106.Bölüm - Bükemediğin Bilek

3.7K 511 564
                                    

Merhaba,
Kontrol edemedim :(
Keyifli okumalar🧡

🎈

'Ben seçimi kaybetmedim arkadaşlar. Seçim beni kaybetti.'

Hayat bana ders verdiğini sanarken, ben onunla inatlaşıyordum işte böyle.

Ayakta kalmak için altın kurallar, madde bir; dalga geçin.

Ekibim benim rahatlığımla derin bir nefes aldı ve şuan hatırlamadığım bir kaç teselli cümlesi duydum.

'Teşekkür ederim hepinize. Hadi, geç oldu. Evlerinize gidin.'

'Biraz oturalım bir yerlerde, Giray gelecek şimdi.' dedi Hazal beni bırakmak istemeyen ifadesiyle boynunu büküp.

Toprak kollarını omzuma uzatıp beni kendine çekerken başımı yasladım kısa bir süre.

'Bu ekibe bir gün tatlı ısmarlayacağım, söz. Ama lütfen şimdi beni bırakın.' diyerek Toprak'ın kollarının arasından sıyrıldım hızlıca. Gereksiz duygusallığa lüzum yok.

Bankta bıraktığım çantamı ve ceketimi alıp onlara gülerek el salladım ve hızlı adımlarla okulun bahçesinden ayrılmak üzere yürümeye başladım.

Hiç biri peşimden gelmedi, gelmek isteseler de Hazal müsaade etmezdi. İnsanların beni zayıf anlarımda görmesinden hoşlanmadığımı biliyorsunuz artık. O anlarımı gösterdiğim kişi sayısı bir elin parmağını geçmiyordu bile.

'Ahu başkan oley, Ahu başkan oley, ooo, Ahu başkan oley.'

Halkımın sesini duyunca boğazım düğümlendi, yine de gülerek geriye döndüm. Kafamın içinde Queen'in ünlü şarkısının 'We are the champions.' kısmı çalarken, üzerine geçirdiğim ceketin önünü ilikledim ve bir dizimi kırıp, bir kolumu yana doğru kaldırıp reverans yaptım onlara doğru.

Hazal, ne ara geldiğini bilmediğim Deniz, Berke, Leyla, Nisan, Göksel, Destina, Toprak, Ufuk, Bekirullah, Bilgehan, Elif ve Bahadır beni okuldan çıkana kadar alkışlayarak uğurladı. Üç evet'le uğurlamayı tercih ederdim ama bu da fena sayılmazdı.

Güvenlik noktasından çıkıp sağa döndüm. Önce kendi başıma kalıp sindirmem gerekiyordu bu yenilgiyi.

Nasıl kaybederim? Nasıl, nasıl!

Kendi kendime sorarken, 'işte böyle kaybedersin' diye cevap veriyordum bir yandan.

İnsanın kendiyle konuşup anlaşamaması da zor.

Bildiğiniz şiddetli geçimsizlik bu.

Boşanma sebebi.

🎈

'Frambuaz.'

Adımlarımı yavaşlattım, karşıdan karşıya geçen Giray'ın yanıma gelmesini bekledim.

Mavi gözleri beni dipten uca süzdü önce.

'Ouv, tek başına olduğuna göre istediğimiz gibi bitmedi.' dediğinde başımı salladım yavaşça.

'Aman be Frambuaz, sen bizim kıymetlimizsin. Kazanmışsın, kaybetmişsin, ne farkeder? Her zaman sen kazanamazsın. Gel buraya.' diyerek açtı kollarını. Ona olan bütün kızgınlığım uçtu gitti bir anda. Başka zaman çıkarırdım acısını, şimdi değil.

Giray'a sarıldım, öyle sıkı sarıldım ki o bile şaşırdı. Her şeyi bir kenara bıraktım. Gözümden bir kaç damla yaş süzülürken ellerini sırtımda hissettim.

Şuan kaybettiğime ağlamadığımı o hariç hepimiz biliyoruz değil mi?

'Şş, kuzi tamam.'

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin