70.Bölüm - Can Kurtaran

4.1K 530 702
                                    

Merhabalar,

Pazar akşam tatlısı niyetine olsun bu bölüm (:

Çayı da siz yapın bir zahmet 😂

Pek kontrol edemedim, keyifli okumalar 🧡

merimiko 🧡

🎈

İnsanlar sevmek konusunda bir çok kola ayrılıyordu gözlemlerime göre.

Sarı kola ve siyah kola olarak mı yoksa sağ kola ve sol kola gibi mi Ahu?

Sevenler, sevmeyenler, sevmeye üşenenler, gerek görmeyenler, sevdiğini sananlar, sevdiğini anlamayanlar, sevmeye niyeti olmayanlar, vakti olmayanlar, hali olmayanlar, abartılı sevenler, sevmekten ölenler, sevildiğini bilmeyenler, sevdiğini söyleyemeyenler...

Bu liste böyle arşa kadar uzar uzar gider ama benim için, bu listenin en kötü dalı, sever gibi yapanlardır. Her konuda -mış - miş gibi yapmak kötü ama sever-miş gibi yapmak kadar kötüsünü henüz görmemiştim.

Bir de günümüzde herkesin bildiği bir söz vardır ki, kullanım amacına göre anlam değiştirir.

'Seveni sikerler, sikeni severler.'

Burada cümlede asla seksle ilgili bir anlam yok bana kalırsa. Tamamen mecaz anlam kullanılmış ve diyor ki, 'seviyorsan üzüleceksin, üzüyorsan sevileceksin.'

Siz ne anladınız?

Yok daha neler...

 
Konu buralara nereden geldi derseniz, gözümün önünde olup bitenleri başka türlü özetleyemezdim sanırım.

Plajın tadını bile çıkaramadan dibimizde biten üç kişiyi görünce yarım ağız bir selam verip kendi içimize döneli beş dakika kadar olmuştu.

'Nisan hadi yüzelim.' diye kaldırdı Berke Nisan'ı zorla. Ortamdan uzaklaştırmak arkadaşlığımızın devamlılığı için faydalı olacaktı.

Doruk denen lavuk, umarım gözün şaşı olduğu için Nisan'a böyle bakıyorsundur.

Yanımda oturan ve bana telefonunda ne olduğunu dahi anlamadığım videolar açan Deniz'le bir yandan çaktırmadan Doruk ve Yağmur'u gözlüyorduk. Elimiz işte, gözümüz oynaştaydı yani.

'Abartıyor olabilir miyiz? Belki aşık olmuştur gerçekten Yağmur'a.' dedim söylediğime zerre kadar inancım yokken. Doruk çenesi normal insanlardan bir tık havada kasıntı duruşuyla etrafı süzerken, gerim gerim geriliyordu. Yağmur ona hayranlıkla bakarken, Doruk'un aklı pek onda değil gibi duruyordu.

'Sence? Bana pek öyle gelmedi.' dedi Deniz. Göz ucuyla Doruk denen üçgen peynire baktım yeniden, kasılmaktan ölüp başımıza kalacak. Aman ya!

'Kaşı gözü ayrı oynuyor.' dedim havluyla bacaklarımı biraz örtüp. Ne olur ne olmaz, 'Göz hakkı' falan ister.

'Evet, peki ne yapacağız?' dedi Deniz.

O sırada gözden kaybolan Berke ve Nisan'ı aradı gözlerim. Suyun içinde kaybolmuşlardı.

'Akacak kan damarda durmaz Deniz oğlan. Biz ne dersek diyelim, Yağmur bütün varını yoğunu çocuğun üzerine yapacak gibi davrandığı sürece işimiz zor.' dedim.

Yağmur şezlongda oturmuş kendini kremletirken, Doruk adlı üçgen peynirin iki arkadaşı da denize girmek üzere yanımızdan ayrıldılar.

'Denize girelim mi biz de? Bu vıcıklığa daha fazla katlanamayacağım.'diye sordu Deniz. Gülmemek için kendimi çok zorladım ama olmadı.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin