49.Bölüm - Tuzlu

4K 496 431
                                    

Merhaba,
 

Keyifli okumalar

🎈

 

Üçüncü yarışmayı kazanan ama bir gram sevinemeyen Ahu'nun dramına hoş geldiniz sayın seyirciler.

Alihan'ın verdiği haberden sonra İstanbul'a dönmemiştim evet, ama bu aklımın ve ruhumun orada olmasına engel olmamıştı.

Son haftanın ilk gününe bizim mahalledeki gergin Melahat gibi uyandım.

Uykusuz, aksi, nalet...
  

2 gün önceki yarışmayı, Dudu teyzenin kebap tarifi sayesinde kazanmışım ama yine de mutlu değildim.

Pratik dersinden yine beş dakika önce Lora ne yapacağımızı söylediğinde, telefona sarılıp Dudu teyzeyi aramıştım sabah sabah.

Neyse ki, erken uyur erken uyanırdı.

Bana beş dakikada ne anlattıysa, teorik derslerden farklıydı ama onu dinlemiştim, hem de gözüm kapalı.

Koskoca Dudu peri mi bilecek yoksa elin yunanı mı?

Hiç.

 
 
🎈
 

Annemle her gün görüntülü konuşuyorduk. Ege babam geldikten sonra o gün hastaneden ayrılmıştı. Staj yaptığı dönemden hocası annemle özel olarak gelip ilgilenmiş, Ege de bu yüzden geceyi hastanede geçirmişti annemden öğrendiğime göre. Sanırım teşekkür etmemi bekliyordu ama çok beklerdi.

Merve ve Hazal beni mesaj yağmuruna tutuyordu,  yanıt vermiyordum. Onlara inanılmaz derece olan kızgınlığım Ege için de geçerliydi ama o herhangi bir iletişim girişiminde bulunmamıştı.

Bulunmasındı...

Bu yaptıkları şey iyilik değil,kötülüktü, çok büyük bir riskti, korkunçtu

Annem bir şey olsa bana bunun hesabını kim verecekti?

Durumu iyi olabilirdi ama bana yalan söyledikleri için onlara olan kızgınlığım geçecek gibi değildi.

Geçmesindi...

'Dede.'

'Efendim.'

Mutfakta çay demlerken buldum dedemi. Son haftamızın ilk günüydü ve günlerdir bitmek bilmeyen, annemi görmeden de geçmeyecek olan gerginliğimi ona yansıtmamaya çalışıyordum.

'Kahvaltıyı hazırlamışsın ellerine sağlık.' diyerek yanağına doğru uzanıp bir öpücük bıraktım.

Bana alışıyordu ve belli etmemeye çalışsa bile yüzünde bir tebessüm oluyordu zaman zaman. Beyaz kaşları, daha az çatılıyordu.

Aella'nın söylediğine göre,  onun başında beklediğim gecenin sabahında güne keyifle başlamıştı Nicolas.

Tabi sadece magazine haberlerini görene kadar sürmüştü bu durum, o konuya hiç girmiyorum.

Bir de ara sıra neden canımın sıkkın olduğunu soruyordu.

'Geç otur, çay hazır.'

'Akşam yürüyüş yapar mıyız?'

Bay Dimitri, dedem kendini iyi hissettikçe temiz  havada yürüyüş yapmamızı tavsiye etmişti geçtiğimiz gün dedemi kontrol için uğradığında.

Aella'nın çevirisi ile bunu öğrendiğim için dedemle bir kaç gündür yürüyüşe gidiyorduk.

Aklım annemdeydi ama madem geri dönemiyordum, son günlerimde bütün kozlarımı kullanmalıydım.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin