115. Bölüm - Gün Batımı

2.9K 469 693
                                    

Merhaba,

Bu bölüm de daha önce eklediğim kısımlar var. Oraları atlayabilirsiniz. Düğün gününün ilk kısmını da kestim, tekrar hatırlamak isteyen için 'Güneşin Ufka Değdiği Yer' adlı bölümde var.

Böyle hızlı geçmek değildi planım ama her zaman tutmuyor malumumuz :)

Keyifli okumalar🧡

🎈

Mayıs

"Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan."

'Ne gemiler yaktım ben Ufuk balım, kıçı kırık bir sandalın lafı mı olur?'

1A sınıfından Ufuk gözleriyle güldü ama devam etti şiirini okumaya. Gözleriyle gülmek diye harika bir şey var. Dudakların yana kıvrılmıyor ama gözlerin küçülüyor, kenarları kırışıyor, bir de yıldız gibi parlıyor.

'Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.'

'Gidenin arkasından asfalt dökeriz, maksat rahat rahat yol alsın.'

'Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,'

Buna bir söz bulamadım. Siyah ufka bakmak kısmı hoşuma gitmediği için diğer dizeleri bekledim.

'Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.'

'Mevzu gemi değil, beklemeyi sevmiyorum.'

Ufuk dayanamadı, bana bakmamak için gülerek gözlerini kapattı bu defa. Bana bir kere baksa gülmekten devam edemeyecekti. Hala konsantre olmaya çalışması beni de güldürmüştü.

'Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.'

'Bir-'

'Ahu bir dur da şiir bitsin.' dedi Nisan en sonundaki dayanamayarak.

'Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden. Al bitti.' dedim.

Herkes bana şaşkınca bakarken şiiri bitirdim.

'Ahu balım, sen baya romantiksin bizi yiyorsun.' dedi Berke abartıyla.

'Baya baya şiir falan okumaya başladın.'  diye onayladı Bekirullah.

'Yok canım, Hümeyra'nın şarkısı işte oradan biliyorum. Yoksa nereden bileceğim?' dedim kıkırdayarak. Az dinlemedik sonuçta.

Yuvarlak masamızda toplanmış, Nisan'ın gösteri saatini bekliyorduk. Tiyatro salonunda yapılacak gösteri için ön sıralardan yerimiz çoktan hazırdı.

Ufuk mu?

İyi gibi görünüyor ama değilmiş. İlk hastaneye gittiğinden bu yana her gün odasına doktorun odasına gidip gerçekten kötü mü diye  sormuştum, her seferinde aynı cevabı almıştım.

Ben doktorun yalancısıyım. Doktorlar zaten hep yalancı.

'Balım, üç dakikadır elimi tutmuyorsun.'

Destina kıkırdarken, Ufuk'un yüzünün aldığı ifadeyi görünce sırıttım.

'Tamam tamam, şaka.' dedim gülerek. Sevgililer sürekli el ele tutuşmaz mı? Merve ve Soner sürekli el ele tutuşuyordu, Destina ile Göksel o kadar sık olmasa da ara sıra.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin