidip bize tatlı aldın."
Beni kollarının arasına alıp boynuma öpücükler bırakırken güldüm. Sonra da karnıma uzun öpücükler kondurmuştu. "Oğlum benim bir daha anneyi böyle korkutup üzme olur mu? Kıyamıyorum ben ona." Barış'ın ağzına tatlı verdiğimde bana şaşkınca bakmasıyla gülümsedim. "Tatlı enerii verir, o yüzden sen de ye." "Yiyorum ya birtanem zaten." "Ama sana bol bol enerji gerek. Sonuçta antrenmanın var yarın, restoranta da gideceksin. E gece az uyuyacaksın zaten." Gözlerini büyütüp bana bakarken dudağına uzun bir öpücük bıraktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACAKARANLIĞIM
FanfictionNisbar kurgusudur 🌼 Alacakaranlığım varla yok arası... Biz ne bütün olabilmiştik, ne de karşı koyabilmiştik birbirimize... Ben ise her geçen gün farketmeden onun olmuşum...