64.Bölüm

1.5K 121 330
                                    

Ertesi Gün Nisa'nın Ağzından ||

Barış üzerini değiştirirken ben de onun yanındaydım. "Hayır onu giyme o çok yakışıyor olmaz." Barış bana bakıp gülümserken ben de dudağına uzun bir öpücük kondurdum. "Onu benimleyken giyersin." "Anlaştık. Sen seç o zaman." "Ama hepsi çok yakışıyor." "Böyle mi gideyim Nisa?" Barış'ı süzdüğümde bedeninin etkisiyle yüzüme kocaman bir gülümseme yayılmıştı. Ellerim tenini gezinirken gülümsedim. "Mükemmelsin ve bu şekilde beni katil edebilirsin." Barış kollarını bedenime dolarken yutkundum. "Aşığım sana." "Ben de sana." Dudağına uzunca bir öpücük kondurdum.

Nihayet Barış üzerini değiştirdikten sonra saçlarını da düzelttiğinde onu süzdüm. "Senin dünyaya gelmen kocaman bir haksızlık. Bu kadar mükemmel olamazsın." "Sen kendini görmüyorsun sanırım pijamalarınla bile dünyadaki her kadından mükemmelsin." "Hepsinden mi?" "Yani... Sonuçta hepsini görmedim." Barış'ın omzuna vurdum hafifçe. "Biraz daha böyle konuşursan görecek gözlerin kalmayacak zaten." Barış saate bakarken derin bir nefes almıştı. "Benim çıkmam gerek. Çok dikkatli oluyorsun. Zaten bizim çocuklara söyledim bir şey olursa anında yanındalar." Barış'ı başımla onaylarken o da odadan çıkacaktı ki dudağına upuzun bir öpücük kondurdum.

"Etkilendim. Nisa bunu daha sık yapmalısın karıcım." "Olur benim için hava hoş." Dudağına uzanıp uzun bir öpücük daha kondurdum. "Görüşürüz." "Görüşürüz birtanem." Barış çıktıktan sonra ben de hızlıca hazırlanıp peşinden çıkmıştım. Dünki konuma gelince derin bir nefes aldım. Biraz oyalandıktan sonra kaçış olmadığı için içeri girdim. Gözlerim hızlıca mekanı tararken Barış ve Damla'yı görünce derin bir nefes aldım. Hadi Nisa yapabilirsin. Hızlıca oraya ilerlerken kalbim heyecanla atıyordu bile. "Barış?" "Nisa? Senin ne işin var burada?" "Asıl senin ne işin var burada Barış?! Damla'yla hem de!" "Nis..." "Sen konuşma!"

"Nisa bir sakin olup oturur musun? Herkes bize bakıyor zaten." "Ne sakini ne oturması Barış ya?!" Barış da ayağa kalkıp yanıma geldiğinde gözlerine bakmadım. Elimi tutmuştu ki geri ittim hemen. "Dokunma bana!" "Nisa'm güzelim ba..." Sinirli sinirli bir ileri iki geri ilerlerken ellerim de saçlarımın arasında dolanıyordu. "Bir mesaj alıyorum ve gelip gördüğüm manzara bu mu?!" "Nisa yanlış anlıyorsun güzelim..." "Bana güzelim deme!" Barış beni kolumdan tutup kendine çekecek oldu ki elini ittim hemen. "Dokunma!" "Bağırma Nisa yeter artık! Bir oturup bir dinle!" Ben sinirle gülerken Barış da öfkeyle yüzüme bakıyordu.

"Nisa Barış haklı yanlış anla..." "Sen sus! Sen karışma!" "Nisa yeter artık! Ne yapıyorsun ya?! Bari bir oturup dinle!" Herkes bize bakıyordu tabii. Gerginlikle dudağımı ısırmaya başladım. Barış da anlamış olmalı ki etrafa öfkeli bakışlar atıyordu. "Siz de dönün önünüze, film mi çekiyoruz burada?!" Barış'ı süzdüm uzun uzun. "Sana inanmıyorum Barış... Gerçekten kocaman bir hayal kırıklığısın." Barış bakışlarını kaçırırken gözleri dolmuştu. "Nisa..." "Damla bir sus artık!" "Bağırma kıza!" Barış'a anlamsız gözlerle bakarken alkış tutmaya başladım. "Bravo bravo. Ne kadar da değer verirmiş sevgilisine!"

"Saçmalıyorsun şuan." "Saçmalayan sensin asıl! Ben küçücük bir konuşmayı gizledim diye neler yaptın be!" "Nisa Cemal'le Damla'yı bir tutamazsın!" "Barış çıldıracağım artık ben! Sana güvendiğim için kendimden nefret ediyorum!" "Nisa..." "İnkar etme artık yeter! Yaptığın bir şeyin de arkasında dur!" "Arkasında durayım öyle mi?" "Öyle tabii." Barış Damla'ya bakarken yutkundum. Elini tuttuğunda ise gözlerim dolmuştu. "Bak duruyorum arkasında." "Barış..." "Nisa üzgünüm seninle yapamam. Seni kırmamaya uğraştım ama..." Barış'a attığım bir tokatın ardından öfkeyle baktım ona bir süre.

"Senden nefret ediyorum!" Parmağımdaki yüzüğü çıkarıp avucuna bıraktım. "Senden gerçekten nefret ediyorum Barış!" "Noluyorsunuz burada be? İki dakika yalnız bıraktık ne hale gelmişsiniz..? Nisa sen ne zaman geldin?" Cemal'e dönüp baktım. Arkasından da Lale gelmişti. Sinirle güldüm. Çok saçmaydı her şey. Bu ikisinin Barış ve Damla'yla ne alakası vardı? Ben şaşkınlıkla onlara bakarken bir yandan da Barış ve Damlanın gidişini izledim. "İyi misin Niso?" "Çok sinirliyim Cemo sana patlarım!Gidiyorum ben yalnız bırakın beni!" "Nis..." "Yalnız kalmak istiyorum dedim! Şimdi çekil!" Cemal'i itip oradan çıktım. İlerlerken kenarda Berkan'ı da görmüştüm halinden epey memnundu.

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin