Merhaba,
Çok sakin bir bölüm, öylesine dinlenmelik :)
Şimdilik...
Keyifli okumalar 🧡
🎈
Ölenle ölünmediği gibi, yaşayanla da yaşanmıyordu bazen.
Hazal iki üç aydır yaşayan bir ölü gibi dolanıyordu etrafımızda. Ne bizimle, ne Giray'la, ne İnci teyze ile tek kelime konuşmuyordu mecbur kalmadığı sürece. Bu kadar etkileneceğini hiç birimiz tahmin etmiyorduk.
Hadi biz neyse, saçları yüzünden ilk zamanlar Giray'la görüşmeyi dahi kabul etmiyordu.
Okula sadece final sınav haftası gitmiş, kalan günlerde odasından çıkmamıştı. Hocaları devamsızlık konusunda yardımcı olsa da, çalıştığı yer yardımcı olmamış, işten çıkarmıştı.
İnci teyze, deli gibi iş arıyordu şimdilerde. İki aydır kirayı tek başıma ödüyordum. Merve de mutfak ve fatura masrafına katkıda bulunuyordu.
Zorlanıyorduk ama sorun etmiyordum. Eskiden olsa, canımı alın paramı almayın derdim ama şimdi öyle değil. Paranın da kıymeti yok artık.
Dolar olmadığı sürece...
Parktaki geceden bir hafta sonra, boş bir vakitte spor salonuna gidip Fatih'le çay içmiştim. Olanlar hakkında konuşmamız gerekiyordu, o benim sırrımı biliyordu sonuçta. Yabancı sayılmazdık artık.
Kerim Kutay'a gelince, haftada iki gün okulda ya görüyor, ya görmüyordum. Bunda, parktan ayrılmadan önce söylediklerimin etkisi de vardı tabi.
Tedavi olması gerekiyordu. Bana değil, işinin ehli bir baytara, pardon doktora.
Normal bir insan olmadığı sürece bana selam dahi verse polise ihbar etmekle tehdit etmiştim onu. Pek gönüllü olmasa da yanıma gelmiyor, okulda karşılaşınca biraz bakıp başını çeviriyordu.
Mesaj atmayı kesmediğini belirtmek isterim. Ara ara annesini soruyordum, böyle uzaktan, en güzeli. Bazı insanlar uzaktan daha güzel oluyordu.
Kerim Kutay'ın henüz insan olma evresini başarıyla tamamlamadığı konusunda hemfikiriz.
Bu arada polisten korktuğunu söyleyemeyeceğim. Onun asıl elini ayağına dolandıran şey benim duyanı çileden çıkaran tiz çığlığım.
Bakın, şaka yapmıyorum. İlk zamanlar kolumu tutup, çekiştirip bir şeyler söylemek istediği oluyordu.
Bahçede miyim?
Basıyordum çığlığı.
Kantinde, koridorda ya da sokakta. Önce derin bir nefes alıyor ve bitmek bilmeyen çığlığa başlıyordum. Bilsem daha önce yapardım. Bütün herkes sus pus olup bize bakınca, Kerim Kutay ne yapacağını şaşırıp, sinirleniyor, yanımdan ışık hızıyla uzaklaşıyordu.
Öyle basit bir çığlık değil ama kolumu bacağımı testereyle kesiyorlarmış, gözlerimi kaşıkla oyuyorlarmış gibi bağırıyordum. Opera sanatçısı olacak nefesim olduğunu da böylelikle keşfetmiş oluyordum.
Bela varsa, çözüm Ahu'da.
Kerim Kutay'ın dışındaki kötülüğün içinde gizli olan iyiliği görüyordum. Bu iğne ucu kadar olan iyilik beni sağa sola savurup kolumu morartmasına göz yumacağım anlamına gelmiyordu.
Neyse ki çığlık attığım için sadece mesajla iletişim kuruyordu şimdilerde. Bu onu eğitme aşamasıydı. İyi bir eğitimci olduğum söylenemezdi. Zaten öyle bir niyetim de yoktu, tek derdim kendimi korumaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı)
HumorHayat yapbozundaki eksik parçayı arayan Ahu'nun güldüren hikayesi 🐟 Büyüyoruz ve bu umrumuzda değil. 🎈