Merhaba,
Keyifli okumalar 🧡
🎈
Yerin bir önemi yoktu benim için, annenin olduğu her yer anne evidir.
'Bebeğim, zayıfladın mı sen?'
Annemin dizlerine uzanmış, bulunduğum anın tadını çıkarıyordum.
'Anneciğim, ben gencim zayıflarım, kilo alırım, sonra bir daha zayıflarım. Asıl sen kendine bak, iki çocuk doğurmuşsun, benden zayıfsın vallahi hiç olmuyor böyle.'
Annem saçımı okşadı.
'Üç çocuk doğurdum.' dedi bana sevgiyle bakarken.
'Nasıl yani?' diye sordum.
'Seni kalbimde doğurdum. Sanki yıllarca seni beklemişim gibiydi.' dedi.
Annemin buğulu gözlerini görünce, yerimden kalkıp sarılmak istedim ama müsaade etmedi.
'Anne, iyi misin bal gözlüm?' diye sordum.
Kafasını salladı usulca.
'İyiyim kınalı kuzum. Siz gözümün önündesiniz, Işık, sen ve kardeşin okula gidiyorsunuz. Sağlıklısınız. Kafamıza yağmur damlamıyor çok şükür. Daha ne isteyeyim?'
Annemin bir şeye canı sıkıldığını anlamıştım ama ne yaparsam yapayım söylemeyeceğini de biliyordum.
Allah'ım, annemin kalbindeki bütün sıkıntıları al ve bana ver. Amin.
'Nerede benim dünya güzellerim?'
Babam dükkanı kapatıp eve gelmişti. Işık'ın ve Uzay'ın masraflarını ben hallettiğim için, dükkanımızı satmaması konusunda onu ikna etmiştim zor da olsa. Dükkanımızı bankaya ipotek edip kredi çekmiştik ve annemle babam bir yandan çalışıp. krediyi ödüyordu.
Annem çok yoruluyordu. Babam çalışmamasını söylese de, biz ona baskı yapsak da yerinde durmuyordu. Işık o kadar yoğun başlamıştı ki Üniversite hayatına, zaman zaman daha kolay bir bölüm seçmediğine pişman oluyordu. Yıllarca tıp için çalışıp, puanı yetmeyince bir sene daha hazırlanmak istememiş ve ani bir dönüşle İngilizce İç Mimarlık bölümlerini sıralamıştı tüm tercih listesine. Part time çalışmak istiyor ama derslerden başını kaldıramıyordu. Bir yandan iyi de oluyordu benim için, çünkü onun çalışmasına gönlüm razı gelmezdi. Gerekirse ben uyumadan çalışırdım, yine de onların yorulmaması için elimden geleni yapardım.
Zor oluyordu, hele benim gibi biri için daha zor oluyordu ama yapıyordum.
'Ben neciyim baba?' dedi Uzay tosbik yanaklarıyla somurtup.
Yerimden kalkıp babamın boynuna sarıldım ve sonra koltukta oturan Uzay'ın yanına sıkışıp göbeğini ısırdım.
'Sen dünyanın en yakışıklı erkeğisin.' dedim.
'Abla evimiz olunca bizimle kalacaksın değil mi?' dedi Uzay. Ben onunla ilgilendiğim için keyfi yerine gelmişti.
'Bakacağız aşkım, okul biraz uzak kalıyor buraya ama gidip gelmeye alışırsam tabi ki geleceğim.' dedim.
Kaldığım ev, okula ve çalıştığım yere yakındı. Hazal'ı tek bırakamamam gibi durum da vardı ama neyse, evimiz bir bitsin de...
'Sen yokken eskisi gibi gülmüyoruz biz, biliyo musun? '
'Aaa, oğlum. Söyleme öyle şeyler.'
Annem, onların bir gülüşü için herşeyi geride bırakıp mahalleye gelebileceğimi adı gibi biliyordu ve bu yüzden Uzay'ın böyle şeyler söylemesini istemiyordu. Alihan'la olan ayrıldığımız sonrası annem de babam da bu konu hakkında benimle konuşmasa da, iki ay önce mahalleden giderken, bana iyi geleceğini söylüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı)
HumorHayat yapbozundaki eksik parçayı arayan Ahu'nun güldüren hikayesi 🐟 Büyüyoruz ve bu umrumuzda değil. 🎈