"Senin nasıl geçti günün?" "Sıradan... Berkan'a pek güvenmek istemiyorum o yüzden eski evin kilidini değiştirttim. Sonra seninle konuştuğumuz gibi hastaneye randevu aldım. Hani bebeğimiz var ya bizim. İkimizin yani... Evliyiz biz, sözler verdik birbirimize..." "Biliyorum Barış ve çok mutluyum." Derin bir nefes aldım. "Barış sen iyi misin sevgilim?" "Çok(!)" "Ne oldu? Berkan mı bir şey söyledi?" "Nisa cidden Berkan'ın dedikleri canımı sıkar mı sence?" Ses tonum yükselmese de öfkeli olduğum belli oluyordu. "Tamam Barış önüne bak. Kaza yapacağız!"
Önüme döndüğümde direksiyonu sımsıkı kavramıştım. Sakin ol Barış. Vardır bir sebebi elbette. Derin bir nefes aldım. "Bu aralar çok tuhafsın Barış." "Sevmiyor musun artık beni?" "Saçmalama. Aşığım sana ben. Deli gibi hem de." Elimi tutacak oldu ama üzerimi düzeltme bahanesiyle geri çektim. "Sorun ne Barış?" Cevap vermedim. "Barış! Bana bakar mısın bir? Barış sana diyorum. Çek şu arabayı kenara!" Nisa'yı başımla onaylayıp arabayı kenara çektim ilk fırsatta. Ama onun istediği gibi arabada kalmayıp indim arabadan. Kapıyı hırsla çarparken denizi izleyip sakinleşmeye çalıştım. Bir yandan da derin nefesler alıp veriyordum.
Nisa da yanıma geldiğinde göz ucuyla ona baktım. "Sana soru sorduğumda cevap ver Barış!" "Bağırma bana." Nisa sinirle bana bakarken güldüm. "Bakma öyle." "Tekrar diyorum bak. Sana soru sorduğumda bana cevap ver Barış!" Onu başımla onayladım. Tamamen ona döndüm. "Sana soru sorduğumda dürüst olduğun zaman bu dediğini dikkate alırım karıcım. Tabii artık öyle olmak istediğinden emin değilim." Ben arabaya doğru ilerliyordum ki durdurdu beni. "O ne demek şimdi?" "Biliyorsun Nisa sen." "Ben sana karşı dürüstüm." "Bunu derken bile dürüst değilsin Nisa." "Barış ben sana yalan söylemedim." Onu başımla onayladım. "Gün içinde bu bana kaçıncı yalanın oldu? Beni sevdiğini söylerken dürüst müydün acaba Nisa?"
"Ne saçmalıyorsun?" "Bugün Cemal'le görüştüğünü neden sakladın?" Nisa gözlerini kaçırdığında sırtımı arabaya yasladım. "Ben... yani... Sen beni mi takip ediyorsun Barış?" Nisa'yı hayretle izliyordum. "Sorun benim bunu görmüş olmam mı Nisa?" "Barış..." "Şuan gerçekten inanamıyorum Nisa. Ne zamandır görüşüyorsunuz?" "Barış saçmalama." "Hastanede mi oldu? Ben yoğun bakımdayken... Daha önce miydi?" "Saçmalama." "Anladım. Barış zaten ölüp gidecek. Eceli öldürmese Berkan öldürür zaten. İki gün ağlardın sonra o da biterdi." "Barış kırıcı oluyorsun." Derin bir nefes alıp başımı ellerim arasına aldım.
"Tabii anlamalıydım ben. Beni öpme Barış. Niye? Sevmiyor kız seni çünkü aptal." Nisa yanıma gelip elimi tuttuğunda ona baktım. "Bu kız seni seviyor aptal." "Bu kız bana yalanlar söylüyor. Söz verdin bana ne olursa olsun yalan söylemek bir şey gizlemek yok dedin." Nisa ellerini çekerken ikimiz de derin nefesler aldık. "Onun için mi süslendin?" Ellerim saçlarını okşarken bana bakmıştı. "Hayır tabii ki. Sabah geleceğinden haberim bile yoktu." "Bebek için mi benimlesin?" "Senin için seninleyim. Seni sevdiğim için." Onu başımla onayladım. Gözlerim dolarken yutkundum. Hafifçe öksürüp sesimi düzeltsem de titremesine engel olamadım.
"Ne zaman bırakacaktın beni?" "Barış... Öyle bir şey yok. Bana hiç mi güvenmiyorsun?" "Sana kendimden çok güvendim ben hep. Ama bu Cemal konusunda ikinci yalanın." "Ba..." "Neden Nisa?! Sabahtan beri öyle değil deyip duruyorsun neden sakladın benden?!" Nisa sinirle bir ileri bir geri adımlamaya başlamıştı. "Asıl sen nasıl böyle bir şey düşünürsün ya?! Ben günlerce senin için ağladım, sen iyi olana kadar uyumadım bile! Nasıl onunla ilişki içinde olduğumu düşünürsün?!" Attığı bir tokatın ardından ona kırgın gözlerle bakıyordum. "Bunu düşündüğün için nefret ediyorum senden Barış!"
Yanağımı tuttuğumda canım yanıyordu evet. Nisa'nın bu halleri canımı yakıyordu. "Bence ne var biliyor musun Barış? Sen kendi hatalarını bana yıkmaya çalışıyorsun." "Ne?!" "Damla geldikten sonra sen... değiştin." "Nisa gözünün içine bakıyorum. Benden bir şey istersen diye etrafında pervaneyim. Senin için, sana yakın olmak için çaba gösteriyorum. Ve... Seni aldattığımı mı..? Nasıl ya? Nasıl bu kadar kör olabilirsin aklım almıyor." Nisa umursamaz bir şekilde omuz silkti. "Berkan'la ilgili bir şeyler öğrenmiş bana geldi. İkimiz de emin olmadan seninle konuşmak istemedik Barış. Yeterince şeyle meşgulsün zaten bir de bununla uğraşmanı istemedik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACAKARANLIĞIM
FanficNisbar kurgusudur 🌼 Alacakaranlığım varla yok arası... Biz ne bütün olabilmiştik, ne de karşı koyabilmiştik birbirimize... Ben ise her geçen gün farketmeden onun olmuşum...