57.Bölüm

1.7K 114 252
                                    

Yatağa girdiğimizde gözlerimi uzun süre kapatsam da bir türlü uyuyamıyordum. Barış'ın da yataktan kalktığını hissedince gözlerimi açtım. Balkona çıkıp oturduğunda bir sorunu olduğunu anladım. Kalkıp yanına gittim hemen. Arkasından sıkıca sarıldım ona. "Benim Baroska'm biraz üzgün mü acaba?" "Hayır meleğim üzgün değilim. Gel oturalım biraz." Gözleri dolu doluydu ve sesi titriyordu hemen yanına oturdum. "Ne oldu? Damla'yla ilgili mi?" Bana sarılıp ağlarken sıkıca sarıldım ona. "Tamam ağlama lütfen. Yoksa o yine gidiyor diye mi üzüldün?" "Öyle bir şey değil." Sırtını elimle okşarken sımsıkı sardım onu.

O öylece ağlarken ben ona sarılmaktan başka bir şey yapamıyordum. Biraz daha sakinleştiğinde benden biraz uzaklaştı. Yüzünü avuçlarım arasına aldım. Gözyaşlarını kurulayıp iki yanağına da birer öpücük kondurmuştum. "Ben mi bir şey yaptım yoksa?" Başını iki yana sallamıştı. "Seninle ilgisi yok. Boşver şimdi canını sıkmak istemiyorum." Başını göğsüme yasladığında sıkıca sardım onu yeniden. "Ama bana anlatabilirsin." "Bunu anlatamam ama..." "Ama sen böyle yaptıkça ben de üzülüyorum. Benimle mutlu değil misin yoksa?" "Saçmalama lütfen, seninle beraber olduğum için dünyanın en şanslı adamıyım ben. Bir şey öğrendim sadece ve canımı yaktı."

Barış'ın bana bakmasını sağladım. Gözlerinin tam içine bakıp sıcacık gülümsedim. "Her şeyi halledebiliriz." "Nisa... Ben çok kötü bir adamım." Başımı iki yana salladım. "Saçmalama Barış sen mükemmel bir adamsın." Barış bana yeniden sarılıp ağlarken onu bu kadar yıpratan şeyi merak ediyordum. Damla'yla ilgili bir şey olduğuna emindim ama bana söylemek istemediği ortadaydı. "Ben seni mutsuz görmeye dayanamıyorum Barış. Eğer Damla'yla ilgiliyse ve sırf ben varım diye böyley..." "Seni seviyorum ben sadece seni. Senden uzakta ölürüm ben." Gözyaşlarını yeniden kuruladığında yanağıma bir öpücük kondurmuştu. Beni sıkıca sararken gülümsedim.

"Benim... Yani... Bunu sana anlatmak istemiyorum çünkü geçmişte olanlar seni yıpratıyor ve ben... Seni kırmak, üzmek istemiyorum." Barış'ın yüzünü okşarken gözlerinin en içine baktım. "Bazen biraz abartıyorum ama adı üstüne geçmiş işte Barış. Seni geçmişinden koparmam mümkün değil. Şimdi sorununu bana anlatır mısın? Sana yardım edememek kadar canımı yakamaz hiçbir şey." Barış gözlerime bakmıyordu. Saçlarını sardı parmaklarım. Boynuna uzunca bir öpücük kondurdum. "Damla kaza olduğu zamanla ilgili bir şeyler söyledi işte." "Barış... Sen bilemezdin ki, konuştuk bunları." "Ben iğrenç bir insanım."

Derin bir nefes aldım. "Öyle deme, sen mükemmel bir adamsın." "Değilim. Baksana tanıştığımız andan beri benim geçmişimle uğraşıp duruyoruz. Seni çok yıprattım." "Barış... Biz yol arkadaşıyız birtanem. Hem benim aynı şekilde geçmişle ilgili problemlerim çıksa sen de koşmaz mısın?" "Koşarım tabii ki. Ama ben seni çok yoruyorum." Barış'ın saçlarını okşamaya başladım. "Yatağımıza gidelim mi?" Barış beni başıyla onaylarken kendimi onun kucağında buldum. Ardından da yatakta. Yatağa uzandığımda Barış'ın başını karnımın biraz üzerine yerleştirdim. O da hemen elini karnıma koymuştu. "Babasının birtanesi." Barış'ın saçlarını okşamaya başladım.

"Daha iyi misin?" "İyiyim. Kokun iyi geliyor bana." "Sen benim de bebeğimizin de en değerli adamısın. Biz seni çok seviyoruz ve ağlamanı istemiyoruz." "Elimi tutar mısın?" Elini uzattığında hemen tuttum diğer elim hâlâ saçlarındaydı. Barış karnıma öpücükler bırakırken gülümsedim. Bir yandan okşayıp bir yandan da öpücükler bırakıyordu. "Seni seviyorum bebeğim. Sana söz veriyorum sana da annene de kimsenin kötü davranmasına izin vermeyeceğim." "Sen bizim koruyucumuz musun acaba?" Barış bana masum masum bakarken gözlerim dolmuştu. "Bir daha ağlamak yok." "Nisa'm yapma ama böyle." Doğrulup beni kendine çektiğinde bu kez ben ağlamaya başlamıştım.

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin