82.Bölüm - Ahu'lar Vadisi

4.3K 560 1.3K
                                    

Merhaba,

En en en uzun bölümle geldik, çünkü iki bölüm :) dinlene dinlene okursunuz artık 😂🤭  O sırada beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın :) 

TuncayAzer1903 geçmiş doğum günün kutlu olsun bal, bu aralar biraz geriden geliyorum :) 🌸🦋

Hata varsa affola,

Keyifli okumalar 🧡

🎈

'Yaşamımda ilk kez, aynı anda hem gülmek hem ağlamak istedim.'

'Dur, tekrar okur musun burayı?'

'Ama Ahududum, böyle oluyor mu hiç?'

Doğum günümden bir hafta sonrasıydı. Restoranda çalıştığım saatleri azalttığımız için, erkenden evde oluyordum.

Bahar dönemi başlamış olmasına rağmen havalar ısınmak nedir bilmiyordu.

İnci teyze akşam yemeğini hazırlarken, Merve bitkisel bir karışım yapıyordu ona verdiğimiz küçük odasında. Babam suntaları birbirine geçirip, üzerine bir de şeffaf muşambalı düzenek eklemiş, minik bir kaç sera yapmıştı. Merve de içinde minik bitkiler yetiştiriyordu okuldan istedikleri için.

Değişik bir bölüm olduğunu söylemiştim.

İşten gelir gelmez kıyafetlerimi değiştirip yere koyduğum mindere uzanmış, ayaklarımı peteğe dayamıştım.

Öyle dümdüz yatarken, tavana bakmaktan canım sıkıldığı için, Hazal bana Uçurtma Avcısı'nı okuyordu bu saatlerde.

Aslında kitabı okuması için yere uzandığımı sanıyordu ama ben yürüdükçe içi su dolan botlarım ayağımı ıslatığı için, keskin bıçak gibi olan acısı geçsin diye ayağımı ısıtmaya çalışıyordum.

Az kalmıştı. Bir ay daha idare edersem, yazlık ayakkabılara geçiş yapabilecektik.

Param vardı, yok değildi. Bizimkilerden isteyebileceğim duruma da gelmişlerdi dedem sayesinde ama garip bir şekilde zevk alıyordum ayağımdaki acıdan. Hayatın gerçek yüzünü gösteriyordu sanki bana. Bu hayat da, bir nevi benim asker ocağım sayılırdı.

Ölmeye niyetimin olmadığını sandığım, yaşarken her anında kahkaha atmaya yemin ettiğim hayatın.

Hazal benden cevap alamayınca biraz daha devam etti okumaya. Asla hayır diyemezdi.

Hazal Duracell pilse, diğerleri sıradan karbon çinko pildi.

Böylesi hoşuma gidiyordu. Bir kaç defa kitabı elime alıp okumaya çalışmıştım ama olmuyordu. Gözlerim satırlarda gezinirken midem bulanıyordu, bir el boğazımı sıkıyordu. Aynısı ders çalışırken de oluyordu ama işin içine mecburiyetler girince bir yere kadar dayanabiliyordum.

Bu konuda anneme çekemediğim için üzülmüyorum desem, yalan olur. Büyüdükçe üzüldüğüm konuların artmasına, ayrıca üzülüyorum.

Üzül, üzüle baka baka... Yok, böyle değildi.

'Ekmek almayı unutmuşuz. Hay Allah.'

İnci teyze, terliklerini şıkırdatarak salona gelince başımı ters çevirip ona tepetaklak baktım. Hâlâ yerde yattığım için dünya tersine dönmüş gibiydi.

Ya dünya değil biz dönüyorsak?

'Meri' ye söyle alsın anne, dün ben aldım. '  dedi Hazal.

Az önce hayır diyemediği konusuna güncelleme geldi. Sadece bana hayır diyemiyor.

Hayırlısı.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin